THY'nin imdadına Zaman yetişti

Amsterdam'da dokuz kişinin ölümü ve 135 yolcunun büyük çoğunluğunun yaralanmasıyla sonuçlanan uçak kazası, AKP'nin "prestijli" kurumu THY'nin başını ağrıtınca, yöneltilen eleştirilere cevap vermek Zaman gazetesine düştü.

soL (HABER MERKEZİ) Taraftar basının amiral gemisi Zaman gazetesi, kamuoyunun vicdanına oynayan "Deve siyaseti 9 canı geri getirir mi?" başlıklı haberiyle, AKP'nin prestijini kurtarmak için CHP'yi "deve siyaseti" yürütmekle suçlarken, inandırıcılığına gölge düşmemesi kaygısıyla olsa gerek, Ulaştırma Bakanlığı'nın kazayla ilişkili kimi hatalarına ve uçak kazası nedeniyle tekrar hatırlanan apronda deve kesilmesi olayını kendilerinin de onaylamadıklarına, geçerken değindi.

"THY Türkiye'nin en prestjli kurumlarından biri. Son yıllardaki atağı ile dünya havacılık sektöründe de söz sahibi olmaya başladı. Daha güvenilir, daha konforlu ve daha tercih edilir bir havayolu şirketi olma yolunda ilerliyor. Dünya'da yaşanan ekonomik krize rağmen kâr marjını artırmayı başarmış bir şirket THY" ifadesiyle başlayan Zaman haberinde, suçun kimde olduğu ve nerede hata yapıldığıyla, THY'nin eksiklerinin ne olduğuyla ilgili hiçbir bilgi verilmeden, ana muhalefet partisi CHP'nin THY yönetimi ile Ulaştırma Bakanlığı'nı suçlu ilan ettiğine ve kazanın nedenini "apronda deve kesen zihniyet"e dayandırdığına yer verildi.

CHP Grup Başkenvekili Kemal Anadol'un "hacdan gelirken, ayaklarında plastik terlikler, darmadağın bir kıyafet, iki metre arkasında yürüyen eşi ve THY'nin Genel Müdürü... Bileşik kaplar gibi bunlar" sözlerini alıntılayan Zaman, "deve kesmek" ile "deve siyaseti yapmak" arasında bir fark olmadığını, Başbakan Erdoğan'ın Davos "çıkışı"nın iç siyasette kullanılmasının etik olmadığını dile getiren CHP'nin daha cenazeler toprağa verilmeden kazayı siyasi malzeme yaptığını, bunun da apronda deve kesmek kadar "absürd" ve "skandal" bir davranış olarak nitelendirilmesi gerektiğini söyledi.

Gerçekler "Zaman'la" anlaşılır mı?
"Gerçekler zamanla anlaşılır" mottosunu uçak kazasına ilişkin habercilik anlayışıyla bir kez daha hatırlatan ve önemli olayları dilediği gibi manipüle ederek haberleştirmesiyle bilinen Zaman gazetesi, gerçeklerin mecrasını değiştirme yeteneğini daha önce de bolca sergiledi.

18 çocuğa mezar olan Konya'daki Kuran kursu binasının çökmesinde, Zaman, binanın yasal durumuna ilişkin aceleci tavrı ve gerçekleri karartma yönündeki haberciliğiyle "fark yaratmıştı". "Medya acıda bile irtica aradı" başlığıyla verdiği konuya ilişkin bir haberinde, olayı insani yönüyle ele alma hassasiyetini sergileyen Zaman, "Konya'daki acı olayın ardından bir kısım çevrelerin irtica yaygarası çıkartmak istemesi tepkiyle karşılandı. Bütün Türkiye'yi yasa boğan hadise, bazı gazetelerin internet siteleri tarafından istismar edildi. 'Cemaatin kaçak kursu 18 can aldı' başlığının altına tüyleri diken diken eden yorumlar eklendi" demişti. Diyanet-Sen Genel Başkanı Ahmet Yıldız'ın "bu çocuklar jimnastik kursunda olsaydı yine aynı şekilde mi yaklaşacaktınız?" sözlerine de yer vermeyi ihmal etmemişti.

Müzisyen Burhan Şeşen'in oğlu Serhan Şeşen'in, kısa bir süre önce, Fethullah Gülen cemaati ile yakın ilişkili Özel Sema Hastanesi'nde ölmesi üzerine hastaneyle ilgili sağlık skandalları gündeme geldiğinde de, gerekli tüm "düzeltmeler" Zaman gazetesinin haber sayfalarında yapıldı. Hastanenin reklamının açıktan yapıldığı gazetenin yazarlarından M. Nedim Hazar, olayla ilgili bir yazısında, "Burhan Şeşen'in gencecik oğlu Serhan ölümle pençeleşiyormuş. Baba Şeşen merhamet yerine öfke ile yaklaşıyordu olaya. Zira oğlunun sağlığından dolayı üzüntü içinde, acı içinde kıvranması gerekirken, çözüm yolları aramak yerine doktorlara, hastanelere hakaret eden, üzerine gazeteci yollayan bir babanın davranışı -eğer acı onu böylesine fevrileştirmiyorsa- vatandaşına samimiyet ve şefkat göstermek yerine tokat atan devlet gibi geldi bana" diyerek, Burhan Şeşen'e "susması"nı salık verdi.

Zaman gazetesi, Ankara'da yedi üniversite öğrencisi gencin, yılbaşı gecesi doğalgaz zehirlenmesi nedeniyle yaşamını yitirmesi olayında da, doğalgaz kurumunu aklamaya çalışan haberciliğiyle akıllarda yer etmişti.