Teyitli bilgi: Sosyal medyayı engelleyemezler

Sosyal ağları şu günlerde değişmez kabul ediyor olabiliriz. Her zaman orada olacaklarını düşünüyor olabiliriz. Ancak hükümetin alacağı olağanüstü kararlarla bu sistemlerin de çalışmaz hale gelmesini hesaba katmaya başlamamız lazım.

(soL - Haber Merkezi) Gezi Parkı direnişiyle birlikte internet üzerindeki yaygın sosyal ağları kullanarak haberleşebilmenin ne kadar önemli olduğunu gördük. Özellikle Twitter gibi kısa metin ve görsel paylaşımına yönelik hızlı kullanılabilen ağlar, etkili iletişim kurmamızı ve deyim yerindeyse anlık çalışan bir basın organını bir anda oluşturmamızı sağladı. Zaman zaman gerçek hayatta da tanıdığımız arkadaşlarımızı bile yine bu ağlar üzerinden doğrudan mesaj yoluyla harekete geçirebildik.

Peki ya sosyal ağlara erişilemezse?
Hükümet interneti kesse bile, kendi bilgisayarlarımız arasında kurabileceğimiz kablosuz bağlantılarla ve evlerden aldığımız internet bağlantısı desteğiyle özel bir ağ kurabiliriz. Bu özel ağımız üzerinde bizim için çalışan iletişim mekanizmaları ve sosyal ağlar kurabiliriz. Üstüne üstlük bu ağlar, sadece bize özel olmakla kalmayıp dünyanın diğer bölgelerindeki insanlara da ulaşabilir.

Aslında, egemenlerin tüm internetin fişini çekmeden de yapabilecekleri var. Zaten bu kadar büyük bir internet erişimi engellemesinin kapitalizmin kendini ayağından vurması olacağını iddia edenler de var. Ancak yine de kısa süreli ve Taksim-Beşiktaş gibi göreli olarak küçük alanlarda bir internet kesintisinin uygulanması da şaşırtıcı olmaz.

Bu aşırı önlemi almanın siyasi sonuçlarının da olacağından hareketle karşı karşıya kalabileceğimiz ilk saldırının “yoğunluk” veya “arıza” bahanesi ardına saklanan adres bazlı kısıtlamalar olacağını düşünebiliriz.

Twitter’a erişim kısıtlanırsa
Varsayalım ki hükümet ilk Youtube yasağındaki gibi sadece adres bazlı bir kısıtlamaya gitti. Bu durumda yapılacak şey, cihazınızın DNS ayarlarını (adresleri çözmeye yarayan küresel sistem) değiştirmek. Bunun masaüstü veya dizüstü bilgisayarlarımızda nasıl yapıldığını çoğumuz öğrendi. Ancak bu ayarı cep telefonlarında yapmak o kadar kolay değil. Bunun birkaç nedeni var. Ana neden GSM operatörlerinin ve Apple veya Google gibi cep telefonu işletim sistemi üreticilerinin bu ayarların kolayca değiştirilmesini istememeleri.

Neyse ki, hem Android’de hem de iPhone’da kullanılabilen iki uygulama sayesinde bu kısıtlamayı aşabiliyoruz. Android için Orbot, iPhone için Onion Browser adındaki bu iki uygulama, TOR adındaki bir sistemi temel alıyor. TOR, anonim, güvenli ve engellenemez bir internet erişimi sağlamak için tasarlanmış ortaklaşmacı bir ağ. Sistem bağlanmak istediğiniz web sitesine başka bilgisayarlar aracılığıyla bağlanmanıza dayanıyor. Sistemin güvenliği ise, bu bilgisayarların çok farklı kombinasyonlarda zincirler oluşturmalarına dayanıyor. Bu gibi sistemlerin engellenmesi oldukça zor. Öyle ki, Çin hükümeti bu ağı engellemek için oldukça çaba sarf etmiş olmasına rağmen hâlâ bazı yöntemlerle kullanılabiliyor olması da bunun göstergesi.

Bahsi geçen bu uygulamaları yükledikten sonra Android’de Orweb, iPhone’da da doğrudan Onion Browser içinden Twitter’a anonim ve güvenli bir şekilde erişmeniz mümkün. Aynı altyapıyı kullanarak anlık mesajlaşma içinse Android’de Gibberbot, iPhone’da ChatSecure adlı yazılımı kullanabilirsiniz.

Tüm internet kısıtlanırsa ne yapılmalı?

Daha önce de dediğimiz gibi Türkiye’nin tüm internetini kesmek ya da daha küçük bir alan olarak İstanbul’un tüm internetinin kesilmesi çok büyük sorunlar yaratacaktır. Yine de Taksim Meydanı, Beyoğlu veya Beşiktaş gibi küçük alanlarda bu denenebilir. Ne yazık ki, bu duruma önceden hazırlıklı değilsek yapabileceğimiz pek bir şey yok.

Ama önceden yapılabilecek de çok şey var. Örneğin böylesi bir afet durumunda evlerimizdeki kablosuz modemleri ve bilgisayarlarımızı özel bir yazılım aracılığıyla sokaktaki eylemcilerin iletişimlerini sağlamak için paylaşabiliriz. Bahsettiğim, basitçe hepimizin kablosuz bağlantılarımızın adını ve şifresini belirli bir şeye ayarlamasından çok farklı. Aslında, ondan daha etkili, güvenli ve sağlam bir işten, cep telefonlarımız arasında kendi özel ağımızı kurmaktan bahsediyorum.

Kendi özel ağımız
Fikir, her bilgisayarın veya cep telefonunun hem alıcı hem de verici olabilmesine dayanıyor. Bu şekilde, ağın tüm parçaları birbirine her zaman yeteri kadar yakın olmasa bile, örneğin hareket halinde olsalar bile, ağa dahil olan tüm bilgisayarların haberleşmesi mümkün oluyor.

“İyi de, internet kesildiyse Twitter’a veya Facebook’a nasıl ulaşacağız?” diye soranlar olabilir. Cevabı, kendi Twitter’ımızı ve Facebook’umuzu kurmaktan geçiyor. Kulağa korkutucu derece zor gelen bu işin, özgür yazılım sayesinde o kadar da zor olmadığını, basitçe Diaspora veya muadili Movim adlı yazılımların bilgisayarınıza yüklenmesiyle halledilebildiğini söyleyerek ayrıntılarına girmeyeyim.

Daha da güzeli, bu gibi sistemlerin hepsini bir seferde kullanmaya başlayabilmeniz için hazırlanmış bir işletim sistemi de var: Project Byzantium. Tipik bir dış mihrak ürünü!

Ayrıca sistem gereksinimleri küçük tutulduğu için Raspberry Pi gibi küçük ebatlardaki bilgisayarlara da yükleyip sırtta taşımak mümkün (bu küçük bilgisayarları önümüzdeki hafta ele alacağız). Böylece bir kişinin taşıdığı cihaz ile çok sayıda kişi aynı anda iletişim kurma imkanına kavuşur. Bu cihazlardan taşıyan kişilerin birbirlerine yeterli uzaklıkta durmasıyla çok büyük kalabalıkların bile aynı ağa dahil olabilmesi sağlanabilir.

Tabii ki bu durumda da her şey güllük gülistanlık değil. Zira kendi içimizde bir ağ kurmuş olsak bile anlık olarak dış dünyaya sesimizi duyuracak bir yolumuz olmayacak. Bunu aşmak için uydu bağlantılarından faydalanılabilir. Evlerinde uydu bağlantısı olan kişilerin vereceği destekle, kendi aramızda kurduğumuz özel ağımız internete de açılabilir.

Hem bu aşırı durumda hem de normal zamanlarda kullanabileceğimiz bazı araçlar da var. Nightweb bunlardan birisi. Bu araç, size cep telefonunuzdan blog makaleleri yazma, fotoğraf paylaşma ve bunları doğrudan takipçilerinizle paylaşma imkanı sunuyor. Daha karmaşık ama daha güçlü bir anonimlik ve kalıcı bir iletişim imkanı sağlayan başka bir araç ise Syndie. Syndie, tüm alt katman protokollerini son kullanıcıya fark ettirmeden güvenli bir şekilde kullanıp tamamen dağıtık ve anonim bir iletişim sistemi oluşturmanıza olanak sağlıyor.


Acil durumlar dışında iletişim güvenliğini nasıl sağlarız?

Linux kullanın!

Linux, kaynak kodları herkese açık bir işletim sistemi. Bunun birkaç etkisi var.

Birincisi, kullanıcı olarak kullandığımız yazılımın kölesi değiliz. Onu istediğimiz gibi okuyabildiğimiz gibi, istediğimiz gibi de değiştirebiliyoruz. Kendi başımıza düşündüğümüzde bu imkanların çok faydası yokmuş gibi gözüküyor. Ancak dünyanın tüm yetenekli bilgisayarcılarının gözünün bu işletim sistemi üzerinde olmasının ve göze çarpan tüm hataların çok hızlı bir şekilde düzeltilmesinin Linux’u güvenlik açısından vazgeçilmez yaptığını tahmin etmek de zor değil.

Bununla birlikte, özellikle Windows’un Linux ailesinden işletim sistemleriyle karşılaştırıldığında sistem tasarımına içkin güvenlik zaaflarıyla dolu olduğunu da not etmek gerek.

Ayrıca bu gibi kapalı kodlu işletim sistemlerinde değişiklik yapma hakkınız yasal olarak engellendiğinden, sisteminizi güvenlik açısından güçlendirmek için yapabileceğiniz birçok ayarı yapmaktan da mahrumsunuz.

Daha da özel bir öneri yapmak gerekirse, Tails adlı Linux tabanlı işletim sistemini kullanın. Bu işletim sistemi, Linux ailesinden işletim sistemlerinin güvenlik açısından sağladığı avantajların yanında, internetteki sitelere erişirken de tam bir anonimlik için gerekli araçları bütünlüklü bir şekilde barındırır.

Firefox kullanın!

Diğer tarayıcılar yerine Firefox kullanın. Linux’a benzer bir şekilde, Firefox da açık kaynak kodludur. Benzer güvenlik avantajları vardır. Ayrıca birçok anonimleştirme aracı Firefox’a uyumlu olarak üretilir. Örneğin, TOR projesinin ürettiği “TOR Tarayıcı Paketi” (TOR Browser Bundle) kullanarak erişime kapatılan Twitter veya Facebook gibi sitelere girmeniz mümkün olacaktır.

E-postalarınızda anahtar temelli şifreleme kullanın!

Anahtar temelli şifreleme (PGP veya GnuPG) kullanırsanız, e-postalarınız üçüncü kişiler tarafından okunamaz. Eskiden sadece e-posta alma verme işinde kullanılabilen bu teknoloji, Mailvelope ve WebPG gibi tarayıcı eklentileriyle Gmail veya Yahoo gibi e-posta hizmetlerinde de kullanılmaya başlandı.

Bu yazı ilk olarak soL gazetesinin BilimsoL ekinin 27 Haziran 2013 tarihindeki dosya konusu olarak yayınlanmıştır.
BilimsoL ekibinden Onur Güngör hazırladı.
facebook.com/BilimsoL
twitter.com/BilimsoL