soL'un 12. sayısı çıktı: Emperyalizm varsa barış yok!

soL dergisinin 12. sayısı emperyalizmin bölgeye yeniden müdahalesinin meşrulaştırılmaya çalışıldığı, baş döndürücü gelişmeler karşısında kamuoyunda kafa karışıklığının görüldüğü bir anda çıkıyor. Bugüne kadar birçok kere kanıtlanan bir gerçeği, emperyalizm varsa barışın olmayacağı gerçeğini hatırlatmak için.

soL dergisi bu hafta kapakta, ABD emperyalizminin IŞİD’in Kobane saldırısının ardından ortaya çıkan koşulların da yardımıyla bölgedeki gelişmelere nasıl tekrardan ve açık biçimde müdahil olmaya başladığını, bunun bizzat bölge aktörleri eliyle teşvik edilmesinin siyasi arka planını ve buna karşı nasıl mücadele edilmesi gerektiğini tartışıyor.

Gelişmeler Kürtleri ABD’nin rotasında bir “ulusal birliğe” doğru ittirirken, AKP’yi de haddini bilmeye zorladığı görülüyor. Bölgede gerçek bir barışın olabilmesi için en acil görevin emperyalizmin bölgeden uzaklaştırılması olduğuysa, her geçen gün bir kez daha görülüyor. Erman Çete yazdı: En acil görev emperyalizmden kurtulmak!

ABD’nin Kobane’ye yaptığı silah yardımı tartışılmaya devam ederken, Türkiye’de bir kesim bu yardımın kabul edilmesini ve PYD’nin ABD’yle işbirliğini IŞİD saldırıları karşısında Kobane’nin kendini savunması için mecbur kalmasıyla meşrulaştırmaya çalışıyor. Oysa bu koşullar aniden ortaya çıkmış değil. Türkiye ve Suriye’deki Kürt liderlerinin politik tercihlerinin koşulların bu noktaya gelmesinde belirleyici olduğu görülüyor. Ali Beysülen bu süreci yazdı: Mecburiyet değil, tercih

'Polis Hizbullahçılara silah dağıttı'
IŞİD’in Kobane’ye saldırılarına karşı yapılan eylemlerde polisin şiddetine maruz kalan bölge halkı, Hizbullahçıların polis tarafından cami önünde dağıtılan sopalarla saldırdığını söylüyor. Selin Asker, Diyarbakır’a giderek bölge halkıyla yaptığı görüşmeleri ve gözlemleri aktardı, bu hafta soL’da.

Türkiye solunda ortak ses
Türkiye solunun önemli bir kesimini temsil eden bileşenlerin ODTÜ Vişnelik’te yürüttüğü tartışma sürecinin son toplantısında "Birleşik Haziran Hareketi" adıyla yola devam kararı alındı. Komünist Parti Merkez Komite üyesi ve Vişnelik Toplantıları’nın katılımcısı Erhan Nalçacı ile, bugüne kadarki süreci ve önümüzdeki dönem için yol haritasının ne olduğunu konuştuk.

İşçilere 4/C tuzağı
Pek çok kişi, “4/C”yi ilk olarak TEKEL direnişiyle duymuştu. O günlerde, tüm ayrıntılarıyla öğrendiğimiz güvencesiz çalışma biçimi unutulmuş olacak ki, bugün özelleştirilmesi planlanan kurumlardaki işçiler 4/C’yi bir kurtuluş olarak görebiliyor. On binlerce işçinin çalıştığı şeker fabrikalarının ve elektrik üretiminin özelleştirilmesine hız verildiği bu süreçte, 4/C’yi yeniden hatırlamak gerekiyor. Yıldız Koç yazdı: 4/C tuzağı: Denize düşüp yılana sarılmak.

Nobel ekonomi ödülü adrese teslim
Nobel Ekonomi Ödülü, üçüncü kez bir Fransıza verildi. Ödülü alan Jean Tirole’ün kariyeri dikkat çekiyor. Fransa’da neoliberal politikaların savunulması adına iz bırakan Tirole, merkezi planlama karşıtı çalışmalarıyla da biliniyor. Evin Nagehan yazdı.

soL’da Kadıköy dosyası
AKP’nin, Kadıköy’deki laik ve ilerici birikiminden hazzetmediği bir gerçek. soL iki hafta boyunca, Haziran’dan sonra TOMA’yla tanışan, direnişe geniş katılım göstermesiyle o günden beri iktidarın hedefine oturan İstanbul’un bu en büyük ilçelerinden biri olan Kadıköy’ü mercek altına alacak. Tam da bu saydığımız nedenlerden dolayı, bir memleket meselesi olduğu için. Birinci bölüm bu hafta soL’da.

Ve daha fazlası:

18- ‘Akademideki mücadele yükselecek’
20- ‘Kadro değil, bilim mücadelesi bu’
21- Validebağ’a cami kuşatması
22- Çapa’da bir garip soruşturma
23- Sağlık için pamuk eller cebe!
24- ‘Bu dava utanç vesilesidir’
30- Merkez’den ‘günah keçisi’ yaratmak
34- ABD’nin amacı kaosun sürmesi
36- Sağlığı çıkarlara alet eden Küba değil, ABD
38- 500 yıldır bitmeyen kavga
44- Doğurganlık oranı neyi gösterir?
46- Sosyal dışlanma ve saldırganlık
48- Gericiliğin kıskacı daralırken Türkiye
52- Onlar oradaysa biz her yerdeyiz...
56- Kaybettiğimiz bir insan, bir orman...

Yazılarıyla
Aydemir Güler/ Esnek ülke, esneyen ülke
Kemal Okuyan/ Saçmalama hakkı bitti...
Alpaslan Savaş/ Sarılma, öldür!
Kemal Kadıoğlu/ Rağmen mi?
Şule Süzük Toker/ Kovaladıkça kaçan...
Enver Aysever/ Aras umuttur, onlar umudun düşmanı!
Nihat Behram/ Yalakaölçer