Haftalık olarak yayımlanan dijital soL Dergi'nin 17'inci sayısı çıktı. Abonelikle okunabilen dergi yeni sayısında 24 Haziran seçim sonuçlarıyla ilgili değerlendirmelere yer veriyor ve Türkiye'yi bekleyen ekonomik ve siyasi kriz başlıklarına odaklanıyor.
Aydemir Güler “Kazanan: Sermaye partisi” başlıklı yazısında, 24 Haziran’da ortaya çıkan tabloda TBMM bileşiminin, farklı tellerden düzene yaranma yarışında olacağının açık olduğunu, bu dönemde en çok aşındırılacak kapınınsa kuşkusuz TÜSİAD’ınki olacağını yazıyor.
Ali Rıza Aydın “Cumhurbaşkanlığı adı altında yönetilebilir devlet” başlıklı yazısında seçimlerin ardından, artık geleneksel parlamenter rejimi bırakarak yeni bir rejimle yönetilecek olan Türkiye’deki yeni durumu genel bir bakışla okura sunuyor.
Orhan Gökdemir “Dip dalgasından it dalgasına” başlıklı yazısında köprüden önce son çıkış diye nitelendirilen bu seçimlerde de köprüye doğru ilerlerken ortadan kaybolan adayları yazıyor ve “köprü” tehlikesi durdukça müsamerenin süreceğini belirterek “İyi de biz ne zaman inşallah?” sorusunu yanıtlıyor.
Nevzat Evrim Önal “Sosyal demokrasi neye yarar” başlıklı yazısında son bir hafta içinde olanlara bakınca hemen her şeyin daha önce yaşananların tekrarı olduğunu hatırlatarak “Sosyal demokrat partiler, CHP ve HDP, akılsızlardan mı oluşuyor? Neden her seçime bile bile lades?” diye soruyor ve düzenin sosyal demokrasiye verdiği görevi yazıyor.
Tevfik Taş “Avrupa Birliği: Sığınmacıların Elysium Çayırları mı?” başlıklı yazısında Avrupa’nın ve özellikle Almanya’nın göçmen konusuna yaklaşımını ele alıyor.
Gülay Dinçel “Dünya yerinde durmuyor, Türkiye ekonomisinin çöküş dinamiklerini besliyor” başlıklı yazısında ABD’nin ticaret kısıtlamaları, petrol fiyatlarındaki artış, doların avro karşısında değer kazanması ve İran’a karşı yaptırımların dışa bağımlı ve borç stoku altındaki Türkiye ekonomisini yakın dönemde nasıl etkileyeceğini yazıyor.
Ekonomik krizin etkilerini ve seçimlerden sonra nasıl bir gelecek öngördüklerini iki plaza emekçisine soran soL Dergi’nin söyleşisi “Kriz gündelik hayatımıza yansıyor” başlığını taşıyor.
Özkan Öztaş “Sivas: ‘Bir Acıyı Kuşlamak’” başlıklı yazısında Sivas Katliamı ve bir dizi suikastla ülkenin ilerici, aydınlanmacı birikimine kastedildiğini belirterek AKP ile kol kola giren cumhuriyet düşmanlarının bu yıkımda nasıl elbirliğiyle yerlerini aldıklarını anlatıyor.
Emrah Kartal “Dört yılda bir Brezilya” başlıklı yazısında 2014 FIFA Dünya Kupası’nda ortaya çıkan toz dumanın ardından iktidara gelen darbe hükümetine, tutuklu Lula’ya ve Ekim’de yapılacak seçimlere değiniyor.
Asaf Güven Aksel “Sait Faik: Bir ‘hişt!’e dönüp bakmak” adlı yazısında bugünün saflaşmasında büyük hikayecinin “omzunu omzumuza değdiren” özelliklerini hatırlatıyor.
soL Dergi bu sayısında Türkiye Komünist Partisi’nin 24 Haziran seçimlerinin ardından yaptığı açıklamayı okurlarıyla paylaşıyor: “Sahte çözümlerle buraya kadar”.
soL Dergi'ye abone olarak yeni ve eski sayıları okumak için aşağıdaki görsele tıklayınız.