'Seçim sonuçları Türkiye'de otoriterleşmenin son aşaması'

ABD'li çevrimiçi dergi olan Slate, Türkiye'nin seçim sonuçlarına ilişkin bir yazı yayımladı. Yazıda Erdoğan'ın seçim zaferinin Türkiye'de otoriterleşmenin son aşaması olduğu, ABD'nin yaşananlardan ders çıkarması gerektiği vurgulandı.

Dış Haberler

ABD'li çevrimiçi dergi Slate'te yayımlanan Yascha Mounk imzalı yazıda Türkiye'deki seçim sonuçları değerlendirildi.

Yazıda birkaç yıl önce pek çok dünya ülkesinin Erdoğan'ı büyük devlet adamı olarak selamladığı, ABD ve AB basınının Erdoğan'ın ülkenin demokratik kurumlarını işlevsel hale getireceğini ve toplumsal uzlaşma sağlayacağını iddia ettiği hatırlatılıyor.

2000'lerin sonlarına doğru bu tablonun solmaya başladığı, dışarıda ve içeride ise bu durumun çok geç fark edildiği vurgulanıyor. Erdoğan'ın orduyu kontrol altına almak için hamleler yaptığı, bu hamlelerin ordunun siyaset üzerindeki etkisinin azaltılması adı altında meşrulaştırıldığı hatırlatılırken, dinselleşmenin her geçen gün daha da arttığı, Erdoğan'ın son aşamada seçim sistemini kendi lehine değiştirdiği belirtiliyor.

Pazar günü yapılan seçimin sonuçlarıyla birlikte Türkiye'nin artık liberal demokrasi ülkesi olmadığı ifade edilirken, 15 Temmuz sonrası hapse giren gazeteciler ve KHK ile işten atılan insanlar hatırlatılıyor.

Seçim gününde birçok usulsüzlüklerin yaşandığı, daha önceden doldurulmuş sandıkların olduğu, müşahitlerin dövüldüğü, Kürt bölgelerinde silahlı adamların seçmenlerin oy kullanmasını engellediği aktarılırken, tüm bu manipülasyonların ve tehditlerin Erdoğan'ın yüzde 53'e yakın oy almasına yettiği belirtiliyor. Bu seçimle birlikte Erdoğan'ın yetkilerinin büyük ölçüde genişlediği, artık başka kurumların onayını almadan daha hızlı karar alabileceği ifade ediliyor.

Dış gözlemcilerin bir zamanlar Erdoğan'ın Türkiye'yi otoriterlikten kurtarıp "Atatürk kültü"nü aşmasını sağlayacağını umduğu, ancak Erdoğan'ın tam aksine ülkeyi daha da otoriterleştirerek kendi kişi kültünü oluşturduğu belirtiliyor.

Bir zamanlar çoğunluğu müslüman olan bir nüfusla istikrarlı bir demokrasi kurması beklenen Türkiye'nin büyük bir trajedi yaşadığı ve aynı zamanda bu durumun diğer ülkeler için ciddi bir tehlike olduğu ifade ediliyor.

Türkiye'de yaşananlarla birlikte otoriter popülistlerin uzun vadede muhalefeti tamamen baskı altına alma ve basına yalan söyleme konusunda başarılı olabileceğinin kanıtlandığı, ABD'nin bundan ders alması gerektiği vurgulanıyor.