Hürriyet Ermeni düşmanlığı yaptığını kabul etti!

Hürriyet gazetesi, Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan'ın sözlerini çarpıttığını itiraf etti. Gazetenin okur temsilcisi, konuyla ilgili yazısında dolaylı olarak Hürriyet'in yaptığı haberciliğin barışı teşvik etmek yerine düşmanlığı körüklediğini kabul etti.

Hürriyet gazetesi Ermeni lider Sarkisyan'ın Ermeni gençlerine "Karabağ'ı biz aldık, Ağrı'yı size bıraktık" dediğini iddia etmişti. Fakar Sarkisyan aslında böyle bir şey söylememişti. Gazete, okur temsilcisi Faruk Bildirici'nin köşesinde dolaylı olarak bu gerçeği kabul etti. Hürriyet'in söz konusu yalan haberi, günlerce süregiden Ermeni karşıtı tepkiler yaratmıştı. Düşmanlığı körükleyen bu haberciliğin ne kadar tehlikeli olduğu, Hrant Dink'in de benzeri yalan haberlerle hedef gösterildiği hatırlanıldığında bir kez daha görülüyor.

Hürriyet'in bu haberin yanlış olduğunu itiraf etme sürecini Ermeni haber sitesi News.Am şöyle yazdı:

Türkiye’de yayımlanan Hürriyet gazetesi okur temsilcisi okuyucularının uyarılarına yanıt olarak yazdığı makalede Ermenistan cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın sözlerinin dolaylı olarak tahrif edildiğini itiraf etti.

Kürşat Bozkurt adlı bir bir Hürriyet gazetesi okuru gazeteye önderdiği iletide, iki ülke arasında çıkan krizin ardından “Karabağ’ı biz aldık, Ağrı’yı size bıraktık” başlıklı haberi yeniden okuduğunu belirterek “Ne var ki, haberin içinde başlıktaki ifadelerden eser yoktu. Bunu iş edinip Sarkisyan’ın konuşmasının orijinaline ulaştım. Hürriyet’in haberinde yer alan başlık ve ″Gençlerine resmen hedef gösterdi″ biçimindeki patlangacın gerçeği yansıtmadığı apaçık görülüyordu. Geçtiğimiz günlerde ″savaş gazeteciliği″ ve ″nefret suçları″ndan söz etmiştiniz. Aslı olmayan böyle bir başlık, bunlardan hangisinin kapsamına giriyor sizce?”

Hürriyet gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, köşesinde okurdan gelen eleştirilere verdiği yanıtların yer aldığı makalede Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın, “Ermeni dili ve edebiyatı yarışması”nda bir öğrencinin sorusuna verdiği yanıtla ilgili haberin, Hürriyet’te, “Karabağ’ı biz aldık, Ağrı’yı size bıraktık” başlığıyla basına yansıması ve nasıl ‘bir bardak suda fırtına krizi yarattığı’ konusunu işlemekte.

Faruk Bildirici, okuyucu Kürşat Bozkurt’u yanıtlayabilmek için Okur Temsilcisi olarak haberleri gözden geçirdiğini süreci incelediğini beirterek, haberlerle ilgili şu bulgularını sıralıyor:

- 26 Temmuz’daki haberin içinde Sarkisyan’ın ″Karabağ’ı biz aldık, Ağrı’yı size bıraktık″ diye bir cümlesi yok. Her ne kadar, “Karabağ’ı biz aldık” dedikten sonra “Her neslin görevi vardır” vurgusu yapıyorsa da ardından “Ülkelerin gücü ve itibarı yüzölçümüyle ölçülmüyor” cümlesiyle sözlerini dengeleme gereksinimi duyuyor. Dolayısıyla “yorum”a dayanan başlık, haber ile örtüşmüyor. Nitekim haberi yazan Nerdun Hacıoğlu’nun değiştirilen başlığı “Sarkisyan Ağrı’yı hedef gösterdi” biçimindeydi.

- 28 Temmuz’da Erdoğan’ın Bakü’de yaptığı açıklamalarla ilgili haber ve spotu, “..Erdoğan, gençlere ″Dağlık Karabağ’ı biz aldık. Siz Ağrı’yı alın″ diyen Sarkisyan’a..” cümlesiyle başlıyordu. Böylece iki gün önce bir yorum sonucu oluşturularak Sarkisyan’a atfedilen cümle bu kez tırnak içine alınarak, aynen böyle söylemiş gibi veriliyordu.

- 29 Temmuz’da, Koçaryan’ın açıklaması “Erivan’ın pişkin yanıtı: Türklerinki yaygara” başlığı ile haberleştirilmişti. Haberin girişinde de “pişkin tavır takınarak” gibi taraflı ve yargı belirten bir ifade yer alıyordu ama bu kez Sarkisyan’ın sözleri “Ağrı dağı bölgesini gençlerine hedef gösteren nasihat açıklaması” olarak düzeltilmişti.

Yazısının devamında Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nin üçüncü maddesini hatırlatan Bildirici daha sonra şunları kaydediyor:

Gazetecilerin “barışı” savunması gerekliliğinin altı çizilen o maddede “Gazeteci, insanlar, topluluklar ve uluslar arasında nefreti, düşmanlığı körükleyici yayından kaçınır” deniyor.

Gazeteci olarak bizlere düşen, Türkiye ve Ermenistan arasındaki anlaşmazlığın aşılma çabasına katkı vermek. Bunun için de “çatışma gazeteciliği” değil, “barış gazeteciliği” yapmamız zorunlu...

Şimdi bir düşünelim gerçeğe, barışa ve çözüme odaklanmak o haberin başlığını, “Karabağ’ı biz aldık, Ağrı’yı size bıraktık” diye atmak mıdır? Yoksa örneğin “Sarkisyan: Ülkelerin itibarı yüzölçümüyle ölçülmüyor” diye mi?

Sarkisyan aslında ne demişti?
NEWS.am daha önce Ermenistan cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın Tsaghkadzor’da düzenlenen Panarmenyan V. Ermeni Dili-Edebiyatı, Ermeni Dünyası Bilgi Olimpiyatı katılımcılarıya buluşması esnasında okul öğrencilerinden birinin ″Gelecekteki Ermenistan hangi sınırlara sahip olacak? Acaba Batı Ermenistan, Ararat’la beraber bize geri döner mi?″ sorusuna Serj Sarkisyan’ın şu yanıtı verdiğini bildirmişti:

Bütün bunlar sana ve senin nesline bağlı. Benim neslim, kendi önüne koyduğu sorumluluğu icra etti, 90’lı yılların başında yurdumuzun parçalarından biri olan Karabağ’ın düşmanlardan korunması gerekliydi, biz bunu başarabildik. Ve ben bunu herangi birini eleştirmek için söylemiyorum.

Herbir neslin bir görev olduğunu ve görevi icra edebilmesi gerektiğini, iyi icra edebilmesi gerektiğini söylemek istiyorum. Eğer sen ve yaşıtların gayret ve şevk esirgemezseniz, sizlerden büyük ve sizlerden küçük olanlar sizin gibi tutum alırlarsa, biz dünyanın en iyi ülkelerinden birine sahip olacağız.

İnan ki birçok durumda ülkenin ağırlığına toprak ölçüsüyle karar verilmemekte. Ülke modern olmalı, güvenli olmalı, müreffeh olmalı, ve bunlar herhangi bir halka dünyanın bilinen, güçlü, tanınmış halklarıyla yan yana bulunma olanağı veren koşullardır. Hepimiz refah yaratabilmek için borcumuzu ödemeliyiz, hepimiz aktif, çalışkan olmalıyız.

Biz buna ulaşabiliriz, çok rahat ulaşabiliriz. Tarihte bir kez olmamak üzere biz buna ulaştık. Benim bundan şüphem yok, senin de şüphe duymamanı istiyorum. Evet! Biz, Anka kuşu gibi küllerimizden hep tekrar dirilen bir halkız.

(soL - Haber Merkezi)