Havuz problemi!

Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın 300 bin dolara tekne aldığı tartışmaları sönümlenmemişken medya havuzlu villa tartışmasına geçti. Neredeyse tüm gazetelerde tartışılmaya başlayan havuzlu villalar konuşulmaya devam ederken Türkiye'de sınırlı bir gelirle yaşayanlar ne havuza girebiliyor, ne de işgal altındaki denizlere...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun AKP Genel Başkanı için "Recep Bey" söylemini kullanmış, daha sonra bu söyleme şöyle açıklık getirmişti: "Ben orada farklı iki pencereye dikkat çektim. Bir Tayyip bey penceresi var. Anadolu'dan gelirken yırtık ayakkabıyla gelen, yoksulluk içinde büyüyen, futbol oynarken bile krampon parasını arkadaşından alan, mağdur olan bir Tayyip bey. Bir de bunun dışında siyasete atıldıktan sonra zenginleşen, çocukları Amerika'da okuyan bunun masrafını iş adamlarının ödediği bir düzen... Havuzlu villalara taşınan, yedi yıldızlı otellerde tatil yapan. Çocuklarının düğünlerini saraylarda yapan bir Recep Bey... "

Havuz tartışmalarını seven medyada bir anda manşetlere, Başbakan Erdoğan'ın havuzlu villaları, Kılıçdaroğlu'nun ve Erdoğan'ın mal varlığı açıklamasındaki sahip olduğu konutları, havuzlu villa sahiplerini taşıdı. Havuzlu villa haberleri ile boğulan gazetelerde yok yok.

Kılıçdaroğlu'na "havuz" davası
Mersin'de havuzlu villası olan bir kişi, havuz tartışmalarında kendisini muhatap görerek çıkıp açıklama yaptı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında, kurultayda yaptığı konuşmada havuzlu ev sahiplerini dürüst olmamakla suçlayarak hakaret ettiği iddiasıyla Kılıçdaroğlu'na dava açan Oktay Avcu, "Ben de havuzlu evde oturuyorum. Senden daha çok halkçı, daha çok vatansever ve daya iyi yurttaşım. Memur ve tüketici zihniyetiyle, etliye sütlüye karışmadan, 8 saatle genel müdürlük koltuğuna tırmanmadım. Üretim zihniyetiyle 18 saat çalıştım, sermayemi ve gücümü birleştirip elimi hep taşın altında tuttum. Senden daha çok vergi ödedim" dedi.

Kılıçdaroğlu söz verdi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, havuzlu villa söyleminin ardından ortaya çıkan tartışma ortamında gazetelere konuşarak "söz verdi." Kılıçdaroğlu "Ne ben zenginleşeceğim, ne çocuklarım zenginleşecek bunun için halkıma söz veriyorum. Her zaman halka hesap vereceğim, söz veriyorum. Villalarda, havuzlu villalarda oturmayacağım" dedi.

CHP kendi 'tabanını' kırar mı?
CHP'nin Acarkent ve Beykoz Konakları’nın bulunduğu Acarlar Mahallesi’ndeki oy oranının yüzde 73,44 olması ayrı bir haber unsuru oldu. "Kendi tabanına dönük söylem geliştirdi" şeklinde eleştirilen Kılıçdaroğlu ile ilgili sorularla muhatap olmak zorunda kalan CHP Beykoz İlçe Başkanı İsmet Konca, havuzlu villa açıklamaları hakkında görüş beyan etmekten kaçındı. Konca, “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, havuzlu villa tartışması başlattı, ancak Türkiye genelinde CHP en yüksek oyu havuzlu villaların bulunduğu Acarkent ve Beykoz Konakları’nda oturanlardan alıyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları çelişki değil mi?” sorusuna “Bu soruyu bana sormanıza gerek yok. Kemal Bey’e sorun. Bana niye soruyorsunuz?” şeklinde cevap verdi.

Demirel taktiği mi?
Havuzlu vilları köşelerine konu eden yazarlar da çeşitli başlıklarla "havuz"u konu edindi. Kemal Kılıçdaroğlu'nun çamurlu siyaset yaptığını savunan Hadi Özışık, Kılıçdaroğlu'nun Demirel'i örnek aldığını belirterek, "Demirel de Çankaya köşkündeki 5 milyarlık avizelere takmıştı ama köşke çıktıktan sonra unuttu" dedi. Erdoğan'ın villasını kazanıp aldığını belirten Özışık, "Çalmadı ya o villayı" dedi.

Erdoğan'ın günahına mı giriliyor?
Milliyet Gazetesi yazarı Metin Münir, Erdoğan'ın mal beyanında bulunmayan villaları yazarak "Başbakan'ın günahına mı giriliyor. Bu olayın masum bir açıklaması var mı?" sorularını yöneltti. Daha önce karşılaştığı bir belediye çalışanından bu vilları duyduğunu ancak üzerine gidemediğini belirten Münir, "Kullanılamayacak haber kumarda kazanılmış para gibidir, insanı tedirgin etmekten başka bir şeye yaramaz. En iyisi ona sahip olmamaktır. Açık söylemek gerekirse, Başbakan bizi sindirmişti. Korku en iyi bekçidir derler. Korku, kimsenin müdahalesini gerektirmeden, kendi sansürünü uygular" ifadelerini kullandı.

"Havuzlu villa vurgusu yanlış"
Abbas Güçlü'nün bu hafta yayınlanan programında, Kemal Kılıçdaroğlu'nun başkanlığına CHP'nin yaşadığı süreç tartışıldı.Programın konuklarından HaberTürk Ankara Temsilcisi Ünsal Ünlü, havuzlu söylemin yanlış olduğunu belirterek "Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının içerisindeki en yanlış ve hala devam ettiği vurgulardan bir tanesi havuzlu villa vurgusu. Çünkü bir insanın para kazanması da havuzlu villada oturması da ayıp değildir. Önemli olan o parayı nereden kazandığıdır" dedi.

Mutlu Tönbekici alındı
Vatan gazetesi yazarlarından Mutlu Tönbekici, daha önce kendisinin de bir havuzlu villa kiraladığını belirterek villaların apartman dairesinin kirası ile yakın olduğunu söyledi. Tönbekici köşesinde şöyle yazdı: “Havuzlu villa” için ne diyeceğimi bilemedim. Ucu bana da dokunuyor. Hatırlarsanız geçen yaz, Bodrum’da havuzlu bir ev kiralamak gibi bir densizlik yapmıştık. İstanbul’daki kira evimi geçici bir süre için bir arkadaşıma kiralayıp... Yani normal koşullarda ödeyeceğim kiradan fazlasını ödememiştim ama işte adı havuzlu villa. Hatta soyulunca “havuzlu lüks villa” diye anılmıştı bazı gazetelerde. Sonra yüzümüze gözümüze bulaşmadı değil. Soyulmak, alarmla yaşamak zorunda kalmak, maki yangını tehlikesi atlatmak, son olarak da anormal bir su faturası ödemek gibi yan etkileri çıkmıştı. Benim evdeki kiracı çıkar çıkmaz boşaltıp koştura koştura İstanbul’daki evimize dönüvermiştik. Fakat tekrar edeyim: İstanbul’da Arnavutköy’de dandik bir apartman katından daha yüksek değildi kirası. Tutması kolay, sürdürülebilirliği zor diyelim. (Bu kelimeyi kullandığıma da inanamıyorum!) Zengin işi mi değil mi çok da açık değil yani."

"Hizmetkâr" Tayyip'in havuzlu villası
Halka sık sık "Ben sizin efendiniz değil hizmetkârınızım" diyen Erdoğan'ın Üsküdar Çamlıca'daki villaları birkaç kez görüntülenmiş ancak basında fazla yer bulmamıştı.

Üsküdar Çamlıca'da bulunan ailenin her ferdine birer tane olmak üzere beş ayrı süper lüks villa yaptıran Erdoğan, mal varlığında villaların görünmemesine dair sessizliğini koruyor. Villaların tanesinin bir buçuk milyon dolara mal olduğu söyleniyor.

Türkiye'nin gözde kıyıları işgal altında
Halk açısından "havuz problemi"ni karmaşıklaştıran temel neden ise ülkemizde büyük kentlerde ve gözde tatil mekanlarında kıyıların oteller, restoranlar vb. özel işletmeler tarafından işgal altında olması ve üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde sahil şeridinin büyük kısmının kanuna aykırı şekilde özel şahısların kullanımına ayrılmış olması.

Oysa, Anayasa'nın 43. maddesinde “kıyılar, devletin hüküm ve tasarrufu altında. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir” hükmü bulunuyor.

Kıyı Kanunu'na göre ise sahil şeridi denizden kara yönüne 100 metre genişliğindeki alan olarak belirleniyor. Sahil şeridinin bu şekilde belirlenmesinin amacı, kıyıya kamu erişiminin sağlanması ve kıyı manzarasının açık olmasına öncelik verilmesi. Ancak Anayasa ve Kıyı Kanunu'nun ilgili hükümlerine rağmen, Türkiye'de denizde ücret ödemeden yüzebilmek neredeyse imkansız. Otel, villa ve restoranların işgal ettiği kıyılar dışındaki sahillerde giriş ücretsiz olsa bile şezlong parası, kabin ücreti vb. nedeniyle yüzme halka pahalıya patlıyor.

Kamu kuruluşlarının kıyılarda bulunan tesislerinde çalışanlarına ve halka sağladığı tatil imkanı da, bu kuruluşların özelleştirilmesi ile birlikte ortadan kalktı.

Havuz fiyatları el yakıyor
Öte yandan ülkemizde halkın yüzmek için kullanabileceği Belediyelerin ve Gençlik ve Spor Müdürlüğü'nün çocuk ve genç yaş grubuna hitap eden az sayıdaki havuz sayılmazsa, havuzlara erişimi de oldukça zor.

Örneğin iki kıtanın buluştuğu, Türkiye'nin en kalabalık kenti İstanbul'da yüzmek için havuzlardan yararlanmak dar gelirliler için neredeyse imkansız. İstanbul'daki havuzların büyük kısmı oteller ya da girişi üyelik gerektiren kulüp ve tesislere ait. Bu havuzlardan günübirlik kullanıma açık olanlarda, havuza girmek 2010 yılı fiyatlarına göre kişibaşına çocuklar için 15 TL'den, yetişkinler için ise 20-25 TL'den başlıyor. Bazı tesisler ise havuz ücreti dışında şezlong, soyunma kabini kullanım vb. için ayrı ücret talep ediyor. Bir aile için havuza sadece yüzmek için harcanacak meblağ günlük 100 TL'ye yaklaşıyor. Birçok havuzda ise abonmanlık-üyelik sistemi uygulanıyor. Bu havuzlarda yüzebilmek için ise sezonluk kişi başına 1000 dolara varan ücretler ödemek gerekiyor.

Havuz çilesine son vermek için gecekondusunun bahçesine havuz yaptırabilmaya karar veren bir asgari ücretlinin en iyimser hesapla 28 aylık maaşını havuz inşaatına ayırması gerekiyor. Havuzun temizliği ve gereken suyun temini ise cabası. Havuzun niteliğine göre fiyat değişse de, 5x5 metre boyutlarında bir havuzun yalnızca kaba inşaatı için 15 bin TL gerekiyor.

(soL-Haber Merkezi)