Gülerce'den "7.4 yetmedi mi" yazısı

Yüzlerce insanın hayatını kaybettiği, binlercesinin mağdur olduğu Van depreminde “hikmet” arayanların ardı arkası kesilmiyor. Bugünkü yazısında depremin "kardeşlik" konusunda Tanrı'nın uyarısı olduğunu iddia eden Gülerce, kısa süre önce Kürtlerle ilgili hiç de kardeşçe olmayan yazılar kaleme alıyordu.

Yüzlerce insanın hayatını kaybettiği, binlercesinin mağdur olduğu Van depreminde “hikmet” arayanların ardı arkası kesilmiyor. Bunlardan biri de “Tabiata kanunları koyan da O. Kanunları bir kenara koyup, mucizeleri yapan da O. Bu bizim inancımız. O zaman, koskoca bir depremin zamanlamasına kafa yormamız gerekmez mi?” diyerek depremin Tanrı tarafından Türkiye insanına yapılmış bir uyarı anlamı taşıdığını ifade eden Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce.

Bu kadar yüksek sayıda can ve mal kaybının sebebini, ucuz malzeme kullanımı, usule aykırı çarpık yapılaşma, rant peşinde koşan müteahhitler, olan bitenlere göz yuman devlet yöneticileri gibi faktörleri ve Van ile çevresinin fay hattı üzerinde olduğunu açıklayan bilim insanlarının görüşlerini göz ardı ederek açıklamaya çalışan bu zihniyetin vardığı nokta da oldukça manidar: “Gönüllerimizi bir arada tutan sadece inancımız, ortak değerlerimiz kaldı. Allah, bize, bizi bir arada tutan tutkalı hatırlatıyor: Kardeşliğimiz...”

Bugünkü yazısında "Kardeşliği" hatırlayan Gülerce'nin, AKP'nin Kürt siyasetini sertleştirdiği seçim sonrası dönemde ise "Yeni Türkiye, terörün belini bu defa kıracak" ifadelerini kullanarak, artan operasyonlara ve tutuklamalara destek verdiği biliniyor.

"Müminler açısından ilahi bir ikazdır"
Van’da binlerce insanın mağduriyetine sebep olan depremin, Türkiye insanına verilmiş bir "ilahi mesaj" olduğunu söyleyen Gülerce, depremin zamanlamasına kafa yorulması gerektiğini iddia ederek şunları kaydediyor:

"Van ve Erciş'i vuran deprem, müminler açısından İlahî bir ikazdır. O'ndan habersiz hiçbir şey olmuyor. Kıtaları kaydıran da O, fay hatlarında enerji biriktiren de O. Tabiata kanunları koyan da O. Kanunları bir kenara koyup, mucizeleri yapan da O. Bu bizim inancımız. O zaman, koskoca bir depremin zamanlamasına kafa yormamız gerekmez mi?"

"Tutkalımız ortak inançlar"
Gülerce, yazısının devamında Kürtler ve Türklerin bir arada tutan şeyin yalnızca ortak inançlar olduğunu söyleyerek şu ifadeleri kullanıyor:

"İlahi ikaz, Allahualem, bizim kardeşliğimizle ilgili. Çünkü bu topraklarda ısrarla ve haince bir Türk-Kürt çatışması ile kardeşliğimiz, birliğimiz, dirliğimiz hedef alındı. Gönüllerimizi bir arada tutan sadece inancımız, ortak değerlerimiz kaldı. O değerlerden kopartılan yeni nesiller eliyle sağlam zeminlerden, çürük zeminlere çekiliyoruz."

"Kardeşliği tüzükten çıkaranlar şimdi hatırladılar"
Hüseyin Gülerce, Gülen Cemaati’nin Kürtleri “inanç” temelli kuşatma siyasetini, deprem vesilesiyle yeniden üreterek bu doğal afetin bir mesaj olduğunu yineliyor ve şöyle devam ediyor:

"Allah, bize, bizi bir arada tutan tutkalı hatırlatıyor: Kardeşliğimiz... Deprem sonrasında olana bakar mısınız? Deprem bölgesine yardım yağıyor. Devletin imkânları, sivil toplumun imkânları seferber oldu. Fert fert hayırsever insanlar yardıma koşuyorlar. Battaniyeler ile su ile ekmek ile seyyar mutfaklar ile kan ile ter ile kucaklaşmaya koşuyorlar. Şu anda Van, Türkiye'nin kalbidir. Bu yürekten sarılma, bu içten kucaklaşma herkesi bir daha, bir daha düşünmeye sevk etmelidir. Parti tüzüklerinden kardeşlik kelimesini kaldıranlar bile şimdi kardeşliğin kokusunu hatırladılar..."

Nurcular'dan '7.4 yetmedi mi' karikatürü
Nur cemaatinin Mehmet Kutlular'ın başını çektiği kolunun gazetesi olan Yeni Asya'da Pazartesi günü, İbrahim Özdabak imzasıyla Van depreminin ilahi ikaz olduğunu işleyen bir karikatüre yer verilmişti:

Gülerce’nin kardeşliği
Gülerce’nin, deprem sonrasında “kardeşliği” hatırlaması, köşesini düzenli takip edenler için kısa süre önce yazdığı ve içinde pek de kardeşçe ifadeler barındırmayan bir başka yazısını akıllara getirdi. AKP’nin ve Gülen Cemaati’nin dönemsel ihtiyaçlarına denk düşen yazılar yazan Gülerce, kısa süre önce, hükümetin seçim sonrası yükselttiği “Kürt savaşının” propagandasını şu sözlerle yapıyordu:

"…Bunun için terörle mücadelede artık yeni, yepyeni bir dönem var. Yeni Türkiye, terörün belini bu defa kıracak. Bu defa yetki, sorumluluk, inisiyatif sivil hükümette olacak. Gulyabaniler, çeteler, karanlık odaklar kontrolünü kaybedecek. Terörle ilk defa, "Büyük Türkiye"ye yaraşır bir mücadele verilecek. Devletin gücünü zaafa uğratanlar devre dışı kalınca, sivil iradenin kontrolündeki polisin, jandarmanın, özel askerî birliklerin ahenkli çalışmalarıyla neler yapılacağını dost düşman herkes görecek…"

(soL - Haber Merkezi)