Ey Ertuğrul Özkök, hani bir zamanlar üniversite öğrencilerine önerdiğin bir şey vardı, hatırladın mı?

Diyordun ki "Bugün etrafınızdaki arkadaşlarınızın söylediklerini kaydedin, 20-30 yıl sonra tekrar bakın". Acaba sen, 1 Mart tezkeresi ve Irak Savaşı hakkında neler söylediğini tamamen unutmuş olabilir misin? "Kayıtlara" bir açıp baksan?

4 Nisan 2003 tarihinde Hürriyet gazetesindeki yazısında Ertuğrul Özkök şöyle diyordu:

"30 yıl sonra açılacak bir defter. Ben, zamanında yapmadığım için pişmanım. Ama bugün üniversitelerde okuyan gençler hala bu imkana sahipler. Onlara küçük bir oyun teklif edeceğim. Kendilerine bir hatıra defteri alsınlar. Tabii defter derken ağız alışkanlığı. Aynı şeyi bilgisayarlarına kaydedebilirler. Yapacağınız iş basit. Bugün kendinizin, yakın arkadaşlarınızın, daha uzaktan tanıdıklarınızın, öğrenci lideri durumunda olan tanıdıklarınızın çeşitli konularda neler söylediklerini kaydedin. Katıldığınız toplantılarda neler söylendiğini, hangi sloganların atıldığını, taşınan pankartların üzerinde neler yazıldığını tek tek diskete geçirin. Bu hatıra defterini veya disketi, sağlam bir yerde saklayın. Ne kadar mı? Şöyle 20-30 yıl kadar. Sonra bir gün bunları açıp okuyun. Orada yazılı her arkadaşınızın, tabii bu arada kendinizin nerede olduğuna bir bakın. O gün neler söylemişsiniz, onlar neler söylemişler? Hangi pankartları taşıyıp, hangi sloganları atmışsınız? Ve bugün ne düşünüyorsunuz, o konulara nasıl bakıyorsunuz? Arkadaşlarınızın kaçı hâlâ o günkü gibi düşünüyor, kaçının görüş zaviyesi 180 derece değişmiş? İnanın çok eğlenceli arkeolojik bir inceleme olabilir."

Özkök, bu yazıyı, 1 Mart 2003'te yüz bin kişini Ankara'da meydanları doldurduğu ve Meclis'in Irak Savaşı'na asker yollamayı düzenleyen tezkereyi geçirmeyi beceremediği günlerin, ardından ABD ve "uluslararası koalisyonun" Irak'ı işgal ettiği günlerin ertesinde yazıyordu.

Irak Savaşı'na girmemizi hararetle isteyen Özkök, 18 Haziran 2003 tarihli yazısında, 1 Mart Tezkeresi etrafında yaşanan siyasi mücadeleyi, "kolektif histeri" olarak adlandırıyordu:

"Çünkü Türkiye, o dönemde kolektif bir histeriye kapıldı.

Bu olayı basit bir ‘‘savaş karşıtlığı’’ veya ‘‘savaş kışkırtıcılığı’’ münazarasına çevirdi.

Ülkenin en aklı başında güçlerinin bile akılları başından gitti.

Bu fırsat [Bush'un Azor Adaları'nda işgale ortak olan devlet başkanlarıyla çektirdiği fotoğrafta yer alma fırsatı] kaçırıldı. "

Özkök, bugün Hürriyet'teki yazısında Rıza Sarraf ve malum bakan oğlunun Meclis'e ifade vermeye gitmeyi reddetmesini eleştirirken, milletvekillerine şöyle seslendi:

"Nerede bu ülkenin milletvekilleri...

Nerede bir zamanlar 1 Mart tezkeresini reddeden ve o Meclis'e tarihinin en şerefli payelerinden birini veren Bülent Arınç'lar..."

Özkök'ün yıllar önce üzerinde tepindiği tezkere "kazası", şimdilerde "Meclis tarihinin en şerefli payesi" olmuş.

Özkök gençlere önerdiği gibi bir defter tutuyor mu bilemiyoruz. Ama çok gerek de yok. Kendisinin yazıları Hürriyet arşivinde duruyor. Arada açıp okursa iyi olur.