Sami Menteş'in Gazeteci Arkadaşları 22 Ocak günü tutuklanan Yurt Muhabiri Sami Menteş için bir araya geliyor. Dünyanın en genç tutuklu gazetecisi olan Sami Menteş için bu akşam saat 20.00'da Taksim Tramvay Durağı'nda basın açıklaması yapılacak. Sami Menteş, ÇHD'ye yapılan operasyon çerçevesinde gözaltına alınmış ve 22 Ocak günü tutuklanmıştı.
Halen İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencisi olan Menteş, hazırladığı bir haberle ilgili ÇHD üyesi avukatlar ile görüşüyordu. Menteş'e sorgusunda geçmişte katıldığı yasal eylemler sorulmuştu. Arkadaşları genç gazeteciye özgürlük için "samimentes.blogspot.com" adlı bir bir blog açtı.
Kentsel dönüşüm yağmasıyla ilgili yaptığı haberlerle dikkat çeken Sami Menteş son olarak, Hrant Dink’le ilgili önemli bir haber üzerinde çalışıyordu.
Öte yandan çok sayıda isimden Sami Menteş'e destek mesajları geldi. Menteş'in çalıştığı Yurt Gazetesi'ne konuşan sanatçı, yazar ve gazeteciler şunları söyledi:
Ferhan Şensoy (Tiyatrocu-Yazar): Tutuklanan arkadaşımızın bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını diliyorum.
Oktay Ekşi (CHP Milletvekili, Gazeteci): Genç meslektaşım Sami Menteş’e destek vermek için Taksim’de olacağım.
Altan Öymen (Gazeteci): Genç meslektaşımızın tutuklanması bizleri üzdü. Sami’nin arkasındayız ve ona destek olacağız.
Banu Güven (Gazeteci): Türkiye koca bir gazeteciler hapishanesi oldu. İfade özgürlüğünün bu kadar baskılandığı bir dönem yaşanmadı. Gazeteciler tam anlamıyla sindirilmeye çalışılıyor. Buna karşı koymakta ısrarlı olunacaktır. Tutuklu meslektaşlar için güç birliği yapmaya devam edeceğiz.
Atilla Sertel (Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı): Genç bir meslektaşımızın tutuklanması kabul edilemez. Sami’yi sonuna kadar destekliyoruz. Bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını diliyoruz.
Derya Sazak (Gazeteci): Gazetecilerin mesleki faaliyetlerini yürütürken böyle bir operasyonla tutuklanması elbette ki ülkemize yakışır bir görüntü vermiyor. Sami’nin özgürlüğüne kavuşmasını istiyoruz.
Altan Erkekli (Oyuncu): Genç bir gazetecinin tutuklanması çok üzücü. Gazetecilerin özgürlüğüne kavuşmasını diliyorum.
Erbil Tuşalp (Gazeteci): Sami’nin de diğer gazeteciler gibi içeri alınması utanç vericidir ancak şaşırtıcı değil. İnsanlar diken üstünde görevlerini yapmaya çalışıyor. Sami’nin gözlerinden öpüyorum. Özgürlük diliyorum.
Levent Üzümcü (Oyuncu): Genç gazeteci arkadaşımızın tutuklanmasına çok üzüldüm. Umarım bir an önce özgürlüğüne kavuşur.
Edip Akbayram (Sanatçı): Hem çağdaş avukatların böyle birden bire hukuksuz bir şekilde gözaltına alınması hem de Grup Yorum gibi müzisyenler ve gazetecilere karşı yapılan saldırılar, hukukla bağdaşmayan konulardır. Türkiye'de 100'ün üzerinde gazeteci hâlâ ne ile yargılandığını bilmeden içeride yatıyor. Bunlardan biri de Sami Menteş. Bu yaşananlar hukukun çöktüğünün bir göstergesidir. Bu ülkenin bir sanatçısı olarak yaşananlara üzülüyorum ve herkes için adalet diyorum.
Rutkay Aziz (Sanatçı): Ne diyebilirim ki! Ülkemiz artık koca bir tutukevine dönüştürüldü. Gazeteci Uğur Mumcu’nun öldürülmesinin üzerinden 20 yıl geçti ama adaletsizlikler nezdinde hiçbir şey değişmedi. Gazeteciler, aydınlar, hukukçular üzerindeki baskılar devam ediyor. Genç gazeteci arkadaşımız Sami ve diğerleri de bu süreçten acı çekiyor, hepimiz gibi. Barışın, özgürlüğün ve adaletin gelmesi umuduyla selamlarımı yolluyorum kendisine. Siz gazeteci dostlarına ve Sami arkadaşıma özgürlükler diliyorum. Bilin ki yanınızdayım.
Bekir Coşkun (Cumhuriyet yazarı): Bu bir esir almaya dönüştü. Türkiye’yi dünyanın içeride en çok gazetecisi olan ülkesi haline getirdiler. Patronların kuyruğundan ayrılmayan gazeteciler yalakalık peşini bırakmadıkça bir gün onları alıp götürdüklerinde bunu farkına varacaklar. Günahtır! Bu yaştaki genç bir gazeteciyi tutup örgüt üyesi diyerek içeri atmak ayıptır. Yurt okurlarının tepkileri bana kadar geliyor. “Sami’ye sahip çıkın” diye her gün mesaj gönderiyorlar. Bugün Uğur Mumcu’nun ölüm yıldönümü... Şimdi de ayaktayken öldürüyorlar gazetecileri. Bizim mesleğimiz ayakta gezen ölülere döndü! Bu böyle gitmez.
Mustafa Mutlu (Vatan yazarı): Sami, çok enteresan bir dosyanın peşindeyken tutuklandı. Tutuklanan avukatlarla birlikte bu davadaki yaklaşım ne yazık ki diğer sözde örgüt davalarındaki yaklaşıma çok benziyor. “Önce tutukla sonra delil üret” mantığının bu operasyonda da ön plana çıktığını görüyoruz. Bu çağdaş hukuk devletlerinde asla uygulanmaması gereken yöntemdir. Sanıktan suça değil delilden suça gidilir. Önce suçu bulursunuz. Bu soruşturmada bu yine göz ardı edildi. Savcıların konuyla çok da ilgili olmadıkları kendilerine gelen polis sorularını sorarken ortaya çıktı. Genç gazeteci arkadaşımızın da böyle bir yaklaşıma kurban gittiğini düşünüyorum. Kendisinin en kısa zamanda aklanacağına inanmak istiyorum. Umarım yargı bu kez hızlı çalışır ve işlendiğini düşündüğüm büyük haksızlıklar bu kez genç insanların hayatlarını soldurmaz. Tüm Yurt ailesine şimdiden geçmiş olsun diyor ve dayanışma duygularımın kabulünü rica ediyorum.