Dağcılara "neden ezan okunmadı" baskısı

Suudi Arabistanlı bir dağcının Everest'in zirvesinde ezan okumasını gündeme getiren dinci basın, Everest'te ilk ezanı bir Türk'ün okumamasını dert edindi. Gazeteler zirveye çıkan Türk dağcılardan adeta hesap sordu.

Suudi Arabistanlı dağcı Faruk Saad Hamad El-Zuman’ın geçtiğimiz yıl Mayıs ayında dünyanın en yüksek tepesi olan Everest'in zirvesine yaptığı tırmanış, Türk basınında dağcının zirvede okuduğu ezanla gündeme getirildi. Suudi basınında konuyla ilgili çıkan haberlerde El-Zuman’ın Everest’e çıkan ilk Suudi Arabistan vatandaşı olması ve ülkenin bayrağını zirveye dikmesi öne çıkarılmış, 'ezan' ayrıntısı fazla yer bulmamıştı. Türk basınında ise bir dizi gazete, “Everest’in zirvesinde ilk ezan” başlıkları ile verdikleri haberlerde daha önce zirveye çıkan Türk dağcılardan adeta hesap sordu.

Cihan Haber Ajansı (CHA) tarafından servis edilerek Zaman, Vakit, Star ve Bugün gazetelerinde yer bulan habere göre, yedi yıldır dağcılık yapan Suudi vatandaşı El-Zuman, “Everest’e çıkma amacının burada ezan okumak olduğunu, Cenabı Allah'ın dünyada yarattığı en yüksek noktadan ilk ezanı okumakla müşerref olmaktan son derece mutlu olduğunu” ifade etti.

"Dünyanın en yüksek minaresi"
Haberlere göre, tırmanışıyla ilgili bir kitap yazan 30 yaşındaki dağcı, “hayatının en büyük ihtirasını zirveye çıkarak gerçekleştirdiğini, zirvede kaldığı 25 dakika boyunca ezan okuyup Suudi Arabistan bayrağını salladığını ve fotoğraf çektiğini” anlattı. Vakit gazetesindeki haberde, El-Zuman zirveye adımını attığı anda “Vav. Bu Allah'ın yarattığı. Subhanallah” dediği bilgisine yer verildi. Bugün gazetesi ise haberi "Dünyanın en yüksek minaresi!" başlığıyla verdi.

“Türk dağcılar ezan okudu mu?” merakı
El-Zuman'ın Arap ve Müslüman dünyası için gurur verici bir ilke imza attığı belirtilen haberlerde, gözlerin daha önce Everest’e tırmanan Türk dağcılara çevrildiği öne sürüldü.

Haberi internet sitesinde manşetten veren Zaman ile Star, şu ifadeleri kullandı: “Suudi Arabistanlı dağcıdan önce zirveyi gören Türk ve Müslüman dağcıların 'ezan' okuyup okumadığı bilinmiyor. Eğer okudularsa Zevman ‘Everest'te ilk ezan okuyan dağcı’ unvanını kaybedecek”. Bu iki gazetenin sporcunun ismini “Faruk Bin Saad Ez Zevman” diye yanlış yazması da dikkat çekti.

Vakit açıklama bekliyor!
“Everest'te ilk ezan ona nasip oldu” başlığını kullanan Vakit ise, “Eğer Everest'e çıkan Türklerden biri ezan okuduysa, Al-Zuman, şimdilik kazandığı ‘Everest'te ilk ezanı okuyan dağcı’ unvanını Türklere kaptırmış olacak. Şimdi herkes Türk dağcılardan gelecek cevabı bekliyor” diyerek Türk dağcıları adeta ifade vermeye zorladı.

Haber7.com sitesi de, haberi “Everest'te ilk ezan okuyan kim?” başlığıyla vererek üstü kapalı olarak Türk dağcıları “Hayır, ilk biz okuduk” gibi bir açıklama yapmaya davet etmiş oldu.

2006'daki 10 kişilik Türkiye takım tırmanışını görmediler
Gazeteler, el-Zuman'dan önce zirveye tırmanan ve ‘cevap vermeye’ çağırdıkları Türk dağcıları da oldukça eksik bir listeyle sıraladı. CHA tarafından servis edilen haberi kullanan dinci gazetelerin tümünde, Everest’e el-Zuman’dan önce 5 Türkün tırmandığı öne sürüldü.

Vakit, 1995'te Everest'in zirvesine çıkan ilk Türk olan Nasuh Mahruki’nin "Çok şükür ki ben Everest'e tırmanan ilk Müslüman dağcıyım" dediğini bir kenara not etti. Haberde anılan diğer isimler olan, 2001'de Nepal yönünden Everest'te tırmanan Tunç Fındık, 2006'da Everest'e tırmanan ilk Türk kadın olan Eylem Elif Koç ve 2007'de Tunç Fındık ile birlikte tırmanan Mustafa Kalaycı’nın durumları ise belirsizliğini koruyor!

Öte yandan, haberlerde ismine yer verilen ve Everest'e tırmanan ilk Türk kadın olan Eylem Elif Koç, 11 kişilik bir takımın parçasıydı. 2006 yılının Nisan - Haziran ayları arasında iki grup halinde ve tüm üyeleriyle birlikte Everest’e çıkan 10 kişilik tırmanış ekibi, Türkiye’nin ülke adı ile anılacak ilk takım tırmanışına imza atmıştı. Ayrıca ekipte toplam dört kadın dağcı bulunuyordu.

"Garip bir magazin vakası, muhatabı değiliz"
Konu ile ilgili görüşünü aldığımız 2006 Everest Türkiye Tırmanış Ekibi Üyesi, bu haberleri “garip bir magazin vakası” olarak niteledi. Şunları söyledi: “Biz 2006 Everest Türkiye takımı garip bir dinci magazin vakası olan haberin muhatabı hissetmedik kendimizi. Önceliklerimizi değişik ortamlarda ve araçlarla dile getirdik. Ülkemizi temsilen bir tırmanış olacaktı, ekip olmak önemliydi, kadınların varlığı kritikti, doğaüstü arayışlarla değil bilimsel ve sportif ilkelerle tırmanacaktık. Hedeflerin hepsi yerine getirildi. Bu sorunun muhatabı olanların yanıtı hazırdır mutlak. Biz onlar değiliz.”

Bireyselliğe karşı ‘takım tırmanışı’ modeli
Ekip, Türkiye'de birçok ilke imza atan tırmanışları ile ilgili “Hazır mısın Everest?” adlı bir de kitap yayımlamıştı. Başarılarındaki en önemli noktanın takım çalışması olduğunu sık sık öne çıkartan ekip, Türkiye'de bugüne kadar bireysel başarılara dayalı dağcılık şeklinin yaygın olduğunu, bunun yerine 'takım tırmanışı' modeline örnek olmak istediklerini vurguluyor.

Takım tırmanışı modelinde takım toplu halde hareket ediyor ve takım üyelerinden bazılarının devam edemeyeceği durumlarda ekipten seçilenler zirveyi deniyor. Sonuçtaki başarı da başarısızlık da ekibin tamamına ait oluyor. “Dağcılık tehlikeyle oynamak değil, doğaya karşı güç gösterisi de değil. Dağcılık doğayla bütünleşmek” diyen ekibe göre, dağcılık sporunda yaşanan ölümlerin çoğu, bireysel dağcılık modelinden ve tek başına habersiz tırmanışa çıkmaktan kaynaklanıyor.
(soL - Haber Merkezi)