BOYUN EĞME'de bu hafta: Kirli siyasete savaş açıyoruz!

Haftalık siyasi dergi BOYUN EĞME, yarın okurla buluşacak olan 10'uncu sayısının kapağına Komünist Parti'nin "Kirli siyaseti reddediyoruz" başlıklı on maddelik bildirgesini taşıdı.

Haber Merkezi

Haftalık siyasi dergi BOYUN EĞME her cuma olduğu gibi yarın da, meydanlarda, caddelerde, iskele ve duraklarda, Komünist Parti bürolarında, Nâzım Hikmet Kültür Merkezlerinde okurla buluşacak. 

BOYUN EĞME'nin 10'uncu sayısının kapağında, Komünist Parti'nin kamuoyuna dün duyurduğu "Kirli siyaseti reddediyoruz" başlıklı bildiregesi yer alıyor. "Kirli siyasete savaş açıyoruz" manşetiyle çıkan BOYUN EĞME'de bu hafta şu başlık ve konular yer alıyor: 

1-  Siyaset ama nasıl? 

Siyaset masa başında kurgulanan bir akıl oyunu olmadığı gibi emekçilerin sermaye sınıfının sömürüsünden kurtulmak için tek geçerli aracı, çıkarlarını savunmasının en güçlü yoludur. O zaman bu toz duman içinde bir seçme ve sadeleştirme işlemi kaçınılmazdır. 

2- Mülteci anlaşması: Altımızdaki dinamit (Erman Çete)

Avrupa Birliği ile Türkiye arasında varılan mülteci mutabakatı, hangi açıdan bakılırsa bakılsın korkunç. Elbirliği ile yurdundan edilen milyonlarca Suriyeli üzerinde dönen “at pazarlığı”, Suriye’nin konu hakkında söz sahibi olmaması gibi noktalar bir tarafa, bu ortaklığın açıkça Türkiye’nin altına yerleştirilen bir dinamit olduğunu söylemek gerekiyor.

3- Savaş mı? Almanya’sız asla! (Osman Çutsay)

Suriye’deki Rus uçağının barış görüşmelerini bombalamak için Ankara hükümetinin bir üst aklı eliyle düşürüldüğüne inananların eli kuvvetli. Kanıtlar ve gelişmeler ortada duruyor. Bir cehennem yayılıyor. Berlin de bu riskin altına giriyorsa eğer...

4- Yeni Kölelik Sistemi (Gamze Erbil)

Emperyalist savaşların yerinden ettiği milyonlarca insan, köle adayları olarak kendilerine yeni yerleşim yeri arıyor. Savaş kârlarına doymayan emperyalistlerse şimdi bu insanlık dramını sömürü çarkları içinde “yönetmeye” hazırlanıyor.

5- Devrimci mücadelede hedef her şey midir? (Kemal Okuyan)

Komünist Parti, “yeni bir ahlak” dedi, şimdi bunun unsurlarını geliştiriyor. Yeni bir siyaset kültürünü, onu var edecek tek özne olan komünistler güçlendirmeli, yaymalı, kirli siyasetle hesaplaşmalıdır. “Kirlenmeden siyaset yapılmaz” önermesi doğru okunmalıdır. Tersi de geçerlidir, “kirlenmeye meydan okumadan devrimci siyaset yapılmaz”.

6- Renault işçisi hesap bozuyor

Yedi ay önce başlayan metal direnişinin amiral gemisi Renault fabrikasında kıran kırana bir mücadele devam ediyor.  Patron sendikası MESS 12 Eylül’den bu yana kendisine kesintisiz hizmet eden Türk Metal’i toparlamaya çalışırken, Renault işçilerinin bir türlü kıramadığı örgütlülüğü, bütün hesabı bozuyor.

7- Evrim, Bilim ve Eğitim Sempozyumu 10 Yaşında

TÜBİTAK Darwin’li dergi kapağını sansürleyip, popüler bilim kitaplarını “yerlilik ve kültürel uyum” kriterlerine uymadığı gerekçesiyle toplatırken, gençler akın akın ülkenin dört bir yanından yola çıkıp evrim kuramını öğrenmeye geliyor.  Ve her sempozyumda umudumuz tazeleniyor, heyecanımız artıyor.           

8- Dilek, temenni ve mega projeler (Adile Kaya)

Hükümet Programı’na mega projeler damga vurdu. Sanayide dönüşüm konusunun hâlâ “planlama” aşamasında olduğu, ulaştırma projelerinin büyümenin sürükleyicisi olmaya devam edeceği dikkat çekiyor.

9- Komünistler Ne Okur? Nasıl Okur? (Oğuz Kavala)

Anlamak önemliyse, anlamanın ilk adımı da okumaksa, o zaman sıra “ne okumalı”ya gelip dayanır. Ne okursak okuyalım, belli bir bütünlüğü gözetelim. Bir oradan bir buradan okumak yerine amaca dönük ve plan dahilinde okumaya çalışmak her zaman daha verimli olacaktır. Ve daha keyifli…

10- Rusya Putin’den ibaret değil (Cana Önen)

Son dönemde dünyada en çok tartışılan ülke Rusya, lider ise Putin desek itiraz eden olmayacaktır. Dışarıdan her şeye hâkim güçlü lider figürünün arkasında yekpare bir ülke varmış gibi görünse de gerçek pek de öyle değil. Güçlü bir komünist geleneğin olduğu ülkede sınıf mücadelesi tüm hızıyla sürüyor.

11- Türkiye artık bir ortaçağ ülkesi mi? (Özgür Şen)

Bugün patronlar her fırsatta yalan söylüyor, kitleleri yanlış bir şekilde yönlendirmeye uğraşıyorsa, emekçiler bu yalanlara başka yalanlarla karşılık vermemeli, her koşulda gerçeğin peşinde koşmalıdır. Bugün hiçbir ilke gözetmeksizin herkes herkesin dostu veya düşmanı olabiliyorsa, emekçiler dostlarını ve düşmanlarını hangi ilkeye göre seçtiğini hiç durmadan anlatmalıdır.