Barlas'tan dersler: İktidar şakşakçılığı nasıl yapılır?

Türkiye'de medyanın neredeyse tamamiyle iktidarın emrine sokulduğu bir dönemin standart köşe yazarlarından biri olan Mehmet Barlas, dünkü "İktidarları desteklemek ayıp değildir" başlıklı köşe yazısıyla sırtını dayadığı iktidara övgüler düzdü.

Medyanın eski patronlarından Dinç Bilgin geçtiğimiz günlerde TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'nda 28 Şubat dönemi ile ilgili verdiği ifadede, şimdilerde AKP'nin medya kampından Sabah'ta köşe yazan Mehmet Barlas'ın 28 Şubat döneminde 25 bin dolar maaş aldığını söylemişti. 28 Şubat'ın ardından uzun yıllar geçti. Mehmet Barlas şimdi de, iktidardaki AKP'ye olan desteğini açıkça ortaya koymak suretiyle, bu meblağı kaça katladığını kamuoyunun önüne önemli bir sorun olarak koyuyor.

"Demokrasinin kalesi" ABD'den "Küçük ABD" Türkiye'ye dersler, Mehmet Barlas'tan...
Mehmet Barlas yazısında, ABD'nin çok okunan gazetelerinden The New York Times'ı örnek göstererek söz konusu gazetenin önümüzdeki ay yapılacak olan ABD Başkanlık seçimlerinde Barack Obama'yı desteklediğini belirtirken, iktidardaki Başkan'ın desteklenmesinin ABD'de kimse tarafından yadırganmadığını ileri sürdü.

Çoğulcu demokraside medya organlarının da seçmenler gibi bazı siyasi görüşleri desteklemesinin, bazılarını da eleştirmesinin doğal olduğunu, kimin iktidar olacağını ise seçmenlerin oylarının belirlediğini yazan Barlas, medyanın elindeki gücü kullanarak gerçekleri saptırmasının ve kamuoyunun tercihlerini belirlemesi gerçeğine hiç değinmedi.

Buraya kadar sadece ABD Başkanlık seçimleri ile ilgiliymiş gibi görünen yazısında Mehmet Barlas'ın asıl niyeti ise yazısının devamında kendini gösterdi. ABD'nin demokrasinin kalesi olduğu iddiasının ardından sözü Türkiye'ye getiren Barlas, Türkiye'de ise medyanın iktidardaki partiyi ve kişi veya kişileri desteklemesinin ahlak dışı görüldüğünden ve bu durumun adeta bir kural olduğundan şikayet etti.

Barlas'tan psikolojik çözümleme: "İktidarı eleştirenler takıntılı"
Mehmet Barlas iktidarın eleştirilmesini, "takıntılı biçimde Tayyip Erdoğan'ı yerden yere vurmayı günlük uğraş haline getirenler, yine bazıları tarafından 'ilkeli' olarak kabul ediliyor. Açıkçası bu durumu fazla yadırgamıyorum" sözleriyle mahkum etmeye çalıştı.

12 Eylül'ün çocuklarından kahraman yaratmak
12 Eylül darbesinin ardından iktidara gelen ANAP'ın topluma pazarlanmasında görev üstlenen ve Turgut Özal'a desteği ile öne çıkmakla kalmayıp danışmanlığını da yapan ve bu nedenle liberal olarak anılagelen Barlas, Adnan Menderes gibi Özal'ın ve şimdi de Tayyip Erdoğan'ın "resmi ideoloji"nin etkisi nedeniyle toplumda "rejimin tehdidi" olarak görüldüğünü iddia etti.

Mehmet Barlas ABD'li medya tekellerine özendi, oyunu belli etti
Yazısının başında "ABD demokrasisi"ne olan hayranlığını sergileyen Barlas, sadece içini dökmekle kalmayıp ABD medyasını örnek alarak gerçekleri tahrif etmeye ve AKP iktidarının tabuları ortadan kaldırarak özgürleşmeyi getirdiğini iddia etti ve nihayet kendisinin iktidara olan desteğini göstermekle kalmayıp kamuyounu belirlemeye dönük bir niyete sahip olduğunu da sergileyen şu sözleri etti:

Bugün Tayyip Erdoğan ve AKP, Menderes ile Özal'ın açtığı yolda ilerlemekteler. Ben bu çizgiyi destekliyorum. Eğer Erdoğan'ın söylemlerinde benim görüşlerime uymayan noktalar varsa onları eleştiririm. Daha özgürlükçü bir söylemin sahibi olmaları için, kalemimin gücü oranında çaba gösteriririm. Ama bu dönemde tabuların buharlaştığını, konuşup tartışmadığımız bir konunun kalmadığını da 'Özgürleşme' olarak yorumluyorum. Gizli ve açık cuntacılara, ideolojik saplantılılara, halkın seçimini küçümseyenlere karşıyım. Başka bir deyişle iktidardaki bir partiyi desteklemek utanılacak bir şey değildir.

Barlas'ın kafası karışık: "Demokrasinin kalesi"nden gönderilene itiraz...
Yazısına ABD medya tekellerinin seçim sürecindeki tutumunu The New York Times'ın iktidardaki Obama'ya desteğini açık bir şekilde ortaya koyabilmesini örnek göstererek, "ABD demokrasisi" nitelemesiyle göklere çıkaran Mehmet Barlas, bir liberalin kafasının ne denli karışık olabileceğini ve gelişmeleri, başkaları hakkında iddia ettiği halde asıl kendisinin "takıntılı" bir çerçevede yorumladığına işaret eden şu sözleri sarfetti:

... Çiller'in 'Gümrük Birliği' projesini de 28 Şubat darbesine destek vererek buharlaştırmaya çalıştılar. Bu dönemde uygulanan sabit kur politikasının nnasıl bir ekonomik kriz ile sonlandığını ve Amerika'dan gönderilen seçilmemiş bir kişye ekonominin nasıl teslim edildiğini herhalde hatırlarsınız.

AKP yalakalığı mı körleştiriyor?
Buraya kadar iktidardaki AKP'yi tarihsel bir bağlama da oturtmaya çalışarak kredibilitesini artırmaya soyunan Barlas, aslında anlamı çok açık olan bir mesai yürütüyor: AKP yalakalığı...

Sanki Türkiye'de AKP'yi desteklemenin ayıp sayıldığı bir medya ortamı varmış gibi yorumlarda bulunan Mehmet Barlas'a birilerinin, ülke medyasının neredeyse tamamının, özellikle de son dönemde, Suriye meselesi dahil AKP'yi övme yarışına girmiş durumda olduğu gerçeğini göstermesi gerekiyor...

(soL-Haber Merkezi)