Yanıt şu şekilde:

"Küba sosyalizmine yönelik azgınca saldırının hiçbir meşruiyeti yoktur

Zaman gazetesinin 4 Mart tarihli sayısında yayınlanan Atilla Yayla imzalı yazı, ülkemizde hüküm süren gericiliğin, insanlığın gördüğü en özgür ve en adaletli düzen olan sosyalizme yönelik nefretini bir kez daha gözler önüne sermektedir. “Biz diktatörlerin sosyalist olanını severiz” başlıklı yazı, okuru aptal yerine koyan yalanlar ve tahrifatlarla, Küba halkına ve onun önderi Fidel Castro’ya hakaret ve kin kusmaktadır.

Yazı, son dönemde Arap ülkelerinde yaşanan toplumsal gelişmeleri analiz etme iddiasından yola çıkarak, önce Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş dönemine değinmekte, daha sonra “diktatörlük” kavramı üzerinden Küba’ya ve Küba devriminin önderi Fidel Castro’ya azgınca saldırmaktadır.

Yazının en temel işlevi, yazarının cahilliğini, siyasal bilgiler “uzmanı” olmasına karşın siyaset biliminden nasibini almadığını, gerici düşünce sistematiğinin nasıl işlediğini ve en basit şekliyle aklı, aklın işleyişini yok ettiğini gözler önüne sermesindedir. Yazıyı eleştirmek gerçekten zordur ve içerik itibarıyla eleştirmek bir noktadan sonra anlamsızdır. Sözgelimi Mısır tarihinde aralarına tire işareti konarak yan yana yazılmaları olanaksız isimleri “Nasır-Sedat-Mübarek” biçiminde yazmak ancak, bir yandan cehaletin, bir yandan da tarihi çarpıtarak insan aklını yok etmeyi hedefleyen zihniyetin ürünü olabilir. Eğer bu gerici zihniyet, ABD işbirlikçisi Sedat-Mübarek çizgisinin, antiemperyalist Nasır’ın tasfiyesi ile iktidar olduğunu unutturabileceğini düşünüyorsa, çok yanılmaktadır.

Buradan yola çıkan yazar, sosyalizme yönelik nefretini kusmak için bir fırsat bulduğunu adeta büyük bir mutlulukla ifade ederek Küba’ya, Küba sosyalizmine saldırmaya başlamaktadır. Referans olarak gösterdiği Yoani Sánchez’in kim olduğu, bütün dünya tarafından gayet iyi bilinmektedir. Yoani Sánchez, Küba’da yaşayan ve özellikle internet araçlarını kullanarak Küba’daki yaşamla ilgili yalanlar söyleyen, kendisini internet dünyasında ve emperyalist basında çok iyi pazarlayan birisidir. Kendisinin çok sayıda Batılı hükümetle, özellikle de Polonya istihbarat servisiyle bağlantıları konusunda çok sayıda kanıt açığa çıkmasına rağmen ülke içinde hiçbir kısıtlama olmaksızın karşıdevrimci propaganda yürütmektedir. Evet, Atilla Yayla bu cümleyi yeniden okumalıdır: “…hiçbir kısıtlama olmaksızın karşıdevrimci propaganda yürütmektedir.” Diktatörlüğün hüküm sürdüğü iddia edilen bir ülkede Yoani Sánchez gibi yabancı hükümetlerin ajanı bir yalancı, rahatça yaşamaya devam etmektedir.

Yazarın Küba sosyalizmiyle ilgili yalanları ayrıntılı bir yanıtı hak etmektedir. Ancak Küba’da sosyalizmin kazanımları o denli fazladır ki, bu satırlara sığması mümkün değildir. Yazarın asıl derdi, Küba’da sosyalizmin yıkılması için kendisi ve dünyadaki diğer insanlık düşmanları adına bir “umut ışığı” belirdiğini düşünmesidir. Bunlara göre, Arap ülkelerindeki diktatörlükler yıkılmış, sıra Küba’ya gelmiştir.

Yazar aklı sıra, emperyalist ağa babalarına akıl vermektedir. “Elinize fırsat geçti, değerlendirin” demektedir. Ama kendisi de çok iyi bilmektedir ki Küba sosyalizmi, 52 yıldır dimdik ayakta durduğu gibi, başta Sovyetler Birliği’nin yıkılması ile başlayan karanlık dönem olmak üzere büyük zorlukların ve kendisine dönük bütün emperyalist saldırıların üstesinden gelmeyi başarmıştır. Küba devriminin önderi Fidel Castro da kendisine yönelen siyasi saldırıların dışında onlarca suikast girişimini boşa çıkarmıştır.

Küba devrimi, Küba sosyalizmi bu tür saldırıları boşa çıkarmaya devam edecektir. Sosyalizm, insanlığın yegane umududur, eşitliğin, özgürlüğün ve adaletin yegane güvencesidir. Küba halkı, kendisine yönelen bütün karşı propagandaya rağmen, büyük emeklerle kurduğu ve yaşattığı sosyalizme inanmakta, ona sahip çıkmaktadır. Atilla Yayla gibi, dünya üzerinde milyonlarcası bulunan gericilerin saldırıları boşunadır zira bu saldırıların hiçbir meşruiyeti bulunmamaktadır.

Saygılarımızla

José Martí Küba Dostluk Derneği
Yönetim Kurulu"