Uydurmaya doymuyor

Zaman gazetesi Maraş’ta yüzlerce Alevi ve solcunun öldürüldüğü katliamın planlayıcısının Sovyetler Birliği olduğunu iddia etti.

soL (HABER MERKEZİ) Zaman Gazetesi sola yönelik saldırılarına Maraş Katliamı'nda KGB'nin parmağı olduğuna yönelik iddiaları sayfalarına taşıyarak devam etti. Gazete Maraş Katliamı'nın önemli olaylarından "Güneş ne zaman doğacak" adlı filmin oynadığı sinemaya atılan bombayı Sovyet İstihbarat Örgütü KGB'nin yaptığını filmin yönetmen asistanı İsmail Güneş'e anlattırdı. Zaman Gazetesi'nin Güneş'in ağzından yansıttığı iddialara göre Kırım Türklerinin uğradığı "katliam"ın anlatılmasını engellemek için KGB Maraş'ı kana bulamıştı.

Uydurmaca hikâyeden belli
Filmin yönetmen asistanı olan Güneş yönetmenin prodüksiyon amirinden Kızıl Ordu üniforması istediğini prodüktörün kıyafetleri bulamadığını ve son çare olarak SSCB konsolosluğuna giderek " 'Biz Stalin zulmünden kaçan Kırım Türklerini anlatan bir film çekeceğiz. Bize sizin askerlerin kıyafetlerinden lazım'" dediğini anlatıyor. Daha sonra büroları defalarca "kalpaklı" adamlar tarafından basılıyor. Konsolosluktan "kalpaklı" adamlar filmin çekilmesini engellemeye çalışıyorlar ve zaten tüm olanlar da "SSCB'nin sinemaya tahammül edememesinden kaynaklanıyor".

Zaman Gazetesi "Sovyetlerin katliamını anlatmak için çekilen filmde Sovyet konsolosluğundan yardım istenmesini" yadırgamayarak röportaja devam ediyor ve Güneş'in "önce Karagümrük'te sonra Beşiktaş'ta filmin oynadığı sinemalar basıldı, cam çerçeve indirildi, kopyalar yakıldı" şeklindeki açıklamalarına yer veriyor.

Katliamı dahi çarpıttılar
Güneş yönetmenle Maraş'ı da içine alan Adana bölgesinin dağıtım şirketi arasındaki tartışma nedeniyle filmi İbrahim adlı bir arkadaşının götürdüğünü anlatıyor. Film gösterimi sırasında Maraş'ta konulan bombayla iki kişinin yaşamını yitirdiğini ve olayların kontrolden çıktığını anlatan Güneş "Bombadan ben iki ölü hatırlıyorum. Gerçi o zaman öyle alışmıştık ki ölüm haberlerine. Bunun üzerine kontra bir durum oldu. İki kişinin cenaze töreninde iki ölü, üç tabut var. Üçüncü tabutta silah var. Meydana gelindiğinde camilere, minarelere ateş açılıyor, insanlar öldürülüyor. Bir kaos ortamı. O zamanki Sovyetler Birliği bu filmi oynatmamak için elinden geleni yapmıştır. Sonunda Maraş'ı birbirine katmıştır. Alevi-Sünni çatışmasıydı, sağdı soldu demeye gerek yok. Sovyetlerin sinema filmine tahammül edememesidir tüm bunlar" diyor.

Sağcıların suçlarının da sorumlusu SSCB
Güneş'in ifadelerindeki çelişkiye rağmen düzeltme bile yayınlamayan gazete aktarmaya devam ediyor:

"Sonra iş çığrından çıktı, sinemalara bomba koyma modası başladı. Sürü filmine de bomba konuldu" diyerek sağcıların Maraş dışındaki saldırılarını da aklayan Güneş'in anlattıkları ise katliamın ortaya çıkan ayrıntılarıyla çelişiyor.

Maraş'ta Aleviler ve solculara yönelik katliamı provoke eden bombalı saldırıyı yapan kişinin daha sonra MHP'den TBMM'ye de giren Ökkeş Kenger (Şendiler) olduğu ortaya çıkmıştı. Katliamın Sovyet işi olduğu kanısını aktaran Güneş ise Kenger'in sağcıların kışkırtılması için yaptığı provokasyonda filmi izleyen kimsenin ölmediğini, ölen iki kişinin galeyana gelen sağcıların öldürdüğü solcu öğretmenler olduğunu ve ölen solcuların cenazesine sağcıların saldırmasıyla olayların tırmandığından dahi habersiz olması ise dikkat çekiyor.

Katliamın sorumluları aklanıyor
Ergenekon Davası ile kendisini "darbe karşıtı" ilan eden Fethullah'a ait olduğu bilinen Zaman Gazetesi yayınlanan röportajla katliamın gerçek sanıklarını perdelemeyi hedeflerken, 105 insanın yaşamını yitirdiği katliam daha sonra kamuoyuna yansıtılan devlet belgelerinde MHP ve MİT'in ortak operasyonu olarak tanımlanıyordu. Maraş katliamlarına dair devlet belgelerinde şu ifadelere yer veriliyordu:

18 Aralık 1978 günü, Ülkücü Gençlik Derneği (ÜGD) Maraş şubesi ikinci başkanı Mustafa Kanlıdere, Ökkeş Kenger ve üçüncü başkan Mustafa Tecirli'ye "Halkı kışkırtmak, tahrik etmek ve isyanını sağlamak için solcuların attığı süsü verilmek kaydıyla, tahrip gücü az bir dinamit atılmasını" emretmiştir.

15 gün öncesinden itibaren, gelecek program olarak "Zeynel ile Veysel" filmi gösterilecekken Adana Maraş ÜGD Şubesi'ne gelen iki şahsın getirdiği "Güneş Ne Zaman Doğacak" filmi 16 Aralık'ta aniden gösterime sokulmuştur..

Olaylardan önce, Ankara İli Bahçelievler, Karşıyaka ve Keçiören semtlerinde oturdukları bilinen Hüseyin Yıldız, Ünal Ağaoğlu, Haluk Kırcı,Mustafa Özmen, Mustafa Dülger, Remzi Çayır, Mustafa Demir, Bünyamin Adanalı, Ahmet Ercüment Gedikli, Mustafa Korkmaz ve İsmail Ufukile Mehmet Gürses isimli şahısların Kahramanmaraş iline gittikleri öğrenilmiştir.

22 Aralık 1978 günü Maraş'ta olaylar patlak verdiğinde iki ayrı telefon görüşmesi yapılır. Yapılan araştırmalarda, Adana ilinden bir şahıs, Malatya Özel Doğu Kliniği Doktoru Muhittin Turgut'u telefonla arayarak "Kahramanmaraş'tan oraya yaralılar gelecek, dikkatli olun" der. Muhittin Turgut ise "Orasını bana bırakın. Malatya olaylarında bir açık verdim mi ki bunda vereyim. Malatya olaylarında ne şekilde çalıştığımı siz de bilirsiniz" karşılığını verir.

Sovyetlerin "katliamdaki rolünü araştıran" Zaman Gazetesi ve Güneş arkadaşlarının filmi neden Maraş ÜGD şubesine götürdüğünü ve filmin Alevilere yönelik katliamın sinyallerini verdiği günlerde neden "aniden" gösterime sokulduğu sorularını ise yanıtsız bırakıyor.