soL (HABER MERKEZİ) Küba Devrimi&rsquonin efsane lideri Fidel Castro, Temmuz 2006'da geçirdiği ameliyattan sonra, aktif görevlerini, ilk günden beri birlikte mücadele ettikleri kardeşi Raul&rsquoa bıraktı. Raul, 2008 yılı başında da resmen Devlet Başkanlığı görevini devraldı.
Fidel 10 ABD başkanı tarafından kendisini devirmek ve öldürmek için girişilen 638 komployu boşa çıkardı. Şimdi 11'inci başkan görevini devralmaya hazırlanırken, o, Küba halkına düşünceleriyle destek olmaya devam ediyor.
Fidel, resmi görevlerini devredeceğini açıkladığı mektubunda, Küba Devrimi'nin geleceğine ve kendisinin resmi görevi sonrasına ilişkin şunları söylüyordu:
"Yol, her zaman zor olacak ve herkesin çabasını gerektirecektir. Hep en kötüsüne hazırlıklı olmalıyız. Başarıda ihtiyatlı olma, sıkıntıda sağlam durma ilkesini unutamayız. Yenilmesi gereken düşman son derece güçlü, ama yarım yüzyıldır onu uzak tutabildik. Bu size vedam değil. Tek dileğim, düşünceleri için savaşan bir asker olmak. 'Yoldaş Fidel'den Yansımalar' başlığı altında bunu sürdürebilirim. Güvenebileceğiniz mühimmattaki bir diğer silah olacağım. Belki sesim duyulur."
Küba halkı Fidel&rsquoin sesini dinlemeye devam ediyor, sorunlarını tartışırken ve çözmek için adımlar atarken halen onun yol göstericiliğinden yararlanıyor.
Fidel&rsquoden sonra..
Fidel&rsquoin aktif görevi bırakması, tüm emperyalist odaklarda büyük bir heyecan yarattı. Sosyalist sistemin çöküşünden sonra, tüm düşmanlarının beklentisi Küba&rsquonın direnemeyeceği yönündeydi. Küba için &ldquoözel dönem&rdquo olan bu yıllar boyunca, ABD, ablukasını gittikçe sıkılaştırdı. Ama Küba sosyalizmi yenilmedi. Sadece 50 yıllık ekonomik bedeli 90 milyar dolar olan bu ablukaya direnmek için yapılan zorunlu düzenlemelerin Küba sosyalizmine bazı önemli maliyetleri oldu elbette. Ama Küba, tüm bu dönem boyunca, bir tek çocuğunu okulsuz ve sütsüz bırakmamayı başardı.
Fidel görevini Raul&rsquoa devredince, aynı odaklar, bu kez Raul yönetiminde bu geçmiş ve halen devam eden sorunların çözümü için atılacak adımları ve atılan her adımda sosyalizmden vazgeçişi beklemeye başladı.
Cep telefonu ve elektronik aletlerin satın alınmasındaki kısıtlamaların kaldırılması, turistik otellere giriş çıkışlarda yeni düzenlemeler&hellip Her adım sosyalizmden vazgeçiş olarak lanse edilmeye çalışıldı emperyalist basında.
Oysa bu adımlar, &ldquoözel dönem&rdquoin aşılmasının ardından gelinen yeni durumun sonuçlarıydı. Küba &ldquoözel dönem&rdquode ekonomik anlamda sosyalizmin bazı kazanımlarında geri adım atmak zorunda kaldı. Bunların en önemlisi, çift para sistemine geçiş ve konvertabl peso ile alışveriş yapılabilen mağazaların açılmasıydı.
Bu adımlar ABD ablukasının doğrudan bir sonucuydu. Sosyalist sistemin dağılmasıyla birlikte neredeyse tüm ithalat olanağını yitiren Küba, ABD ablukası ile de kuşatıldığı için, bazı önemli malları dünya fiyatlarının çok üzerinde bir maliyetle satın almak zorunda kalınca ve turizm bu durumu aşmak için tek çare haline gelince, bu uygulamalar kaçınılmaz oldu.
Küba devriminin önderleri, yani Küba Komünist Partisi, bunların zorunlu geri adımlar olduğu ve bu uygulamalar sonucu ortaya çıkacak güçlüklerin üstesinden gelinmesi gerektiği konusunda hep çok açık oldular. Atılan adımlar tüm emperyalist saldırılar karşısında devrimin yaşamasını sağladı ve şartlar değişince bu adımların zararlı yan tesirleriyle mücadele özellikle öne çıktı. Son yıllarda atılan adımların bir kısmını bu çerçevede yapılan düzenlemeler oluşturuyor.
Küba Devrimi'nin tüm saldırılara rağmen yenilmeden ayakta kalması, Latin Amerika'da emperyalizme karşı mücadeleye çok önemli bir düşünsel katkı yaptı ve öncelikle Venezuela&rsquodaki devrimci iktidar ve onu izleyen diğerleri Küba&rsquonın kuşatılmışlığının kırılmasında önemli bir rol oynadılar. Buna ABD emperyalizmi ile rekabet halindeki ülkeler, özellikle Çin ile geliştirilen ekonomik ilişkilerin eklenmesiyle, Küba &ldquoözel dönem&rdquoi geride bıraktı.
2008 yılında yeni adımlar
Küba&rsquonın ekonomik sorunları yalnızca dış kaynaklı değil. Uygulanan ablukayla ilişkisi olsa da, Küba&rsquonın kendi koşullarından kaynaklanan sorunlar da var.
Bunların başında tarım ya da aynı anlama gelmek üzere beslenme sorunu geliyor. Küba'da, elverişli olduğu halde tarım yapılmayan oldukça fazla arazi bulunuyor. Bunun nedeni &ldquoözel dönem&rdquo öncesinde sosyalist ülkelerle geliştirilen ticaret dolayısıyla bu ölçekte tarıma ihtiyaç duyulmaması, bu dönem sonrasındaysa abluka yüzünden yeterli tarımsal araç gereç ve gübre alınamadığından bu toprakların işlenememesi. Son yıllarda bu sorun aşılmış durumda, ama bu kez de, Küba halkının önemli kısmının kentli hale gelmesi ve yüksek düzeyde eğitilmiş olması bu adımı atmayı zorlaştırıyor.
Bu sorunun çözümü için atılan adım, bazı tarım arazilerinin özel kullanıma açılması ve bu toprakları işleyenlerin tarım aletleri ve gübre gibi malzemeleri kendilerinin satın alması, üretilen malların devletin satın aldığı kısmı dışındaki kısmını ise kendi adlarına satmalarına izin verilmesi oldu.
Bu türden bir diğer önemli başlık, emek verimliliğinin artırılması. Bu konuda da ön açan adım, ya da düşünsel destek, Fidel&rsquoin kendisinden geldi. Fidel, çok üretenle az üretene, hatta hiç üretmeyene aynı şeyi veremeyeceklerini açıkladı. Yeni sistem, işçilerin üretimlerine göre oluşturulan bir prim sistemine dayanıyor. İşçiler hedefleri karşıladığı durumda minimum yüzde 5 olmak üzere prim alıyor. Yöneticiler de yüzde 30&rsquoa varan primler kazanabiliyor. Amaç &ldquotembellik&rdquole mücadele etmek.
Benzer bir sorun, emeklilik yaşında ortaya çıkıyor. Küba sağlık sistemi dünyanın en gelişkin sistemlerinden biri ve uluslararası kuruluşların dünyada 2015 yılında varılmasını planladığı hedefleri daha 2000 yılında yakalamış durumda. Bunun sonucu olarak beklenen yaşam süresi ciddi şekilde uzuyor. Küba&rsquoda ortalama insan ömrü 77 yıl. Bu durumda Küba halkı şu anda erkeklerde 60, kadınlarda 55 olan emekli yaşını sırasıyla 65 ve 60&rsquoa yükseltmeyi tartışıyor.
Raul bu konulardaki düzenlemelerin ve tartışmaların, "uluslararası kötü haber vericiler" tarafından devrimin ölümü olarak yorumlandığını, ama bunların sosyalizm içi tartışma ve eleştiriler olduğunun unutulduğunu söylüyor.
Uluslararası ablukayı kırmak
Küba Devrimi 10 ABD başkanı eskitti, 11'incisine yine abluka koşullarında hazırlanıyor. Obama, seçim propagandası sırasında Küba ile görüşebileceğini ama ablukanın devam edeceğini açıklamıştı.
Raul, son yıllarda, gerek kıtadaki Venezuela, Bolivya ve benzeri devrimci iktidarlar, gerekse Rusya ve Çin gibi uzak ama güçlü ülkelerle geliştirilen ilişkiler sayesinde, kırılmaya başlayan uluslararası kuşatmayı, birinci elden ABD yönünden de kırmak için adımlar atıyor.
Örneğin Kasım ayında ünlü aktör Sean Penn&rsquoe verdiği mülakatta, Barack Obama'yla tarafsız bir yerde bir araya gelmeye hazır olduğunu söyledi. Ticaret ambargosunu kaldırması halinde Amerika'ya Küba karasularında petrol arama izni verebileceklerini de bildirdi. Aynı biçimde Brezilya ziyareti sırasında ABD hapishanelerinde 10 yıldır haksız yere yatmakta olan beş Kübalı kahramanı iade etmeleri durumunda, Küba&rsquoda tutuklu bulunan ABD casuslarını hemen salabileceklerini açıkladı.
Tüm bu çabaların ABD ablukasını ortadan kaldırmaya yetip yetmeyeceği belli değil. Ama 11'inci ABD Başkanı'nın da Küba sosyalizminin tüm dünya halklarının umudu olan başarıları ve inadıyla tanışacağı açıkça görünüyor.
Küba Devrimi'nin 50. yılı dizisinin son yazısı yarın
50. yılında bir güzel devrim
Küba'yı yıkmak için harcanan 50 nafile yıl
Raul Castro'nun kitabı yayınlandı