Özgürlük sevdalılarının maskesi düştü...

Yunanistan'da son bir haftadır yaşananlara ilişkin olarak Zaman gazetesinde yer alan Herkül Millas imzalı yorum, İslamcı medyanın özgürlük anlayışının sınırlarını göz önüne seriyor. Türkiye'de türban üzerinden "özgürlük ve demokrasi sevdalısı" kesilenler, Yunanistan'daki kitlesel eylemlerin örgütlü sınıfsal karakterini örtmek için "çatışma ve yağma"…

soL (HABER MERKEZİ) 15 yaşındaki lise öğrencisi Girigoropulos'un polis tarafından kalbinden vurulması üzerine Yunanistan'da gelişen olaylar, burjuva medyada "anarşist saldırılara" indirgenmeye çalışılırken, İslamcı medyanın da "özgürlük ve demokrasi sevdası"nın sınırlarını göz önüne serdi.

Olayların başından bu yana burjuva medya ile uyumlu biçimde, kitlesel eylemleri "saldırı ve yağma" görüntüleri üzerinden aktarmayı tercih eden Zaman gazetesi, Perşembe günü yayınlanan Herkül Millas tarafından kaleme alınmış yorum sayesinde indirgemecilik ve yüzeysellikte olduğu kadar özgürlük ve demokrasi düşmanlığında da nerede olduğunu gösterdi.
Herkül Millas'ın yazısı özetle "fazla özgürlük iyi değil", "genç nesil bozuldu" gibi çok bilinen muhafazakar eleştirileri barındırıyor. Ancak seçilen örnekler ilk bakışta hayret verici ölçüde basit görünmekle birlikte asla rastlantısal değil. Aktarılan kurgu, İslamcıların özledikleri baskıcı ve gerici toplum düzenini resmetmenin ötesinde, Yunanistan'da kitlelerin örgütlü mücadelesini gözlerden kaçırmak, örgütlü ve bilinçli binlerce eylemciyi "birkaç maskeli saldırganın peşine takılmış cahil gençler" olarak gösterme çabasının bir ürünü.

Polis üniversiteye giremiyormuş
Yazının ilk paragraflarında demokrasinin "fazlalığı"ndan dem vurulurken, polisin nasıl göstericilere "müdahale etmediği, hatta onları dışarıdan gelecek olası tepkilere karşı koruduğundan" şikayet edilmiş. Fethullahçı polisin her fırsatta eylemcilere "müdahale ettiği", üniversitelerde yöneticilerle işbirliği içindeki sivil ya da üniformalı polisin öğrenciler arasında cirit attığı Türkiye, Zaman gazetesinin demokrasi ve özgürlük anlayışının ürünü ve yansıması olduğu için İslamcı medyanın öğrencilerini polise teslim etmeyen hocaları, kampüslerinde polis istemeyen rektörleri onaylamasının mümkün olmadığı yazıda açıkça ortaya koyuluyor.

Örgütlü kitleler, "tembel öğretmenler, asi gençler ve vurdumduymaz aileler"miş...

Geçtiğimiz çarşamba günü ülke genelinde gerçekleştirilen genel grev ve sınıf karakteri oldukça belirgin taleplerin dillendirildiği eylemlerle ortaya çıkan tablo karşısında kaygılanan İslamcı medya, eylemleri özenle "maskeli yağmacı" görüntüleriyle gölgeleme çabasına girdi.

Zaman gazetesinde yer alan Millas'ın yazısındaki, lise ve üniversitedeki eylemcileri "asi, şımarık öğrenciler", öğrencilerin taleplerini destekleyen öğretim elemanlarını "çalışmadan maaş almak için boykotu fırsat bilen öğretmenler" ve çocuklarını destekleyen velileri de "çocuklarının sınıf geçmesinden başka şeyle ilgilenmeyen vurdumduymaz veliler" olarak niteleyen yüzeysel tanımlamalar gülünç ve şaşırtıcı olsalar da son derece amaçsal oldukları görülüyor.

Yunanistan'daki kitlesel eylem takvimine bakıldığında, ülkede son zamanlarda lise ve üniversite öğrencilerinin öne çıkarak, eğitimin paralılaştırılmasına, liselerin ve üniversitelerin şirketler ve sponsorlar tarafından işgaline karşı son yıllarda Okul Sendikaları Koordinasyon Konseyi tarafından organize edilen önemli eylemler gerçekleştirdikleri göze çarpıyor. Millas, yazısının önemlice bir kısmını bu eylemlerin etkisini kırmaya ayırmış.

Millas'ın yazısına yorumlar kısmında yer veren Zaman gazetesi de, Yunanistan'da örgütlü ve sınıfsal bir kavrayışa dayalı tüm kitlesel eylemleri çarpıtmak için eski bir solcunun kalemine başvururken, kendi demokrasicilik oyununun sınırlarını çizmiş oluyor. İslamcılardan demokrasi kahramanları yaratmaya çalışanların ilgisine...