Oran'dan "ortaya karışık sol"

Milliyet gazetesinde röportajı yayınlanan Baskın Oran'a göre solun çıkış yapabilmesi için "devletçiliği" bir kenara bırakması gerekiyor.

soL (HABER MERKEZİ) Devrim Sevimay'ın Milliyet gazetesinde tefrika edilen "Sol Çıkışını Arıyor" başlıklı röportajlarının dünkü konuklarından Baskın Oran, solun çıkışını devletçilik ilkesini terk etmesinde gördüğünü söylüyor ve Türkiye solunu Kemalizmin etkisinden kurtulamamakla suçluyor. Ergenekon davasının sol için bir kırılma noktası olduğunu ve her kim, ne amaçla olursa olsun, derin devlete dokunuyorsa, desteklenmesi gerektiği tezini de yineliyor.

AKP'yi destekliyor, ama sebebi var
"Ergenekon'u deşmek isteyenlere yardım etmeyenlerin korkusu malum: Eğer Ergenekon meselesine girersek, o zaman bu AKP'ye, yani dincilere yarar ve o da laikliğe aykırı bir ortam yaratır. Farkında değiller ki onların ekseni, 'darbeci-darbe karşıtı ekseni' yerine 'laikçi-dinci ekseni' " diyen Oran'a, Sevimay, " 'ya ben de biraz fazla mı AKP'yi destekler oldum' diye, kendinize soruyor musunuz hiç?" sorusunu yöneltiyor. Oran, "ben AKP'yi 2002 Kasım-2004 Ekim arası destekledim, çünkü AB uyum paketlerini çıkardılar. Bir de 2005'te Boğaziçi'nde Ermeni Kongresi'nin toplanmasına izin verdikleri zaman" cevabını veriyor. 2005'te AKP'ye desteğini kesmişse de, bu küskünlük fazla sürmemiş. Oran, Ergenekon davası ile başlayan süreçte, tekrar AKP'yi desteklemeye başlamış.

Sevimay'ın, solun bir kesiminin bunun devlet içi bir tartışma olması nedeniyle Ergenekon davasına destek vermediğini hatırlatması üzerine de, "pes! Devlet kötülüğe karşı çıktığı zaman devlet desteklenmez diye bir kural mı var? Kötülüğe karşı kim çıkarsa ben desteklerim" diyor Oran. Manşete taşınan sola yönelik "devletçiliği bırakın" çağrısı ile gerektiğinde devleti desteklemenin nasıl bir araya geleceği konusuna girilmemiş.

Solun sorunu sınıfçılık
Kendisine neo-liberal denmesinden yakınan Oran, bunun solda "onun bunun çocuğu" anlamına geldiğini anlatıyor. Solun kendini bir hücreye kapattığını söyleyen Oran, "hücrenin içinde ortodoks Marksistlerin sınıf kavramı var, başka bir şey yok. O sınıf kavramını muhafaza ederek ötesine geçmek isteyenlere de 'neoliberal' diyorlar" diye yakınırken, devleti desteklemenin Marx'ın neresinde yazdığını da soruyor.

Halkı kazanma formülleri
Oran, sola önerdiği çıkış formülünü üç temel noktada topluyor: "1- Demokratlaşmaya çalışmak, çünkü değiliz 2- Kapsama alanımızı bütün ezilmiş-dışlanmışlara genişletmeye çalışmak, çünkü çok dar 3- Devletçilikten uzaklaşıp bireyin mutluluğunu hedef almak, çünkü devletçiyiz ve bu yüzden de oy almak hayal. Bunları yaptığı takdirde sol ikinci döneme çok iyi bir hazırlıkla girer ve halkı kazanır."

Radikal'in Pazar ekindeki yazılarında solu elit olmakla ve halka inememekle suçlayan Oran, röportajında, anti-emperyalizm, bağımsızlık gibi kavramlarla solun ilgisi olmadığını, bu kavramların üçüncü dünya ülkelerinde üretildiğini söylüyor. Oran'a göre, bu kavramların bu ülkelerde kullanılmasının nedeni köylülük, aydınlar ve küçük burjuvalar dışında herhangi bir katmanın bulunmaması. Solun dışlanmışları savunması gerektiğini anlatan Oran, "bir memlekette ortalama entelektüel kapasite ve kültür zayıf olur da sadece sol kuvvetli olur diye bir şey olmaz. İşin içinde biraz da köylülükten kurtulamamış küçük burjuvalık da var tabii. Eşcinsel hakları ve köylü, aman tanrım!" diyor.