soL (HABER MERKEZİ) Dinci basın, kendileri gibi olmayanlara saldırmaya devam ediyor. Vakit Gazetesi doğalgazdan zehirlenerek ölen yedi gencin ölüm nedeninin yılbaşını kutlamak olduğunu iddia etti. İsrail'in Gazze saldırısına rağmen yılbaşı kutlayanların "rezalet ve felaketlere" neden olduğunu yazan gazete ölümlerden ibret alınmasını isteyen ifadeler kullandı.
"Yılbaşını kutlayan çevreler..."
Sık sık, yılbaşının bir Hristiyan bayramı olduğunu ve bu nedenle de kutlanmaması gerektiğini yazan Vakit, yılbaşında doğalgaz kaçağı nedeniyle zehirlenerek hayatını kaybeden gençleri de suçlamayı ihmal etmedi. Bu yıl yılbaşını kutlayanlara saldırmak için Gazze'deki katliyamı da kullanan Vakit Gazetesi, kendi yaşam tarzına uymayan insanların ölümünden dahi mutlu olmuş bir görüntü verdi.
Ölüm nedeni...
Olayı sürmanşetten duyuran Vakit, "İsrail'in Gazze'ye yönelik katliamına rağmen yılbaşını kutlayan duyarsız çevreler, çeşitli rezaletlerin yanı sıra facialara da sebep oldu" ifadelerini kullandı. Haberde gençleri suçlayıcı bir dil kullanan Vakit, yılbaşını kutlayan gençlerin "kızlı-erkekli" bir grup olduğunu da özellikle belirtti. Gençlerin alkol alkol aldıkları için doğalgaz kaçağını farketmediklerini de iddia eden Vakit'in haberde karşı olduğu herşeyi ölüm nedeni olarak sayması dikkat çekti.
Başkent Doğalgaz A.Ş. Genel Müdür Demir, olay yerinde yaptığı incelemenin ardından karbon monoksit ve doğalgazın kokusuz bir gaz olması nedeniyle kaçakların hissedilemediğini belirtti. Botaş'ın bu tarz kaçakların hissedilebilmesi için gazın içine sarımsak kokusu verdiğini kaydeden Demir, "Ama bu gazın yine de anlaşılması çok zor. Bu gaz 40 saniye içinde beyin ölümünü gerçekleştiriyor" dedi. Demir'in bu ifadelerini bir gün önce yayınlayan Vakit, gençlere saldırmak için kendi yazdığı şeyleri yalanlamaktan da çekinmeyeceğini gösterdi.
Demir de dün yaptığı açıklamada gençlere saldırmayı ihmal etmedi. Cuma namazına gitmek için basın açıklamasını yarıda kesen Demir, evde cansız yatan gençlerin "yarı çıplak" olduğunu da özellikle belirtti. Emniyet ve savcılıktaki bilgiler ile olay sabahı kapıyı açmak için eve giden çilingir ise müdürün doğru söylemediğini ortaya çıkardı.
Saldırıya devam
Gençlerin yılbaşını kızlı erkekli bir grup halinde ve alkol alarak kutlamalarını ölüm nedeni olarak gösteren Vakit gazetesi imza attığı bu rezaleti savunmak için saldırmaya devam etti. Dün, Vakit'in haber portalı olan habervakti'nde yayınlanan bir yazıda Vakit'in haberine tepki gösterenlere saldırıldı.
Kendisini haklı çıkartmak için yazdıkları saçmalıklara sadece Doğan Basını karşı çıkmış gibi davranan Vakit, "İsrail katliamını 'Nasıl olsa Müslüman ölüyor' diyerek destekleyenler ve insanlığa ait ne kadar hayırlı olan şey varsa çirkinleştirmeye ve kötülemeye çalışanlar sizler değil misiniz?" ifadeleri kullanarak saviyesini bir kez daha ortaya koymuş oldu.
"Bu bizden değil..."
Dinci çevrelerin kendileri gibi yaşamayanlara karşı takındıkları düşmanca tavır geçtiğimiz ay da gündeme gelmişti. Sema Hastanesi'nin Başhekimi Doç. Dr. İlyas Akdemir, Serhan Şeşen'in sağlık durumu ile bilgi verirken "Bu kadar önemli mi yahu"  demişti. Yanlış müdahale nedeniyle hayatını yitiren Serhan Şeşen'in babası Burhan Şeşen, dinci çevrelerin düşüncelerini "Bu dövme yaptırıyor, motora biniyor, müzisyen de, bu içki de içiyordur, bu bizden değil... Yaşasa ne olur yaşamasa ne olur..." sözleriyle özetlemişti.
Sema'nın avukatı da Zaman'dı
Temel tıp bilgilerini hiçe sayan ve bir insanın hayatı için "Bu kadar önemli mi yahu" diyebilen Sema Hastanesi'ni savunmak da Zaman Gazetesi'ne düştü. Şeşen'in hayatını yitirmesinde sorumluluğu olan Sema Hastanesi'nin açıklamalarını manşetten veren Zaman Gazetesi, Burhan Şeşen'e de saldırdı. Zaman gazetesi yazarı M. Nedim Hazar, olayla ilgili yazısında Burhan Şeşen'e saldırarak "Burhan Şeşen'in gencecik oğlu Serhan ölümle pençeleşiyormuş. Baba Şeşen merhamet yerine öfke ile yaklaşıyordu olaya. Zira oğlunun sağlığından dolayı üzüntü içinde, acı içinde kıvranması gerekirken, çözüm yolları aramak yerine doktorlara, hastanelere hakaret eden, üzerine gazeteci yollayan bir babanın davranışı -eğer acı onu böylesine fevrileştirmiyorsa- vatandaşına samimiyet ve şefkat göstermek yerine tokat atan devlet gibi geldi bana" dedi.