Kuzey Kıbrıs’ta seçimlerin galibi UBP

Parti programında ve seçim bildirgelerinde kendini "serbest piyasacı" ve "liberal" bir parti olarak tanımlayan UBP, milliyetçi motifleri öne çıkarmayı da ihmal etmiyor.

soL (HABER MERKEZİ) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti siyasi tarihinin 10'uncu genel seçimi dün yapıldı. 161 bin 373 seçmenin oy kullandığı, katılım oranının yüzde 81,42'ye ulaştığı seçimden, beklendiği gibi, ana muhalefet partisi Ulusal Birlik Partisi (UBP) oyların yüzde 44'ünü alarak birinci çıktı. Bu sonuçla geçen seçimlerde iktidara gelen CTP oy oranını düşürürken, UBP hükümeti kurmaya hak kazandı.

Partilerin oy oranı şöyle oldu: Ulusal Birlik Partisi (UBP) yüzde 44.04, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) yüzde 29.23, Demokrat Parti (DP) yüzde 10.66, Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) yüzde 2.42, Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) yüzde 6.87, Halk İçin Siyaset Partisi (HİS) yüzde 0.50, Özgürlük ve Reform Partisi (ÖRP) yüzde 6.23. Yüzde 5 seçim barajı uyarınca UBP, CTP, DP, TDP ve ÖRP meclise girme hakkı kazandı.

AB'ci politikaların boşa çıkması etkili

UBP'nin yıllar sonra tek başına iktidara ulaşacak oy oranını yakalaması, özellikle ekonomi politikalarından başarısız sonuçlar alan CTP'ye karşı yükselen tepkiye bağlanıyor. Şimdiki Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın genel başkanlığında, 2004'te DP ile birlikte koalisyon kurarak iktidara gelen CTP'nin, o dönemde Annan Planı ve AB'ci politikalar çerçevesinde yarattığı umut havasının boşa çıkması da bu sonuçlarda önemli rol oynadı.

Seçim sonrasında yapılan değerlendirmelerde en çok öne çıkan konu, UBP'nin Rum tarafı ile yapılan müzakerelerde Cumhurbaşkanı Talat ile uyumlu davranıp davranmayacağı oldu. UBP, özellikle dış politika başlıklarında yıllardır Talat'a muhalif konumdaydı. Benzer şekilde, UBP'nin AKP'nin Kıbrıs politikaları ile de çelişebileceği düşünülüyor.

Eroğlu: Müzakerelere engel olmayacağız
Sandıklar açılmaya başladıktan bir süre sonra zafer ilan eden UBP lideri Derviş Eroğlu da, ilk olarak bu konuya değindi. Eroğlu, "Rum tarafı ile müzakerelerin devam etmesi UBP'nin ana politikalarından bir tanesidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın müzakereleri devam ettirmesi yönünde bizim desteğimiz var. Anavatan Türkiye hükümeti ile de Kıbrıs politikalarını enine boyuna tartışıp, müzakerelerin ilerlemesi için birlik ve berberlik içinde hareket edeceğiz. Hiç kimse UBP'yi anlaşmanın karşısında, çözümün karşısında gibi gösterme hakkına sahip değil" dedi.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı ve Başbakan Ferdi Sabit Soyer ise, yenilgilerini AB'nin beklentileri yerine getirmemesi, KKTC'nin dünyaya açılma konusunda yaşadığı kısıtlamalar nedeniyle ekonomik krizin göğüslenmesinde de sorunlar yaşanması ve bunların sorumlusu olarak CTP'nin gösterilmesi gibi etmenlere bağladı. Soyer, "Halkımız bize muhalefet görevini vermiştir. CTP yürüyüşünü sürdürecektir. UBP'nin oluşturacağı, hükümetin atacağı hiçbir pozitif adıma muhalefet partisi olarak karşı çıkmayacağız, teşvik edici olacağız. Çünkü esas olan, Kıbrıs sorununun çözülmesidir" dedi.

Ada'yı geçen hafta ziyaret eden Devlet Bakanı Egemen Bağış da seçim sonuçlarının Talat'ın görüşmelerdeki konumunu zayıflatmaması gerektiği üzerinde durmuş, Talat'ın desteklenmeye devam edilmesi gerektiğini belirtmişti.

Ergenekon ters mi tepti?
Seçimlerden kısa süre önce, Ergenekon soruşturması kapsamındaki 11. dalga operasyonlarda gözaltına alınan eski Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek'te ele geçirildiği belirtilen belgelere dayanarak Ergenekon örgütünün 1998 seçimlerinde UBP'ye 20 milyon Euro'luk destek sağladığı iddia edilmişti. UBP sözkonusu seçimde yüzde 54,7 oy alarak rekor kırmıştı.

Başbakan Soyer, Türkiye'deki Ergenekon soruşturması iddianamesinde adı geçen Rauf Denktaş ve Derviş Eroğlu hakkındaki iddiaların araştırılması için soruşturma talebinde bulunmuş fakat bazı seçim anketlerinde, soruşturma talebinin ardından UBP'nin oylarının arttığı yönünde sonuçlar açıklanmış ve "Ergenekon hamlesi ters tepti" yorumları yapılmışttı. Seçim öncesindeki bir diğer gelişme de, Maliye Bakanlığı'nın hükümet aleyhinde yayın yapan gazete ve TV sahibi Asil Nadir'i vergi borçları nedeniyle medya organlarına el koymakla tehdit etmesiydi. Nadir daha sonra hükümetle anlaşmaya varmıştı.

UBP neler vaat etmişti?

UBP, seçim propagandaları sırasında en çok ülkedeki ekonomik sorunlara değinmiş, krizi aşıp ülkede ekonomik büyüme sağlayacağı hakkında güvence vermişti. Bunun yolu olarak ise, "yeni serbest bölgeler açarak KKTC'yi Ortadoğu'nun önemli alı-veriş merkezlerinden biri yapmak, turizmde kapasite ve verimliliği artırmak, üniversitelere daha fazla öğrenci çekmek, dış pazarlarda konut piyasası için müşteri bulunarak inşaat sektörünü canlandırmak" gibi tedbirler öne sürülmüştü. UBP ayrıca AB'ye uyum yasalarının tamamlanmasına büyük ağırlık vereceğini bildirmişti. Devlet Bakanı Egemen Bağış'a göre UBP'nin serbest bölge önerisi AB ile uyumlu değil. Bu sonuçların ardından serbest bölge uygulamasına geçip geçilmeyeceği merakla bekleniyor.

Kendini "AB'ci sol" olarak lanse eden CTP'ye karşı "ulusalcı" söylemler geliştiren UBP, parti programında ve seçim bildirgelerinde kendini "serbest piyasa yaklaşımı"na sahip ve "liberal" bir parti olarak tanımlıyor. Eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın kuruculuğunu üstlendiği UBP aynı zamanda milliyetçi motifleri öne çıkarmayı ihmal etmiyor.

Güney Kıbrıs'tan açıklama

Seçimler öncesinde Güney Kıbrıs'tan gelen açıklamalar ise sonuçların UBP'yi iktidara getirmesi durumunda görüşmelerde temel bir değişikliğin olmayacağı şeklinde oldu. Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Türk Politikası Bürosu Sorumlusu Nikos Muduros, Kuzey Kıbrıs'ta gerçekleştirilecek seçimlerden çıkacak sonucun Kıbrıs sorunu müzakerelerinde olumsuz bir etki yaratmayacağını söyledi. Muduros, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın müzakerelerdeki tutumunu, gelecek iktidarla dengelemesi gerektiğini kaydetti.
Nikos Muduros, ABD'nin Irak ve Afganistan'a öncelik vermesi nedeniyle Kıbrıs sorununun ABD'nin önceliklerinden olmayabileceğini ancak bunun (Kıbrıs sorunu) iki ülkenin (ABD ve Türkiye) Türkiye- AB ilişkileri çerçevesindeki sürekli diyalog konusu olmasını engellemediğini ileri sürdü. Muduros, "Obama'nın Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verdiği, Kıbrıs sorununun çözümü için yapılan doğrudan müzakerelerin iki toplumlu ve iki kesimli bir federasyon şeklinde sonuçlanması ile ilgili raporunun ellerinde tutmaları gereken esas nokta olduğunu" savundu.

Sonuçların AKP hükümetinin beklentileri dışında gerçekleştiği görülürken, 50 sandalyeli Meclis'te 26 milletvekilliği kazanan UBP'nin DP ile koalisyon kurarak Meclis'teki konumunu güçlendirmesi bekleniyor.