Kürt sorununa F tipi çözüm

ABD kaynaklı son raporlarda da yer alan Türkiye ile Kuzey Irak arasında işbirliğinin güçlendirilmesi konusu, Fethullah Gülen cemaatinin "aydın kolu" Abant Platformu'nun önaçıcılığı ile işlenmeye başlandı.

soL (HABER MERKEZİ) Fethullah Gülen'in "Onursal Başkan"ı olduğu Abant Platformu'nun, "Kürt Sorunu: Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak" başlığıyla, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'nin başkenti Erbil'de düzenlediği 15-16 Şubat tarihli toplantı dün başladı.

Düzenleme kurulunu Ali Bulaç, Mümtazer Türköne, Altan Tan, Ferhat Kentel ve Salih Yaylacı'nın oluşturduğu ve platformun 1998 yılından bu yana düzenlediklerinin 18'incisi olan bu toplantı, Türkiye'de ve bölgedeki siyasi gelişmelerin ilginç bir uğrağında, Kürt sorununu konu edinmesi, Erbil'in mekan seçilmesi ve PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yakalanıp Türkiye'ye verilmesinin 10. yıldönümüne denk getirilmesi nedeniyle tartışma yarattı.

Toplantı tarihi seçiminin "rastlantı" olmadığına yönelik tepkiler karşısında yapılan açıklamada, 14 Şubat'ta başlaması düşünülmesine rağmen teknik bir aksaklık nedeniyle toplantının 15'ine kaldığı belirtildi.

"Gün, 'diyalog günü'dür"
Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ve Türkiye'den yaklaşık 100 kişi katıldığı söylenen, Türkiye katılımcıları arasında Mithat Sancar, Abdülmelik Fırat, Beril Dedeoğlu, Etyen Mahcupyan, Şevket Süreyya Sırma, Bejan Matur, Cengiz Çandar, İbrahim Kalın, Nasuhi Güngör, Naci Bostancı, Emre Aköz, Sertaç Bucak ve Haşim Haşimi gibi isimlerin bulunduğu toplantının açılış konuşmalarından ilkini yapan Erbil Valisi Nevzad Hadi, Kuzey Irak ile Türkiye arasındaki ilişkileri geliştirmenin kaçınılmaz olduğunu, günün, askeri operasyonlar ve "sert dil" değil "diyalog günü" olduğuna işaret etti.

Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Kültür Bakanı Falakaddin Kakeyi, yıllardır kopuk olan ilişkilerin yeniden kurulduğunu söyledi ve TRT'nin Kürtçe yayına başlamasını da, 'çok olumlu bir adım' olarak nitelendirdi.

Üç yıldır Irak'ta görevli olmasına rağmen Erbil'e ikinci kez gelmiş olmasının toplantının önemini gösterdiği vurgulanan katılımcılardan, Türkiye'nin Musul Başkonsolosu Hüseyin Avni Botsalı, Kuzey Irak'ın Avrupa'ya açılan kapısı olduğunu ve bu kapının hiçbir zaman kapanmayacağını söyledi.

Mümtazer Türköne: Hepimiz Kürdüz!
İlk gün konuşmacılarından, toplantı düzenleme kurulu üyesi ve Zaman gazetesi yazarı Mümtazer Türköne, ''kendilerini yurtdışında değil, ülkelerinde hissettiklerini'' söyleyerek, "bir büyük Kürdistan haritası var. Bu, kimilerinin rüyası, kimilerinin kabusu" dedi. Türkiye'de halklar arasında bir "Kürt Sorunu" olmadığını öne süren, Ziya Gökalp'in "Türkleri sevmeyen bir Kürt, Kürt değildir. Kürtleri sevmeyen bir Türk de, Türk değildir" sözünü hatırlatan Türköne, en fazla Kürt'ün Diyarbakır ve Erbil'de değil, İstanbul'da yaşadığını dile getirdi.

Bir diğer konuşmacı Bejan Matur ise "Erbil'de Kuzeyli ve Güneyli Kürtlerin, Türklerle konuşması bu toplantıyı benzerlerinden farklı kılıyor. Bu toplantı kuzeyle güneyi ayıran sınırın yüreklerde yer etmediğini göstermesi açısından ayrıca değerli" diyerek, Türkiye kamuoyunda "güneyli Kürtler için yukarıdan empoze edilen kırıcı ve küçümseyici tavrın değiştiği"ni ileri sürdü. "Demokratikleşme için güneyli Kürtlerin Türkiye'ye ihtiyacı olduğu kadar, Türkiye'nin de güneyli Kürtlere ihtiyacı var. Bu ilişkinin başlaması gereken yer iç siyasettir" diyen Matur, Türkiye'nin öncelikle kendi Kürtlerine güvenmesi gerektiğini söyledi.

Neçirvan Barzani katılmadı

Bölgesel Kürt Yönetimi'nin başbakanı Neçirvan Barzani'nin açılış konuşmasını yapmak üzere katılacağı programda duyurulduğu halde son anda katılmama kararı verdiği toplantının, Kuzey Irak'ın Selahaddin Üniversitesi ve Mukriyani Araştırma Merkezi'nin de işbirliğiyle düzenlendiği belirtildi. Neçirvan Barzani'nin toplantıya katılmayışının gerekçesi, Fethullahçı yayın organlarının verdiği haberlerde, Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği Partisi'nin (IKYB) politbürosunda yaşanan istifalardan kaynaklanan krizle uğraşması olarak gösterildi.

Fethullah Gülen'den "normalleşme" mesajı

Fethullah Gülen, bugüne değin yapılmış Abant Platformu toplantılarına ilk kez gönderdiğine vurgu yapılarak okunan, Erbil'in, karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesi gerektiği "yoğun uluslararası ilgiye mazhar olan" bir coğrafya olduğunu, Türkiye ve Kuzey Irak'ın "ortak bir akıl ve tavır üretmesi" gerektiğini vurguladığı mesajında, savaşın da barış kadar insanî ve uluslararası ilişkilerde olgunlaştırıcı yanları olduğunu, fakat eninde sonunda "normalleşme süreci"ne geri dönmenin zorunlu olduğunu söyledi.

Gülen, cemaatinin "aydınlar" kolu olan Abant Platformu'nu ve toplantıya katılanları, "bölgeye gösterdikleri yakın ilgi ve alakadan dolayı" tebrik etmeyi de ihmal etmediği görüldü.

Fethullahçılar "ortak akıl" arayışında

"Bu toprakları kültürel ve beşeri hafızamızın devamı olarak görüyoruz" diyen Abant Platformu Genel Sekreteri Salih Yaylacı daha önce yaptığı açıklamada, düzenleme kurulunun henüz hazırlık aşamasındayken toplantıyı Erbil'de yapma kararı almasının ne denli isabetli olduğunu anladıklarını söyleyerek, "aydınlardan oluşan, Türkiye'nin vicdanı diyebileceğimiz 'Abant ruhu', Türkiye'de toplumsal barış ve karşılıklı anlayış adına çok ciddi mesafeler alınmasına vesile oldu. Bu tecrübeyi aynı tarihi, aynı kültürü ve aynı değerleri paylaştığımız ve çok ciddi irtibatlarımızın olduğu bir bölge olan Irak'ın kuzeyindeki halklarla paylaşmak Abant Platformu'nun bir ortak akıl arama çabasıdır" demişti.

Türkiye'nin Erbil ve Süleymaniye kentlerine konsolosluk açma hazırlığında olduğu, Irak-Türkiye-ABD'nin üçlü mekanizmasının saha merkezinin de Erbil'de açılacağı biliniyor.

Fethullah Gülen'in ise, sayıları 10'u geçen okulla ve en son bu öğretim yılı başında kurulan Işık Üniversitesi ile, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi topraklarındaki faaliyetlerinin geçmişi oldukça eskiye dayanıyor.