Batı'dan kopmuyoruz!

Davos şovunun ilk günlerinde Erdoğan'ın ne kadar büyük bir güç gösterisi yaptığını anlatan gerici basın, şimdi de "Batı'dan kopmuyoruz, özümüze dönüyoruz" diyerek durumu dengelemeye çalışıyor.

soL (HABER MERKEZİ) Gerici basın Erdoğan'ın Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı'na tepki gösterir gibi yapmasının Batı'dan kopmak anlamına gelmediğini kanıtlamaya çalışıyor. Davos'taki şovun ilk günlerinde, Erdoğan'ın Batı'ya çok büyük bir ders verdiğini iddia eden gerici basın, şimdi de durumun o kadar da radikal olmadığını anlatmanın derdinde.

Davos'ta yaşananlarla ilgili olarak Batılı diplomatlarla yapılan röportajlar, Erdoğan'ın şovunun Avrupa ve ABD tarafından da olumlu karşılandığını, Erdoğan'ın Batı'ya baş kaldırmadığını, aksine Batı'nın kendisine verdiği bir görevi icra ettiğini gösteriyor.

"Batı'dan ayrılan bir müttefikimiz söz konusu değil"

Erdoğan ile İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres arasında yaşanan gerginliği değerlendiren, ABD'nin yeni Türkiye Büyükelçisi James Jeffrey, Türkiye'nin Batı'dan uzaklaştığı yönündeki endişeleri paylaşmadığını söyledi. Büyükelçi, "Türkiye ile ABD iki güçlü müttefiktir, her zaman karşılıklı yararlara dayanan konular üzerinde çalışmaya devam edeceğiz. Batı'dan ayrılan bir müttefikimiz söz konusu değil" dedi. Jeffrey, ABD Başkanı Barack Obama'nın Ortadoğu Özel Temsilcisi George Mitchell'ın Türkiye'ye yapacağı ziyaretin Davos'ta yaşananlar nedeniyle değil, teknik nedenlerle iptal edildiğini de belirtti.

"Batı'dan kopmuyor sadece kendisi oluyor"

Türk Atlantik Konseyi tarafından düzenlenen 17. Uluslararası Güvenlik ve İşbirliği Konferansı'nda Zaman gazetesinin sorularını yanıtlayan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Türkiye özel temsilcisi Pierre Lellouche, Türkiye'nin Batı'dan uzaklaştığı iddialarına katılmadığını belirtti. Türkiye'nin sadece kendisi olduğunu iddia eden Lellouche, "Ortadoğu'da, Körfez'de, Kafkaslar'da çok aktif bir diplomasi uyguluyor. Bana göre Türk hükümeti Kafkaslar ve Ortadoğu açısından kendi kartlarını çok iyi oynuyor" dedi.

Ergenekon davasıyla ilgili soruları da yanıtlayan Lellouche, bu sürecin hukuku güçlendireceğini iddia etti. Lellouche'nin en dikkat çekici iddiası, Ergenekon'un kesinlikle NATO ile bağlantılı olamayacağıydı. "Çünkü NATO demokratik ülkelerden oluşuyor ve bu ülkelerde ordu siyasi iktidarın kontrolü altında. Böyle de olması gerekir. Ergenekon'un ideolojisine bakıldığında Batı karşıtı bir durum dikkat çekiyor... Kesinlikle, ne NATO ne de AB ile bir bağı olamaz."
İlginç sorular
Röportajda, Sarkozy'nin Türkiye özel temsilcisinin verdiği yanıtlar kadar dikkat çeken bir nokta da, Zaman muhabirlerinin yönelttiği sorulardı. İç siyasette Erdoğan'ın elini güçlendirmek için yapılmış izlenimi veren röportajda Lellouche'ye yöneltilen sorulardan biri, "Peki Sarkozy ve diğer liderler, AB'den gelen tüm olumsuz sinyallerin Türkiye'de reform sürecini engellemek isteyen Batı karşıtı antidemokratik çevrelerce sömürüldüğünün farkında değil mi?" oldu.

Erdoğan'ın Ortadoğu'da "duygusal bağlarımız" nedeniyle sorumluluk duyduğunu iddia eden gerici basın, Sarkozy'ye yönelik şu iddiayı da dile getirmeyi ihmal etmedi: "Sarkozy'nin Gazze meselesine el atmasının arkasında Akdeniz Birliği projesini kurtarma endişesinin yattığı yorumları yapılıyor..."

Özellikle Yeni-Osmanlıcılığın tartışıldığı günlerde, böylesi bir röportajdan "Türkiye özüne dönüyor" cümlesinin öne çıkartılması da dikkat çekti.

"Türkiye NATO'nun güvenilir müttefiki"
NATO Parlamenterler Meclisi Başkan Yardımcısı ve Atlantik Antlaşması Derneği Başkanı Dr. Karl A. Lamers, Türkiye'nin Batı'dan uzaklaştığı eleştirileriyle ilgili olarak, "Türkiye, NATO'nun güvenilir bir müttefiki ayrıca NATO ve AB'nin çok sayıda misyonuna katılıyor, bu konuda Türkiye'ye ihtiyacımız var. Türkiye'nin Batı'dan uzaklaştığını düşünmek için ortada bir neden yok" dedi.