soL (HABER MERKEZİ) 2008 yılı, sol açısından "hareketli" geçti. Siyasi partiler, örgütler ve sendikalar, yıl boyunca çok sayıda eylem ve miting düzenlediler. Yılın ikinci yarısında işçi grevleri, direniş ve eylemleri de görüldü. Bunların doruk noktası 29 Kasım'da KESK ve DİSK'in çağrısıyla Ankara'da düzenlenen "Krizin Bedelini Ödemeyeceğiz!" mitingi oldu. 100 binden fazla emekçinin katıldığı miting, son yılların en büyük ve coşkulu eylemiydi.
2008 yılında solun eylemlerine AKP karşıtlığı damgasını vurdu. 2 Mart'ta Kadıköy'de Yurtsever Cephe tarafından düzenlenen "AKP'yi İstemiyoruz" mitingiyle ivme kazanan AKP karşıtı eylemler, yılın ikinci yarısından itibaren AKP iktidarının üst üste yaptığı zamlara karşı protesto eylemlerine dönüştü. Çoğunluğu Yurtsever Cephe, TKP, Halkevleri ve ÖDP tarafından olmak üzere, sol siyasi parti, örgüt ve sendikalar tarafından, başta doğalgaz ve elektrik zammı olmak üzere zamlara karşı eylemler, etkinlikler düzenlendi.
2008 boyunca, siyasal olaylara ilişkin solun ortak eylemlerinde artış görülürken, bazı kritik gelişmelere karşı sol örgütler farklı tutum alarak ayrıştılar. Ergenekon operasyonları ve AKP hakkındaki kapatma davası sol içerisinde farklı değerlendirmelere yol açtı. Kimi sol parti ve örgütler Ergenekon operasyonunu darbe girişimlerinin ortaya çıkartılması ve "demokratikleşme doğrultusunda adım atılması" olarak görüp desteklediler. Benzer örgütler, AKP hakkındaki kapatma davasını da "demokrasi sınavı" olarak nitelendirdiler ve kapatmaya karşı tutum alınması çağrısı yaptılar. AKP karşıtı mücadeleyi öne çıkartan sol siyasi parti ve örgütlenmeler ise AKP'nin halk tarafından durdurulmasına vurgu yaptı ve Ergenekon operasyonları ve davasının AKP iktidarının elini güçlendiren ve halka karşı kullanılan bir silah olduğuna dikkat çektiler.
2008 boyunca solun gündeminde yer alan başlıklardan seçmeler:
Şubat ayında, bazı akademisyenler tarafından üniversitelerde türbanın serbest bırakılmasını savunan "Üniversitede Özgürlük" adlı imza kampanyasına karşı, Üniversite Konseyleri Derneği öncülüğünde "Ülkemizi ve üniversitemizi gericiliğe teslim etmiyoruz" başlığıyla bir imza kampanyası düzenlendi. Türkiye'nin birçok üniversitesinden öğretim görevlilerinin büyük desteğini gören imza kampanyasında kısa sürede 7 bin 500'den fazla imzaya ulaşıldı.
2 Mart'ta Kadıköy Meydanı'nda Türkiye Komünist Partisi (TKP), Emperyalizme Karşı Yurtsever Cephe (YC), Üniversite Konseyleri Derneği (ÜKD), Yurtsever Cephe İşçi Birliği, Barış Derneği ve Nazım Hikmet Kültür Merkezi-Sanat Cephesi'nin çağrısıyla "AKP'yi İstemiyoruz Mitingi" düzenlendi. Mitinge 20 binden fazla kişi katıldı.
1 Mayıs'ta sendika, siyasi parti ve örgütlerin ortak kararı emekçilerin birlik ve mücadele gününü Taksim'de kutlamaktı. AKP hükümetinin Taksim Meydanı'nı emekçilere kapama kararlılığına ve İstanbul sokaklarında fiili bir "sıkıyönetim" uygulamasına, her yeri gaza boğmasına rağmen, emekçiler 1 Mayıs'ta sokaklardaydı ve Taksim'de bir eylem gerçekleştirildi.
Tuzla'daki tersanelerde 100'ü aşkın işçinin ölmesi nedeniyle DİSK'e bağlı Limter-İş Sendikası 15 Haziran'da tersanelerde grev kararı aldı. Çok sayıda aydın ve akademisyen ortak bir deklarasyon yayınlayarak tersane işçilerinin grevine katılacaklarını açıkladılar.
Yurtsever Cephe İşçi Birliği, 15-16 Haziran'ın yıldönümünde Tuzla tersanelerindeki ölümleri protesto emek için 15 Haziran'da Kartal Meydanı'nda binlerce kişinin ve yoğun olarak tersane işçilerinin katıldığı "Büyük İşçi Mitingi"ni düzenledi.
15-16 Haziran büyük işçi kalkışmasının yıldönümü dolayısıyla KESK ve DİSK tarafından etkinlikler düzenlendi.
2 Temmuz Sivas katliamının yıldönümünde başta İstanbul Kadıköy olmak üzere pek çok ilde miting ve yürüyüşler düzenlendi.
Anayasa Mahkemesi'nde Temmuz ayında sonuçlanan AKP hakkındaki kapatma davası kimi sol kesimlerce "demokrasi sınavı" olarak değerlendirilirken, TKP, Halkevleri ve bazı ÖDP'liler tarafından kapatma davasından "kapatılmayarak" çıkan AKP'nin daha da güçlendiği ve AKP'yi emekçilerin durduracağı yönünde açıklamalar yapıldı. TKP kapatma davasının sonuçlanmasının ardından "halkımızın AKP ile davası sürmektedir" başlıklı bir açıklama yaptı.
3-5 Temmuz tarihleri arasında Türkiye'nin pek çok lise ve üniversitesinden gençler İstanbul Mehmet Akif Ersoy Piknik Alanı'nda "Amerikancılığa, Karanlığa ve Piyasacılığa Karşı Gençlik Kampı"nda buluştu ve üç gün boyunca çeşitli etkinlikler düzenlediler.
AKP iktidarının öncülüğünde yürütülen Ergenekon operasyonu, solda farklı tutumlara yol açtı. Bazı sol parti ve örgütler Ergenekon operasyonunu darbe girişimleri ve kontrgerillaya karşı olumlu bir adım olarak değerlendirdi ve destekledi. Bazı örgütler ise Ergenekon operasyonunun misyonunun AKP iktidarını pekiştirmeyi amaçladığına ve gerçek tehlikenin yaşanmakta olan ABD darbesi olduğuna dikkat çektiler. Yurtsever Cephe 6 Temmuz'da Beyoğlu'nda ABD darbesine ve AKP'ye karşı bir eylem gerçekleştirdi.
21 Haziran'da Barış Meclisi, Helsinki Yurttaşlar Derneği, Emekçi Hareket Partisi, DTP, DSİP, Genç Siviller, Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe Girişimi, Küresel Eylem Grubu, Mazlum - Der, SDP, Sosyalist Parti Girişimi, Siyasal Ufuk Derneği gibi parti ve örgütlerin destek verdiği Darbeye Karşı 70 Milyon Adım Platformu tarafından İstiklal Caddesi'nde AKP'ye kapatma davasında destek vermeyi de amaçlayan bir yürüyüş yaptı.
Platforma katılmayan sol örgütler, ÖDP, EMEP, TKP, Halkevleri, DİSK Bölge temsilciliği, KESK Ankara Şubeler Platformu, Devrimci 78'liler Federasyonu ve TMMOB Ankara Şubeleri ise Temmuz ayında Ankara'da bir araya gelerek "Emperyalizm, darbeler ve gericiliğe karşı sözümüz var" başlıklı bir forum düzenlediler.
Gürcistan ve Rusya arasında yaşanan savaşın ardından NATO gemilerinin Karadeniz'e çıkmak için Boğazlar'dan geçmesine karşı eylemler düzenlendi. TKP ve Yurtsever Cephe gemilerin geçişini Dolmabahçe'de protesto etti. Halkevleri de Ankara ve İstanbul'da yaptığı eylemlerle NATO gemilerinin Boğazlar'dan geçişine karşı eylemler yaptı.
Kamu emekçilerinin toplu görüşmeleri sırasında hükümetin tutumu ve Başbakan Erdoğan'ın KESK'i hedef alan sözlerine karşı KESK Ankara ve pek çok ilde kitlesel eylemler gerçekleştirdi. DİSK de açıklamaları ile KESK'e destek verdi.
12 Eylül darbesinin 28. yıldönümü dolayısıyla 13 Eylül'de DİSK'in çağrısıyla İzmir'de "Emek ve Demokrasi" mitingi düzenlendi. Temel sloganı "AKP elini emeğimden, ekmeğimden çek" olan mitinge Türk-İş, KESK ve TMMOB'la birlikte EMEP, Halkevleri, ÖDP, SDP, TKP destek verdi. Darbeye karşı Kadıköy'de de "12 Eylül'den Ergenekon'a, kontrgerilla dağıtılsın, darbeciler yargılansın!" sloganıyla bir miting düzenlendi.
İstanbul Ankara ve İzmir'de TKP'nin 88. kuruluş yılı "memleketi liboşa, yobaza, yankiye bırakmayız" sloganı ile kutlandı.
AKP hükümetinin sağlık ve emeklilik haklarını ortadan kaldırarak bu alanları piyasaya açan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) Yasası'na karşı Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu tarafından bir dizi eylem gerçekleştirildi.
Almanya'da ortaya çıkan Deniz Feneri Derneği yolsuzlukları sonrasında Türkiye'deki Deniz Feneri Derneği ve AKP iktidarını hedef alan eylemler gerçekleştirildi. ÖDP Keçiören İlçe binasına asılan "Deniz Feneri Dişli Çıktı, Durmadan Çalanlardan Hesap Soracağız" yazılı pankart polis saldırısına uğradı. Halkevleri AKP hükümetine soyguncuları kollamayı bırakma çağrısı yapmak üzere Meclis önünde ve Ankara metrosunda Deniz Feneri standı önünde eylemler yapıldı.
Ekim ayında Özelleştirme Karşıtı Platform, özelleştirmelere karşı imza kampanyası başlattı.
İçişleri Bakanlığı AKP'ye karşı yoğun olarak mücadele veren Halkevleri'nin "kamuya yararlı dernek" statüsünün kaldırılması yönünde rapor hazırladı.
28 Eylül'de Yürüyüş dergisi dağıtırken gözaltına alındıktan sonra Metris Cezaevi'ne konulan, karakolda ve cezaevinde gördüğü işkenceler sonucu yaşamını yitiren Engin Ceber, 12 Ekim'de binlerce kişinin katıldığı törenle toprağa verildi.
Halkevleri tarafından AKP'nin "halk düşmanı" politikalarına karşı "AKP'yi Aklamıyoruz, Haklıyoruz" başlıklı imza kampanyası başlatıldı. Kampanya kapsamında 2 Kasım'da Ankara'da bir miting düzenlendi.
Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nin devrimci geçmişinin en bilinen simgesi olan stadyumdaki "DEVRİM" yazısı ODTÜ'lü öğrenciler tarafından yeniden boyandı.
80 sonrası üniversiteler dönük piyasalaştırma ve gericileştirme operasyonunun aracı olan YÖK öğrenciler tarafından protesto edildi.
9 Kasım'da Alevi Bektaşi Federasyonu öncülüğünde Ankara'da Türkiye'nin dört bir yanından on binlerce kişinin katılımıyla "Eşit Yurttaşlık Mitingi" düzenlendi.
29 Kasım'da 100 binden fazla emekçi DİSK ve KESK'in çağrısı "Krizin Bedelini Ödemeyeceğiz!" dedi ve Ankara'yı sarstı.
Yurtsever Cepheli Emekçi Kadınlar bir kız çocuğuna cinsel ististmarla suçlanan Hüseyin Üzmez'in tahliye kararının geri alınması için 35 bin imza topladı.
Yurtsever Cephe Öğrenci Birliği'nin çağrısıyla Türkiye'nin bir çok üniversitesinde zamlara karşı boykot yapıldı. Dersler İstanbul'daki kimi üniversitelerde tüm öğrencilerin katılımıyla tamamen durdu
Iraklı gazeteci Muntazar el Zeydi ABD Başkanı Bush'a ayakkabılarını fırlattı, Türkiye'de ABD ve İsrail'i protesto eylemlerinde konsolosluklara ayakkabı atıldı.
Doğalgaz ve elektrik başta olmak üzere AKP hükümeti tarafından yapılan zamlara karşı çok sayıda eylem gerçekleştirildi. Türkiye'nin çeşitli illerinde yapılan eylemlerde "AKP'nin ampulü" ve "AKP balonları" patlatıldı.
DTP (Demokratik Toplum Partisi), ÖDP (Özgürlük ve Dayanışma Partisi), EMEP (Emek Partisi), TKP (Türkiye Komünist Partisi), SDP (Sosyalist Demokrasi Partisi), EHP (Emekçi Hareket Partisi), DSİP (Devrimci Sosyalist İşçi Partisi), Sosyalist Parti, Yeşiller Partisi, DİP Girişimi (Devrimci İşçi Partisi Girişimi), Halkevleri, ESP (Ezilenlerin Sosyalist Platformu), DHP (Demokratik Haklar Federasyonu), SODAP (Sosyalist Dayanışma Platformu), SEH (Sosyalist Emek Hareketi), TÖP (Toplumsal Özgürlük Platformu), Anti-Kapitalist, Teori ve Politika, Kaldıraç, HKM (Halk Kültür Merkezleri), Türkiye Gerçeği, Köz, Proletaryanın Kurtuluşu, 78'liler Girişimi tarafından, 29 Mart seçimlerinde ortak hareket edilmesi ve yerelliklerde ortak adayların desteklenmesi doğrultusunda ortak bir açıklama yapıldı.