soL yazarları 'yazın okunacak kitaplar' için ne dedi?

“Yazlık hafif kitaplar” furyasına soL yazarları yanıt veriyor. “Yazın ne okumalı” şeklinde neredeyse her yaz dönemi rastlanan “yazlık” kitap listelerine karşılık soL yazarları Metin Çulhaoğlu, Kemal Okuyan, Kaan Arslanoğlu ve Nihat Behram hem konuya yaklaşımlarını hem de önerilerini dile getirdi.

Yaz aylarının gelişiyle birlikte başlayan, “Yazın ne okunmalı?” veya “Bu yaz ne okuyalım?” şeklinde konu başlığı açılan, gazetelerde veya mecmualarda yazarlardan alınan önerilerle yer bulan “yazlık kitap” gündemine karşılık soL, “Yazlık kitap olur mu?” sorusunu yazarlarına yöneltti.

soL yazarları, “Okunacak hafif kitaplar” başlığında sıralanan listeler hakkında önerilerini dile getirdi. soL’un “Böyle bir ayrımı doğru buluyor musunuz”, “Kitap okuma alışkanlığı mevsime göre değişkenlik gösterir mi” ve “Bize yaz-kış okunacak beş kitap önerebilir misiniz” şeklinde yönelttiği sorulara yazarlarımızdan yanıtlar şu şekilde:

Metin Çulhaoğlu:

İnsan yazın kitap okumanın yanı sıra başka zevklerini de geliştirmeli. Benim seçtiklerim şunlar:

Roman: En Tatlı Yaz (Herman Raucher)

Öykü: Uzun Sıcak Yaz (William Faulkner’in öykülerinden)

Film: Yaz Bekârı (Asıl adı “Yedi Yıllık Kaşıntı” olan ve Marilyn Monroe’nin havalanmış eteğiyle kült olduğu 1955 yapımı Amerikan filmi)

Müzik (klasik): Bir Yaz Gecesi Rüyası (Felix Mendelsshon Bartholdy - William Shakespeare’in kitabı okunurken dinlenebilir)

Müzik (pop): Summer’s almost gone (The Doors)

Müzik (Türk halk): Hoppala yavrum yaz geldi, çarşıya kiraz geldi.

Yerli televizyon dizisi: Yazlıkçılar.

***

“Yazın neler okumalı” gibi bir gündem baştan aşağı saçma olduğu için ben de yukarıdaki saçma cevabı verdim. Umarım ciddiye alan çıkmaz.

“Yaz sıcaklarında nelere dikkat etmeli, nasıl giyinmeli?” gibi tavsiyeler oluyor ve normal de, “yazın ne okuyalım?” meselesi iyice tuhaf. Eğer emekli değilsen en fazla 3 hafta tatil yapacaksın 49 hafta kitap kapağı açmayan biri bu üç haftada okusa ne olur okumasa ne olur? Yok, eğer mesele “biz zaten hep okuyoruz da bu sıcak yaz aylarına ne gider, onu merak ediyoruz” ise, benim yanıtım kestirme olur: İşin mi yok kardeşim, okumayıver…

Kemal Okuyan:

Yazın halk düşmanları tatil yapmıyor ki, biz de zihnimizi yaz moduna çevirelim! Hafif, az yağlı yemeği anlarım da kitabın hafifini anlamam. Doğrudur, kış ya da yaz, zaman zaman daha kolay okunan kitaplar vardır, insan bunlara gereksinir. Ancak tembellik için değil... Bazı kitaplar insana düşünmek ve üretmek için fazla malzeme vermese de, daha fazla hareket alanı bırakır. Anı kitapları öyledir benim için örneğin. Ve yorgun olduğumda beni kendime getiren kitaplardır bunlar. Hafif kitap, ağır kitap sağlıklı kategoriler değil bunlar. İyisi, kötüsü olabilir kitabın. Ya da, en doğrusu emek ürünü olanlarla olmayanları ayırmak bana kalırsa...

***

Aşırı sıcaklarda aptallaştığımızı kabul etmek gerekiyor. Su kaynatan bir insanın soyutlama yeteneğinin azalacağı açık. Ancak kitap okuma alışkanlığı mevsimlerle değişen birinin kitaplarla market raflarında ilişki kurduğunu söyleyebilirim.

***

İnsanların yaz-kış gülümsemeye gereksinimi var. Bu nedenle karası, politiği, beş mizah kitabı önereyim.

Haşek'in Aslan Asker Şvayk'ı bana göre yazılmış en iyi mizah romanıdır.

Gogol'un Palto'sunu da yabana atmamak gerekiyor.

Guareschi'nin malum dizisinden Don Camillo'nun Küçük Alemi'ni Burhan Felek'in çevirisinden bulursanız ne güzel!

Sovyetler'den Elf kardeşlerin On İki Sandalyesi birinci sınıf mizahtır, ayrıca dönemin Sovyet Rusyası'nı anlamak için mükemmel bir kaynak.

Bizden ise Aziz Nesin'in Bir Sürgünün Anıları'nı önerebilirim.

Kaan Arslanoğlu:

Yazlık kışlık kitap ayrımı yapanlar, bunu yazanlar ve böyle bir ayrıma çanak tutan alık okurlar, marka giysi seçer gibi kitap seçen günümüzün kahramanları.

Karşı beş kitap önermek de aynı amaca hizmet edebilir, ama gıcığına liste oluşturacaksak eğer, ilk aklıma gelenden başlayıp yedi kitap önereyim, hem serin hem sıcak tutan ve oku oku eskitemeyeceğiniz cinsten.

1. Günümüzün Kahramanı

2. 7'den 70'e Taş Devri Diyeti

3. Tıp Bu Değil

4. Gen Bencildir

5. Son Moda Saçmalar

6. Nasıl Yapmalı

7. Ne Yapmalı

Yapılacakları yapmaya çalışıyoruz.

Evet, cevap bu.

Nihat Behram:

Yemeği sindirim, okumayı sinir sisteminin tartısıyla ölçmeli!

Yüzde yüz doğru. Hatta yüzde binbeşyüz. Pratikte yanlış uygulayan beni ilgilendirmez, teori doğrudur. Şimdi diyelim ki bahardayız. Sahici bir bahar mevsimi. "Arap Baharı'nın Filizleri" diye bir kitabı asla okuyamam. Bahar gününde filizlenmiş dallara ihanet gibi gelir. Hani güz ya da kış falan, mümkün. Çevreyle de bir uygunluk olur.

Diyelim ki kavurucu yaz sıcağındayız ve E. Şafak türü pembe membe kitaplar var. Gel de oku! O sıcakta bana intihar hapı etkisi yapar! Tansiyonum tepe, sinir sistemim tepe taklak olur! En iyisi uzak durmak. Zaten doktor da "yaz sıcaklarında sinirden, stresten uzak durun" demiyor mu? Hani kış aylarında olur. Sinirlendiğinde kan dolaşımı hızlanır da insan biraz ısınır! Yine de tavsiye etmem.

İlk iki sorunuza kısaca söyleyeceğim şu: Yerken sindirim, okurken sinir sisteminizi hesap etmeniz gerekir! Ayrıca, sebze, salata türünden can gıdalarını mevsiminde yemek gibi, bu türden, yani 'salatadan ruh gıdaları'na da mevsim ve mekan düzenlemesi yapmakta yarar var. Bakın 'mekan' konusu da çok önemli!

Düşünün şimdi, vapur, otobüs gibi kalabalık bir mekan ya da kitaplık falan gibi sessiz olunması gereken bir mekanda Adnan Hoca'yı, Engin Ardıç'ı falan okuyorsunuz. Sıkıysa kendine hakim ol! Öyle bir ortamda sesli küfür yakışık gider mi? Ya da birden, kalkıp okuduğunuz kitabı yırtıp atmanız! Olmaz! Yani 'mevsim' kadar 'mekan' da önemlidir! Bir de şu: Eğer alışkanlık çalışkanlıkla iç içe olursa, 'mevsim değişikliği' etkilemez.

Üçüncü sorunuza gelince: Listeyi kime yönelik, yani hangi kimlik ve hangi konumdaki okur grubuna yapacağımı açıklamadığınız için, nasıl bir liste hazırlamalıyım, tam kestiremiyorum. Hopalı devrimci var, sopalı gerici var cezaevinde yatan var, memleketi satan var yüksek eğitim burslusu var, Kuran kurslusu var...

Cezaevini kıstas alıp, cezaevi günlerimden bir örnek vereyim:

Kışın, Hasan İzzettin Dinamo'nun 'Kutsal İsyan'ına başlamıştım. 7. cilt biterken yaz da bitmişti. Yaz kış okudum.

'Okuması dört mevsim sürecek değil, dört mevsimin dördünde de okunabilecek kitap' diye soruyorsanız, o zaman ben de kestirmeden şiir derim. Şiir denizini nerede ve ne zaman bulursam bulayım balıklama dalan biri olarak. A. Josef, Neruda, Brecht, Marti, Mayakovski, Karacaoğlan diye başlarım saymaya, uzar gider! Her biri, her mevsim taze, her daim körpedir.

(soL - Haber Merkezi)