NHKM İzmir'den coşkulu yıldönümü etkinliği

Nâzım Hikmet Kültür Merkezi İzmir, yeni binasının birinci yılını ve 15-16 Haziran büyük işçi direnişinin 49. yıl dönümünü İzmirli tiyatro sanatçıları, sivil toplum temsilcileri ve İzmirli seyircilerle birlikte coşkulu bir etkinlikle kutladı. Yoğun ilgi gören etkinlikte NHKM İzmir Tiyatro atölyesi öğrencileri sene sonu gösterisi olarak Bilgesu Erenus'un 'Nereye Payidar' adlı oyununu…

soL - İzmir

İzmir’in kent belleğinde önemli bir yer tutan fakat uzun yıllar çürümeye terk edilen “Konak Sineması” geçtiğimiz sene Nâzım Hikmet Kültür Merkezi tarafından tadilattan geçirilerek yeniden şehre kazandırılmıştı. geçtiğimiz Mayıs ayında İzmirli seyircilerle buluşmaya başlayan NKHM İzmir bu bir senelik zaman dilimi içinde düzenlediği tiyatro oyunları, konserler, film gösterimleri ve söyleşilerle İzmir kent hayatının önemli kültür mekanlarından birisi haline geldi. Aynı zamanda bünyesinde çeşitli atölye çalışmalarını ve kursları da sürdüren kültür merkezi sadece bir etkinlik mekanın olmanın dışında kendi üretimlerini de gerçekleştirmeyi hedefleyen NHKM İzmir'de dün gece ayrı bir heyecan ve mutluluk vardı. 

Yeni binasının açılışının 1. yılını kutlayan kültür merkezi, düzenlediği etkinlikte bir yandan 15 -16 Haziran büyük işçi direnişinin 49. yılını anarken, bir yandan da bu seneki tiyatro kurslarının sene sonu gösterisi olarak sahneledikleri "Nereye Payidar" oyunuyla kültür sanat alanı ile işçilerin mücadelesini ne kadar yan yana gördüğünü de gösterdi. 

NHKM İzmir adına etkinliğin açılış konuşmasını yapan Yönetim Kurulu üyesi Asaf Güven Aksel, bu etkinliğin, NHKM'nin yeni binasının 1. yılı, NHKM kursiyerlerinin kendi üretimleri olan bir oyunla seyirci karşısına çıkması ve 15 - 16 Haziran işçilerin işçi direnişleri olmak üzere üç önemli nedeni olduğunu söylerken bu bağa işaret etti. 

Asaf Güven Aksel konuşmasında,  NHKM adına bir senelik dönemi nasıl gördüklerine dair; 

Bu bir yılda, ayda ortalama 20 etkinlikle, oyunlarla, konserlerle, söyleşilerle, filmlerle açık tuttuk kapımızı, öngörümüzün üzerinde bir izleyici ortalamasıyla buluştuk. Salon arayan grupların, turnedeki sanatçıların ilk ağızda aklına gelen bir dost kapısı olduk.

İzmir'in kent merkezinde, tam göbeğinde, yeniden bir kültür vahası yarattık. Piyasanın, gericiliğin, sanata ve sanatçıya baskıların, içeriksizliğin, çoraklaşan ve ucuzlayan kültürel iklimin karşısına dikildik, "yağma yok" dedik ve başardık. 

Adını gururla taşıdığımız Nâzım Hikmet'le başardık, onun yaşamını örnek aldık, yapıtlarını sırtlandık, yol bildik, yöntem bildik, başardık.
Bu "başardık"taki "biz" öznesi, sizlersiniz. "Biz", imecenin büyük gücüdür. "Dehşetli güzel günlere" inananlardır, boyun eğmeden mücadeleyi sürdürenlerdir. Başka bir dünya, emeğin dünyası mümkün ve insanlık için zorunludur diyenlerdir.

derken kültür merkezinin yeni hedeflerini de şöyle özetledi:

Biz bu bir yıla, attığımız adımlara, henüz yolun çok başı olarak bakıyoruz. Çünkü, varmak istediğimiz hedef, bir kültür merkezi, bir sahne, sinema salonu olmanın çok ötesinde. Ve o hedefte, NHKM, sadece bir bileşen, bir destek unsuru, bir büyük amacın parçası. Amacın kendisi değil.

Bu bilinçle, kültürel sanatsal üretimlerin sahne almasından ibaret görmedik işlevimizi. Üretmek, kendi sözümüzü taşımak zorundaydık da. Atölyeler, çalışma grupları bu yüzden oluşturuldu bünyemizde. 

Sadece "hazır, bir sahnemiz var" mantığıyla da değil, mahalle mahalle, fabrika fabrika, köy köy dolaşacak kültür müfrezeleri hedefleyerek.

Ardından "Nereye Payidar" oyunun hazırlanış sürecini değerlendiren Aksel, desteğini büyük bir çoşkuyla ve karşılık sunan oyunun yazarı Bilgesu Erenus'a, kurs eğitmenlerine, oyunculara ve NHKM emekçilerine teşekkür ederek, sözlerine şu şekilde devam etti:  

...Bizim bir tiyatro okulumuz olmalı” deyip ne hedeflediğimizi anlattığımızda, hiç sözü uzatmamıza meydan bırakmadan, karşılık sormadan omuz veren eğitmenlerimiz de sıvadı kolları. Öğrencilerimiz de, kendileri de, zaman zaman belki içlerinden "biraz politik kütlüklerimiz olduğunu" geçirdiler, ama anladılar bizi, amaçta ortaklaşan kollektifin parçası olmaya yatkınlıklarıyla bu gecenin mimarı oldular. 

"Nereye Payidar"ın, henüz birkaç aylık bir eğitimin sonrasında, ilk bakışta bir tür dönem sonu gösterisi gibi seçilmesi, boşuna değil. 

İlk kez 1975-1976 sezonunda sahnelenen ve devrimci bellekte derin iz bırakan bu oyun, bir kitap olarak basılmak, sahnelemek isteyenlerin eline ulaşmak için 34 yıl bekledi. Evet, 34 yıl. Ne oldu da, basılması gündeme geldi peki bunca yıl sonra? TEKEL işçileri ülkeyi sarstı. O muazzam dalgayla "Nereye Payidar"a dönüldü, bakıldı... 

Oyunun kitaplaşmış haline yazdığı önsözde, yazar Bilgesu Erenus'un şu satırlarıyla, bugün neden bu oyunun seçildiği başka söze gerek bırakmayacak kadar netleşecektir sanırız:

"Günümüz insanı gitgide netleşen iki seçenek karşısında; ya sermayeden yana olup onunla birlikte yitip gidecek ya da emekten yana olup yarını yaratmada onurlu yerini şimdiden alacak. Yerini, yönünü sermayeye çevirmiş kasıtlı kişilere sözü yok bu oyunların. Çağrımız, yerini, yönünü şaşırmışlara, kandırılmışlara, olmaz düşlerle oyalananlara..."

"Olmaz düşlerle oyalananlar..." Bu düzenden en ufak bir beklentinin, kabullenmenin karşısında, emekçi sınıf gerçeğiyle örgütlenme çağrısıdır bu. Erenus, aynı yazısında, "sosyalizmin bilimsel yöntemiyle halk gerçeklerini birleştirebilme"nin giderek güçleştiğinden de söz ediyor. 

İşte NHKM'lerin varlık sebebi bu güçlüğü aşmaktır. 

Son olarak 15 - 16 Haziran büyük işçi direnişine değinen Aksel, sanatçının toplumla kurduğu müdahale edici ilişkiye ve sanatçının siyasal olaylar karşısındaki reflekslerine değinerek şunları söyledi: 

NHKM sahnesinde başka yöne de dikkat çekmek isteriz. İlk gün, yani 15 Haziran'da, 70 bin işçi yürüdü diye yazar bazı kayıtlar. 16 Haziran'da 150 bin işçi vardı diye yazar.

Bunu niye söyledim? Bir nehir aktıkça büyür vurgulu edebiyat için değil. Şimdi söyleyeceklerim, belki hayatın gerçeği değildir. Belki bir düşleme çıkarımıdır, kurgudur. Önemli değil işin bu kısmı. Önemli olan şudur: 

Oyunun sonunda dinleyeceksiniz, 15-16 Haziran için yazılmış bir marşı. Daha doğrusu, marşa dönüşmüş, yakılmış bir türküyü. Halk ozanlarının, âşıkların, herhangi bir olay karşısında, anında, doğaçlama türkü yakabilme yeteneklerini biliyoruz. Bu yüzden, acaba diyoruz, acaba "düş değil bu, hayal değil" diye, yani bugün altını kalın kalın çizmemiz gereken bir vurguyla başlayan bu marşı, ne zaman yazdı  Aşık İhsani, bu türküyü ne zaman yaktı? 

"Düş değil bu, hayal değil" dizesini, "70 bin dev işçim kalktı yürüdü" dizesi izliyorsa, ilk gün, o anda, henüz sınıf yürürken olabilir mi? Kim bilir, belki de değildir. Ama biz böyle düşünmek istiyoruz. 

Emeğin örgütlenmesinin ve iktidara yürümesinin insanlığın tek seçeneği olduğunu; şu ya da bu aktöründen değil bütünüyle bu düzenden kurtulmanın zorunlu olduğunu; şu ya da bu aktörüyle “işlerin düzeleceği” boş umuduna karşı, tek umudun emekçi cumhuriyetinde olduğunu; ve bunun ancak ve ancak örgütlü bir mücadeleyle mümkün olduğunu açıkça ilan etmek, dalga dalga yaymaktır.

Çünkü biz, günümüzdeki sanatçı ihtiyacının, bu kurgusal mı olduğuyla ilgilenmediğimiz gerçeklikte yattığını biliyoruz. Sınıfla, emekçi halkla birlikte soluk alıp veren, onun ta içinde olan, günlük kaydını tutarcasına sanatsal üretime yansıtan ve anında, bir refleks üretime varacak kadar bağlanmış sanatçı ihtiyacını hissediyoruz. 

Sınıfı topluma taşıyan, onun sesini çoğaltan, mücadeleyi en ücra yerlerde duyuran sanatçılara ihtiyaç var ve NHKM, bu salon, onlar için inşa edildi...

Asaf Güven Aksel'in konuşmasının ardından Bilgesu Erenus’un kaleme aldığı ve Timur Selçuk’un müziklerini yaptığı "Nereye Payidar" kurs eğitmenlerinden Hakan Taner Yıldırım ve Gizem Tataroğlu yönetimindeki NHKM İzmir Tiyatro Öğrencileri tarafından sahnelendi.  İlk kez 1975 - 76 sezonunda Ankara Sanat Tiyatrosu'nda sahnelenen oyun bir giyim mağazasında çalışmaya başlayan Payidar'ın sınıf atlama çabalarını ve yaşadığı çelişkileri konu alıyor. 

Neredeyse tamamı başka işlerde çalışan tiyatro öğrencilerinin mesai saatleri sonrası akşam saatlerinde yaptıkları yoğun çalışmalarla hazırlanmış oyun, Asaf Güven Aksel'in konuşmasında belirttiği hedeflere dair atılmış bir adım olarak salonu dolduran seyircilerin beğenisiyle uzun süre ayakta alkışlandı. 

"Nereye Payidar", 21 Haziran Cuma saat 20:00’da NHKM-İzmir Konak Halk Sahnesi’nde yeniden sahnelenecek.