İzmir’de ‘Günümüz Türkiye Sineması’ paneli

M. Kenan Aybastı, Zeynep Oral ve Emre Yeksan’ın katıldığı ‘Günümüz Türkiye Sineması’ başlıklı panelde, günümüz sinemacılarının film yapımında karşılaştıkları zorluklara ve katılımcıların bu zorlukları aşmaya dönük yaklaşımları tartışıldı.

İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde dün gerçekleşen ‘Günümüz Türkiye Sineması’ adlı panele ‘Red!’ filminin yönetmeni M. Kenan Aybastı, 49. Altın Portakal Film Festivali’nde ‘En İyi İlk Belgesel Ödülü’ne layık görülen Zeynep Oral ve ‘Süt’ Filmi’nin yapımcısı Emre Yeksan katıldı. Panelde, günümüz sinemacıları açısından giderek zorlaşan film yapım süreçlerinde karşılaşılan sorunların çözümüne yönelik katılımcıların farklı çözüm önerileri tartışıldı.

Panelde ilk olarak söz alan Zeynep Oral, Altın Portakal’da kendisine ödül kazandıran ‘Ben, sen, o’ adlı belgesel filminin yapım sürecinden bahsetti. Oral, uzun zamandır belgeselle uğraştığını, bu türün gerçeklikle kurduğu ilişki bakımından, kurmaca filme göre farklı bir yere oturduğunu, buna rağmen kendi belgeselinin izleyiciyle kurduğu ilişkinin didaktik olmadığını ifade etti. Filmiyle içten bir bağ kurduğunu belirten Oral, yapım sürecinin filmde anlattığı LGBT bireyleri öğrenme süreci olduğunu anlattı.

‘‘Yüzünüzü halka dönün, işçi sınıfı asla sizi yüzüstü bırakmaz’’
Bağımsız Sinema Merkezi’nin kısa tanıtım filminin gösterilmesinden sonra söz alan, BSM üyesi ve ‘Red!’ filminin yönetmeni Mustafa Kenan Aybastı, büyüyen bir Türkiye sinemasından söz edildiğini ancak tarihi sinema salonlarının kapatıldığı bir Türkiye’de büyüyenin sanat ve sinema değil, faşizm olduğunu kaydetti. Bağımsız Sinema Merkezi’nin amacına ve şu ana kadarki deneyimine değinen Aybastı, BSM’nin sermayenin belirleniminde olmayan, yüzünü işçi sınıfına ve halka dönmüş bir sinema anlayışını toplumsallaştırabilmek için faaliyet gösterdiğini söyledi. BSM bünyesinde faaliyet gösteren sinemacıların, ‘‘nasıl daha iyi bir kariyer yapabilirim, para kazanabilirim’’ gibi dertlerinin olmadığını ifade eden Aybastı, sinemayı işçi sınıfı mücadelesinin ayaklarından biri olarak gördüklerini ve ülkede işler daha kötüye gittiğinde sosyalist ve devrimci sinemacılar olarak sözlerini söyleyebilmenin peşinde olduklarını belirtti.

Günümüzde film çekmek için gereken fonun, AB gibi emperyalist kurumlardan, sermayedarlardan veya Kültür Bakanlığı’ndan sağlanabildiğini, bunlardan ilk ikisinin bağımsız film çekmeyi imkânsız hale getirdiğini, Kültür Bakanlığı fonlarının ise halkın parasından karşılandığı için kullanılabileceğini fakat bu fonu almanın giderek zorlaştığı için alternatif ve yaratıcı yöntemlere başvurmak gerektiğini ifade etti. BSM’nin film çekebilmek için işçi sınıfına güvendiğini belirten Aybastı ‘‘Festivallerde dolaşan büyük yapımcıların peşinde dolanarak film yapamazsınız, yüzünüzü işçi sınıfına dönerseniz, işçiler sizi asla yüzüstü bırakmaz’’ şeklinde konuştu. Red! filminin yapım sürecini örnek gösteren Aybastı, o dönemde bir kamera almak istediklerini ve bir sağlık emekçisi dostlarından kredi çekmesini rica ettiklerini, filmi de çekilen 5.500 liralık kredinin yaklaşık 3.000 lirasıyla çektiklerini anlattı. Aybastı böylece, hem kitlelerle buluşabilen hem de sözünü sakınmayan bir film ortaya koyduklarını kaydetti.

‘‘Bakanlık desteği tamamen kesilebilir’’
Aybastı’dan sonra söz alan Emre Yeksan, sözlerine Aybastı’nın sinemanın mevcut işleyişine dönük eleştirilerine hak verdiğini ifade ederek başladı. Ülkemizde 2005 yılından beri devam eden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sinemacılara dönük desteğini almanın, özellikle neo-liberal politikaların sanat alanında da hegemonyasını artırdığı bu dönemde giderek zorlaştığına değinen Yeksan, hükümet tarafından, politik filmler çeken yönetmenlerin önünü kesebilmek için yakında tamamen kesilebileceğine dikkat çekti. Ağırlıklı olarak 2000’lerin ortalarına doğru film çekmeye başlayan yönetmenlerden oluşan Yeni Sinema Hareketi’ne değinen Yeksan, kendisinin de içerisinde yer aldığı bu hareketin, özellikle dağıtım ve gösterim konusunda ağırlığını artıran tekellere karşı, BSM gibi alternatif yöntemler üzerinde çalıştıklarını anlattı. Bu bağlamda İstanbul Levent Kültür Merkezi’nde film gösterimleri yapmaya başladıklarını kaydeden Yeksan, yakında Bursa ve Eskişehir’de de gösterimlere başlayacaklarını belirtti.

Panel, katılımcılara plaket verilmesinin ardından sona erdi.