İsmet Küntay jürisi şaşırttı!

'İsmet Küntay Tiyatro Ödülleri' tiyatroyla ilgisiz isimlere verilen ödüller sonrası tartışma konusu oldu. Bu yılki tuhaflıkların ilki, onur ödülünün İlber Ortaylı’ya verilmiş olması. İkinci ödül de tiyatroyla ilgisi olmayan bir yere, Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin (ADOB) Troya’sına verildi. Seçici Kurul Özel Ödülü ise Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt’a gitti. İlber…

soL - Kültür Sanat

20 Kasım’da 44’üncüsü gerçekleştirilen İsmet Küntay Tiyatro Ödülleri töreni geride kaldı ancak, bu yılki ödüllerden bazıları tartışma konusu olmaktan hala kurtulabilmiş değil.

Verilen her ödülün, adına ödül verilen kişi ya da kurumun sanatsal, siyasal, tarihsel kimlik ve konumu ile uyum içinde olması her şeyden öte etik bir zorunluluk. 

Bu gerçeğin başka tür kaygı ya da beklentilerle pazarlık konusu yapılması, hem verilen ödüllerin ağırlığını azaltır, hem de kurumsallaşmayı önler.

Bu saptama, bu yılki ödüller dikkate alındığında, ne yazık ki, en çok İsmet Küntay Tiyatro Ödülleri Jürisi’nin kararlarında doğrulanmışa benziyor.

TUHAF İLKLER YILI

İsmet Küntay jürisi, giderek arttırdığı ödül sayıları ile uçana, kaçana ödül dağıttığı izlenimi vermekte. Sürekli yeni ödül kategorileri yaratıp, olabildiğince çok sayıda insana hediye dağıtmak sonuçta işin tadının kaçmasına yol açar. İyi gerekçelendirilmemiş ödül kategorilerinin, orta ve uzun vadede kurumsallığı ve saygınlığı kemireceğini akıldan asla çıkarmamalı.

Bu sorunu, bol açıklamalı dil marifetiyle halletseniz de, ikinciyi aşabilmeniz o kadar kolay olmaz. Şöyle ki:

Bu yılki tuhaflıkların ilki, onur ödülünün İlber Ortaylı’ya verilmiş olması. Daha önceki yıllarda bu ödülü Özdemir Nutku, Macide Tanır, Yıldız ve Müşfik Kenter, Yılmaz Öğüt, Müjdat Gezen, Toron Karacaoğlu, Ahmet Levendoğlu, Gazanfer Özcan, vb. tiyatro ile doğrudan ya da Yılmaz Büyükerşen, Hıfzı Topuz gibi dolaylı ilişkisi olan kişiler almışken, İlber Ortaylı’nın bu listeye eklenmiş olması çok şaşırtıcıdır. Gerekçesinin tiyatro olamayacağı açık. Bir tiyatro ödülü jürisi, tiyatro dışı birine neden ödül verir?

Gerekçe şu:

“Yaptığı akademik çalışmalarla, dünya ve ülkemiz tarihinin gerçek bilgiler ışığında, doğru bir şekilde anlaşılmasına hizmet eden, yazdığı nitelikli kitaplarla da uluslararası alanda önemli bir üne sahip olan bilim adamı, tarihçi, akademisyen ve yazar…” (İsmail Hakkı Aksu, İlk Kez Bir Opera Yapımına Ödül Verildi, sanattanyansimalar.com, 22 Kasım 2019)

Jüri üyeleri herhalde fazla televizyon seyrediyorlar; medya şovmenliği ile akademik ciddiyet ve katkıyı birbirine karıştıracak ölçüde. İlber Ortaylı bir magazin figürü. Bırakın yurtdışı akademik çevreleri, hele ki ünü, ülke içinde bile adı, ciddi akademik zeminlerde ancak gülümsemeyle anılan bir kişidir. Nitelikli kitaplara gelince; hani şu çok satan popüler kategoriden söz ediyorsanız, bunun akademik ve bilimsel nitelik ile hiçbir ilişkisi olmadığını bilmelisiniz.

Belki de, içinden geçtiğimiz zor dönemde, laik-cumhuriyetçi tavrı için verdiniz. Sanırım, siz onu başka biriyle karıştırıyorsunuz. İlber Ortaylı’nın siyasal ve kültürel ilişkilerine ve bakış açısına dikkat ederseniz, FETÖ’cüsünden, İsmail Ağa’cısına, AKP üst düzeyinden, CHP üst düzeyine sınırsız ve fütursuzca yanaştığını görürsünüz. İktidarda kim, hangi düşünce varsa, Ortaylı ondan yanadır. 

Böyle bir kararın arkasında, bildiğimiz “popüler kültür hastalığı” yoksa, başka bir beklenti vardır ki, her iki durum da, İsmet Küntay jürisi, ama en çok da İsmet Küntay’ın anısı adına en hafif deyimiyle münasebetsizliktir.

DİĞER İLK

Bir diğer ilk, bu seneki özel ödülün bir operaya, Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin (ADOB) Troya’sına verilmiş olması. Bir tiyatro ödülü neden bir operaya verilir? Oldukça zorlama duran bu kararın gerekçesi, olayı daha da içinden çıkılmaz kılıyor:

“Bu operanın konusunun Anadolu Çanakkale’de geçmesi, libretto ve bestesinin bir Türk tarafından gerçekleştirilmiş olması, hem ulusal hem de dünya operasına katkı sağlamış olması, Moskova’nın Bolşoy Tiyatrosu’nda sahnelenmiş olması, Çanakkale’nin de evrensel sanat dili olan opera ile dünyaya tanıtılmış olması nedeniyle…” (İsmail Hakkı Aksu, İlk Kez Bir Opera Yapımına Ödül Verildi, sanattanyansimalar.com, 22 Kasım 2019)

Neresini düzeltmeli ki?

Bir operanın konusunun Anadolu-Çanakkale’de geçmesi ve Çanakkale’nin dünyaya tanıtılması ölçütü, İsmet Küntay tiyatro jürisinden ziyade Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ilgi alanında olmalı. Libretto ve besteye gelince; oğul Artun Hoinic ve baba Bujor Hoinic’e ait. Türk vatandaşlığı da olan Romen baba-oğul. Türk operasına katkısı fantezisine sahip olanlar, yapıtı ya izlemediler, ya da yazılanları okumadılar. Türk opera tarihinin en başarısız yapıtlarından biridir.

Dünya operasına katkısı konusuna ise hiç girmemek en iyisi; Bolşoy’da tek bir gece, özel bir temsilde, diplomatik-ticari zorunluluklar gereği sahnelenmesi dışında hiçbir yerde görülmedi.

O halde bu ödülün anlamı ne?

Tepetaklak yuvarlanmakta olan AKP iktidarı ve çok başarısız Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Murat Karahan’a destek öpücüğü mü? Ne karşılığında?

Vehmetmeyelim. Belki de niyetleri bu değildir. Bazı ricaları geri çevirme konusundaki çekingenlikleri söz konusudur.

Ama hemen ardından gelen Seçici Kurul Özel Ödülü’nün Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt’a verilmesine ne demeli?

İlber Ortaylı, Murat Karahan ve Mustafa Kurt. Üçü de AKP iktidar ve çevrelerinin insanları. Üçü de ışık hızıyla yıpranıyorlar.

Böyle bir üçgeni, kendilerini aklamak için desteğe en çok gereksinim duydukları bir dönemde, onlar üzerinden Saray yönetimine göz kırpacak şekilde ödüllendirmek, İsmet Küntay’a çok ama çok büyük haksızlıktır!

Bir başka haksızlık da, ödül töreni mekanıyla ilgili. Yıllardır değişik tiyatro salonlarında düzenlenen ödül töreni son iki yıldır BÜYÜK KULÜP’te düzenleniyor. Bu kuruluşun tarihi ve işlevinin İsmet Küntay ve çabası ile hiçbir yakınlığı olmadığı gibi, yalnızca simgesel olarak bile iticiliği ortadadır.

Jüride metal yorgunluğu mu, boyun eğme eğilimi mi? 

Her iki durumun da altından kalkmaları, yakın bir gelecekte kolay olmayabilir.


ORTAYLI'NIN TİYATROYLA NE İLGİSİ VAR?

Haberle ilgili görüşüne başvurduğumuz tiyatro sanatçısı Orhan Aydın, "İlber Ortaylı'nın tiyatroyla ne ilgisi var, neden Büyük Kulüp'te yapılıyor bu tören de tiyatro salonunda yapılmıyor? " sözleriyle tepkisini dile getirerek, bu törenlerin arkasında kimlerin olduğunu irdelemek gerektiğini söyledi.

İlber Ortaylı'nın tiyatroyla ne ilgisi var, neden Büyük Kulüp'te yapılıyor bu tören de tiyatro salonunda yapılmıyor? Arkasında kimler var bu törenlerin, burayı eşelemek gerekiyor. Her türlü siyasi akımla dans eden bir anlayışa sahip, Saray'da danışmanlık görevinde bulunan Ortaylı nasıl tiyatro ödülü alıyor anlayabilmiş değilim.

Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü ne yapmış ki, bütün kurum çalışanlarının haklarının budanması, tiyatroyu Saray'a bağlamaya çalışması dışında.

Operaya ödül verilmesinin anlamı nedir? Juri başkanı çok saygın bir isimdir, önemli bir tiyatro yazarıdır, demeki ki o juriye dayatılan bir şeyler var. 

Dost, akraba ve siyasi yakınlık üzerinden ödül veriliyor denilebilir. Tiyatroda ödül güzel bir şeydir ama kimlerin verdiği, neye göre verildiği, kıstasının ne olduğu önemli, bu saygınlık tamamen gitmiş durumda. Ödül törenleri bankalar, bakanlıklar tarafından destekleniyor, neredeyse tüm önemli törenlerde benzer şeyler yaşanıyor. Afife Jale, Sadri Alışık törenlerinde de benzer durumlar yaşanıyor. Kısacası şunu net bir şekilde söylemek gerekiyor, tiyatro ödülü tiyatroculara verilir, tiyatro salonunda verilir. Bu konuda tiyatrocuların net bir tutum alması, banka destekli, bakanlık destekli ödüllere tavır koyması gerekli.