Cansu Fırıncı Amasya Belediyesinin yasağını anlattı: 'Nâzım yobazların ve faşistlerin orucunu bozar'

Nâzım Hikmet'ten sahneye uyarlanan Taranta Babu oyunu Amasya Belediyesi tarafından yasaklanmıştı. Belediye Başkanı gerekçe olarak 'Ramazan ayında Amasya halkının kafasının karışmasına gerek yok' demişti. Amasya halkının kafa karışıklığını gidermek için, Taranta Babu'nun oyuncusu Cansu Fırıncı'ya yönelttik sorularımızı... İşte yanıtları...

soL - Haber Merkezi

Oyun Sandalı tiyatro ekibi tarafından Nâzım Hikmet’ten sahneye uyarlanan "Taranta Babu" adlı tiyatro eserini "politik olduğu" gerekçesiyle engelleyen MHP'li Amasya Belediye Başkanı Mehmet Sarı, gelen tepkiler karşısında kendisini "Amasyalının kafasını karıştırmaya gerek yok" sözleri ile savundu.

Bu konuyu Taranta Babu'nun oyuncusu Cansu Fırıncı'ya sorduk. Fırıncı, Amasya halkının kafa karışıklığını yanıtlarıyla gidermeye çalıştı. 

Nâzım Hikmet'ten sahneye uyarladığınız Taranta Babu oyununuzun Amasya Belediye Başkanı tarafından "politik olduğu" gerekçesiyle engellenme haberleriyle gündeme geldiniz. Yoğun kamuoyu baskısının ardından bir haftalık sürenin sonunda Amaysa Belediye Başkanı yasağın nedenini açıklamaya tenezzül etti. Bu açıklamada "Ramazan ayında Amasya halkının kafasının karışmasına gerek yok" dedi, Siz ne diyordunuz bu duruma? 

Amasya Belediye Başkanı, Nâzım'ın oruç bozduğunu düşünmüş olmalı. Bu konuda sonuna kadar haklı ve fakat Nâzım bir oruç bozan olmakla birlikte gericilerin, yobazların, faşistlerin orucunu bozar. Nâzım gerçekten bu anlamıyla tam bir oruç bozandır. Bunların, demokratı oynamak için bir süredir rafa kaldırdıkları yasak orucunu bozmuştur. Amasyalı gençlere attığı iftiralara değinmek bile istemiyorum ama şuna değinmeden geçemeyeceğim: Umarım bu yalan ve iftiraları oruç ağız atmamıştır, söylememiştir. Yoksa bu açıklamayı yaptığı gün tuttuğu oruç yalan olmuştur. 

Ramazan ayı ve Amasya halkının kafasının karışması gerekçesi, altının kazınması gereken bir gerekçe. Siz bu gerekçenin altını kazıdığınızda neler görüyorsunuz? 

Şimdi öncelikle bir kişilik meselesi var ortada. Bir belediyeyi, halkı temsil etme iddiası taşıyan bir kişi var karşımızda. Amasya bildiğiniz üzere iki şeyiyle anılan bir şehir. Bir şehzadeler diyarıdır, bir de elmasıyla meşhurdur. Sanırım belediye başkanı kendisini şehzadeler diyarında yaşadığı için şehzade zannediyor fakat ona kötü bir haberim var. Şehzadeler ilerde padişah olma arzusuyla doludurlar. Fakat sayın belediye başkanını padişah yapmazlar, yapmayacaklar. Amasya elmasıyla meşhurdur, Nâzım Hikmet de elmasıyla meşhurdur. Onun dizeleriyle cevap vermek isterim belediye başkanına: "Ne yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?"

'BİR AYIP, BU SUÇ AMASYA HALKININ DEĞİL' 

Bu süreçte ülkenin çok yerinden tepkiler geldiğini biliyoruz ama özellikle Amasya halkının tepkilerini merak ediyoruz. Amasya halkı bu konuda sizinle iletişim kurdu mu? 

Amasya'dan inanılmaz derecede destek mesajı aldım, çok güzel yorumlar aldım. Şunu söylemek isterim ki, Amasya'nın elması kırmızıdır ama halkının yüzünü kızartmasına gerek yok. Bu ayıp, bu suç onların değil. Oradaki üniversiteli gençler yasaklama kararından sonra oyunu Merzifon'a taşıdıklarında, Amasya'da oyunumuzun afişini asmak için bir çalışma yürütmüşler. Akşam bir dükkanın önüne gitmişler ve bir oyun afişi asmak istiyoruz demişler. O dükkanın sahibi "yasaklı oyunun afişi mi" diye sormuş. Gençler de evet deyince "hemen asın" cevabını vermiş. Buradan, o dükkanın sahibi başta olmak üzere, bu ayıbın farkında olan bu ayıba karşı tepkisini gösteren tüm Amasyalılara selamlarımı iletiyorum. Biz kırmızı elmanın diyarına, kırmızı elmayı dizelerine taşımış olan Nâzım Hikmet'in oyunuyla bir gün elbette geleceğiz. 

'BİZ İŞÇİ SINIFININ ÇOCUKLARIYIZ, BİZİ AÇLIKLA TERBİYE EDEMEZLER' 

Yasaklama, engelleme sadece sizin başınıza gelen değil, Türkiye'de giderek yaygınlık kazanan bir uygulama. Bununla ilgili düşüncelerinizi alabilir misiniz? 

Amasya kısa süre önce kırılan heykellerle de gündeme gelmişti. Şimdi yasaklanan bir oyunla gündeme geliyor. Amasya halkı yanlış bir tercihte bulunmuş olabilir belediye başkanı seçimi konusunda. Ama elbette bu süreçten öğrenecekleri, çıkartacakları dersler vardır. Zaman içerisinde doğru kararı vereceklerine inancım tam. Onun dışında cidden Türkiye'de salonlar bir bir, onlardan olmayanların yüzlerine kapanıyor. Televizyon kanalları, onlardan olmayanların yüzlerine kapanıyor. Bizleri açlıkla terbiye etmeye çalışıyorlar. Bizler işçi sınıfının, emekçi halkın çocuklarıyız. Açlıkla terbiye edilemeyiz. Ayrıca sınıfımız, halkımız böylesi yasaklamalarda bizi sarıp sarmalar, kucaklar ve kimseye muhtaç etmez. 

Son bir mesajınız var mı? 

Bu yasaklama artık bir tiyatro grubunun, bir oyunun yasaklanmasını aşmıştır. Bu ülkede ilericiler ile gericiler arasında; devrimcilerle, hayata eşitlikten, özgürlükten, soldan, sosyalizmden yana bakanlar ile sömürücüler, gericiler, yobazlar, faşistler, halk düşmanları arasında yaşanan bir mücadeleye dönüşmüştür. Bu mücadelede halkımızın, aydınlıktan, emekten yana olan insanların bizi yalnız bırakmamasını temenni ediyoruz. Çünkü burada yalnız kalan ve kaybeden sadece biz olmayız. Hep birlikte, kol kola girerek mücadele etmeli ve bu süreci geri püskürtmeyi başarabilmeliyiz. Bir atın becerdiğini, bu halk bir gün elbette becerecektir.