“Sanat aydınlanma içindir” ilkesiyle yayınlanan aylık kültür-sanat dergisi Azizm Sanat’ın 95’inci sayısı okurla buluştu. Dijital ortamda ve Issuu formatında e-dergi olarak yayınını sürdüren Azizm Sanat, bu ay “Sovyetler ve Sanat” konusunu kapağına taşıdı.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nde şiir, müzik, tiyatro, sinema ve plastik sanatlar disiplinlerinde üretilen yapıtlara kapsamlı bir içerikle eğilen dosyada, Sovyet afişleri de unutulmadı. Ülkemizin önde gelen sanatçılarından Mehmet Yılmaz makaleleriyle, Komünist Parti Merkez Komite üyesi Kemal Okuyan ise söyleşisiyle dergiye katkı sağladı.
Dergi ön kapağında “3. Enternasyonel Anıtı” ile okuyucularını selamlarken, arka kapağında “Anayurt Çağırıyor” heykeliyle anlamlı bir görselle sona eriyor. Dosya ile doğrudan bağlantısı olmayan bir şiir ve bir öykü ile toplamda 138 sayfayla okuyucuya karşısına çıkan derginin, sosyal medyada da heyecan ve yankı uyandırdığı görülüyor.
Dergide Gökay Korkmaz imzalı “Varlar” adlı bir şiir yer alıyor. "...Komünistler varlar / Biz varız! / Mücadeleye İnanın..." dizeleriyle biten şiir de derginin çarpıcı ürünleri arasında.
KEMAL OKUYAN'LA SOVYETLER'DE SANAT ÜZERİNE...
Komünist Parti Merkez Komite Üyesi Kemal Okuyan, dergiye verdiği kapsamlı röportajda, genel bir algının yanlışlığından bahsettiği şu bölümde şunları söylüyor:
1930’ların başında sanat disiplinlerinin tamamını etkileyen bir kararla SSCB’de ‘sosyalist gerçekçilik’ akımı öne çıkarıldı. Bu tercihin özellikle plastik sanatlar ve sinemayı etkilediği söylenir.
Peki, müzik bu tercih neticesinde nasıl şekillendi? Devrimden sonra ilk 15 yılki süreç ile 1930’ların sonrasını kıyaslarsak ne gibi bir dönüşüm söz konusu?
Çok kapsamlı bir soru bu. Her şeyden önce ‘sosyalist gerçekçilik’le ilgili genel yargının geçersiz olduğunu söylemek gerekiyor. ‘Sosyalist gerçekçilik’ hep, kültür sanat alanında sekter ve kaba bir müdahale olarak görülür. Bu burjuva ideologlarının iddiasıdır ama ilerici aydınlar da bunu kabullenmiştir. Oysa sosyalist gerçekçilik başta edebiyat olmak üzere sanat cephesinde Sovyet iktidarının ‘ateşkes’ ilanıdır. Burjuva sanatına ve sanatçısına ‘en genel anlamda sosyalizmle barış, en azından uyum göster, ben de seni kabulleneyim’ demesidir. Bu çok tartışmalı bir meseledir. Devrimden sonra devrimci sanat yeni biçimler peşinde koşmuş, bunların bir bölümü yaşamış, bir bölümü başarısızlığa uğramıştı. Sosyalist gerçekçilik bu arayışları kontrol altına alan ve burjuva sanatıyla mücadelede hedefi daraltan bir akımdır. Siyasal nedenleri vardır. Ben sanatın devrimci olması gerektiğini düşünürüm ama bunun sosyalist gerçekçilik diye adlandırılmasını kabullenemiyorum. Zaten herkesin anlaştığı bir tanımı da yok.
Dergide şu yazı ve değerlendirmeler de okunabilir:
Rus Modernizmi – Mehmet Yılmaz
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nde Sinema – Onur Keşaplı
Devrimin Şafağında: İlya Efimoviç Repin – Fırat Tunabay
Özgürlük Maskesi Altında – Selin Süar
Marksizm, Modernizm, Postmodernizm – Ayşe Nahide Yılmaz, Mehmet Yılmaz
Sovyetlerde Şiir Üzerine – Gökay Korkmaz
Sovyet Sinemasının Devrimi: Montaj – Onur Keşaplı
Politikanın Tetiklediği Tiyatro – Deniz Eren
Sovyet Afiş Sanatı Örnekleri
AZİZM SANAT ŞU ADRESTEN OKUNABİLİR
Dergi ve söyleşinin tamamı şu bağlantıdan okunabilir:
http://issuu.com/azizm/docs/azizmsanatedergi95