'Artık oyunları Belediye seçecek'

Önce İskender Pala ardından Hadi Uluengin ve Mustafa İsen ile başlayan 98 yıllık İBB Şehir Tiyatrolarına dönük saldırı son noktasına ulaştı. Artık oyun seçiminden kimlerin oyunda yer alacağına dair her şeye sanatçılar değil belediye bürokratları karar verecek. Düzenleme sanatçıların büyük tepkisine yol açtı.

Uzun süredir gerici basının hedefi haline getirilen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’na dönük saldırı, tiyatronun belediyenin şube müdürlüğüne dönüştürülmesiyle son noktasına ulaştı. Belediyenin düzenlemesi bugün yüzlerce tiyatrocunun tepkisiyle karşılandı.

“Tiyatro, belediyenin şube müdürlüğüne dönüştürülüyor”
Düzenlemeye ilişkin Muhsin Ertuğrul Tiyatro Binası önünde bir araya gelen yüzlerce sanatçı adına ilk sözü tiyatro sanatçısı Tolga Yeter aldı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a şehir tiyatrosu adına yazılan mektubu okuyan Yeter, Şehir Tiyatrosunun tiyatro oyuncuları için 98 yıldır kutsal bir yuva olduğunu dile getirdi.

“Şehir tiyatrosu sanatçıları olarak, 100. yılını kutlamaya hazırlanan bir sanat kurumunu, kültürel mirasımız olarak yüceltmek yerine basit bir şube müdürlüğüne indiren böylesi bir yönetmeliği kabul edilemez buluyoruz” diyen Yeter, yönetmeliğin Topbaş tarafından imzalanmamasını istedi.

“Medyanın saldırısının nedeni anlaşıldı”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Sanatçıları Derneği’nin hazırladığı basın açıklamasını okuyan Aslı Öngören ise, bir süredir bir kısım medyanın iftira içeren haksız saldırılarına maruz kaldıklarını söyledi.

İlk başta anlamlandıramadıkları bu saldırının nedenini önlerine çıkan düzenleme ile anladıklarını belirten Öngören, burada amacın 98 yıldır tiyatrocular tarafından yönetilen bir kurumu tamamen bürokratlara devretmek olduğunu ifade etti.

“Genel sanat yönetmeni yerine belediye sekreteri geçecek”
“Yönetmelikle birlikte Şehir Tiyatrosu sanat kurumu olmaktan çıkarılarak basit bir şube müdürlüğüne dönüştürülecek” diyen Öngören şöyle konuştu:

“Yönetim kurulumuza genel sanat yönetmeni yerine, belediye genel sekreter yardımcısı başkanlık edecek. Tüm sanatsal kararla belediye bürokratlarının çoğunlukta olduğu yeni yönetim kurulu tarafından alınacak. Tüm bunlar 98 yıllık bir kurumun büyük mirasının sonu demektir. Bizce muhafaza edilmesi gereken değerler gayet açık. Bu yönetmeliği kabul etmiyoruz. Hiçbir güç bizi yolumuzdan alı koyamaz.”

“Hiçbir şey eskisi gibi değil”
Konuşmaların ardından yapılan protesto eylemine katılan tiyatro sanatçılarına düzenlemeye ilişkin düşüncelerini sorduk.

Orhan Aydın: “Burada gördüğümüz Muhsin Ertuğrul binası adeta bir beton yığını. Biz bu tarihsel yapımının yıkılıp gitmemesi için mücadele verdik. O zaman demiştik ki, buraya atılacak beton yığını aslında sanatın üzerine atılan bir beton yığını olacak. Şimdi o beton yığınını atan zihniyetin diğer adımlarını da görmeye başladık. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen'in söylediği muhafazakâr sanat anlayışının ilk adımlarından biri şehir tiyatrolarının yönetimini sanatçılardan alınıp bürokratlara verilmesiyle ortaya çıkmış oldu. Bu adıma karşı gerek Sanatçılar Girişimi olarak biz gerekse şehir tiyatrolarında faaliyet sürdüren tiyatrocu arkadaşlar ortak bir mücadele etmeliyiz. Çünkü artık hiçbir şey eskisi gibi değil.”

“Ucube zihniyetinin sonucu”
Yücel Erten: “Düzenlemeye ilişkin olumlu bir şey düşünmek mümkün değil. Bu tarz yönetmeliklerin sanat kurumları için son derece kullanışsızdır. Bu adımı atanlar bunun da farkında değil sanırım. Sanat kurumların bürokratların denetimine verilmesi akıl alacak gibi değil. Bu tavır çağ gerisidir. Ucube zihniyetinin sonucudur.”

"Vahim bir düzenleme"
Üstün Akmen: Bu düzenleme çok vahim. Bu düzenleme şehir tiyatroları için ölüm fermanıdır. İsen’in açıklamalarının ardından böyle bir adım bekliyordum açıkçası ama bu kadar radikal bir adım tahmin etmiyordum. Buna karşı direnilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sanatı ve kültürü kendi idealleri doğrultusunda sanatı yönlendirmek istiyorlar. Burada İstanbullulara büyük görev düşüyor. İstanbulluların kendi tiyatrolarına sahip çıkmaları gerekiyor.

“İleri demokrasi bu mudur?”
Orhan Kurtuldu: Bu direk saldırı için faşizmin ayak sesleri denilebilir. Bu tablo derin uykunun sonucunda geldi. Sanatçılar olarak büyük bir direniş organize etmek durumundayız. Tiyatrocuların işine, ne yapacağına başkası karar veremez. Bürokratlar hiç veremez. Bu uygulama çağdışı bir kafanın sonucudur. Bu mücadeleyi uluslararası camiaya da taşıyacağız. Dünya tiyatrocuları da Türkiye’de neler olduğunu görmelidir. İleri demokrasi bu mudur?

“Kahvaltı sofralarında yalakalık yapan sanatçılar nerede?”
Ender Yiğit: “Faşizm her gün gerçek yüzünü göstermeye devam ediyor. Gördüğünüz gibi faşizm sadece sanatçıları yakmıyor aynı zamanda susturuyor. Yakında salonları da kapatırlar. 12 Eylül böylesine bir adımı denemişti ama sonuna kadar gidememişti. O zaman başarılamayan bugün islamo-faşistler tarafından gerçekleştirilemeye çalışılıyor. Özel tiyatrolara turne olanağı tanınmayacak, şehir tiyatroları baskı ile susturulacak. Bu apaçık faşizimdir. Hani o kahvaltı sofralarında yalakalık yapan sanatçılar nerede, onları burada göremiyorum.”

"Tiyatro yenilmez"
Tuncer Cücenoğlu: Her yer ve bütün kurumlarına olduğu gibi sıra şehir tiyatrolarına yönelik saldırıya da geldi. Ama tiyatro aşar bu saldırıları. Tiyatro yenilmez. Bu güne kadar hep direndi ve kazandı yine aynısı olacak ve kazanacak.

“Bu düzenleme sanatı öldürmektir”
Emre Yetim: "Yapılan düzenlemeyle tiyatroların başından sanatçıların alınıp bürokratların getirilmesi açıkça sanatı öldürmektir. Şehir tiyatrolarının 98 yıllık bir kurum. Ülke tiyatroları için adeta bir mihenk taşı. Buraya dönük yapılan bu saldırı, ülke sanat kurumlarından en güçlü olanına dönük de bir saldırı aynı zamanda. Bu saldırının ardından özel tiyatrolara da bir saldırı gelmesi ihtimal dahilindedir. Bilindiği gibi Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, Devlet Tiyatrolarının da kapatılmasının gündemde olduğunu dile getirmişti. Tüm bu gelişmelere karşı aydınlanmadan yana olanlar, sanatçılar bir araya gelmeli ve mücadele etmelidir."

“Düzenleme bir an önce geri çekilmelidir”
Şebnem Bozoklu: "Sanat kurumlarının başından sanatçıların alınması ve yerlerine bürokratların geçirilmesinin anlaşılabilecek bir tarafı bulunmuyor. Düzenlemenin Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın sağduyu göstermesi sonucunda bir an önce geri çekilmesi gerektiğini düşünüyorum."

(soL - İstanbul)