Tuzla’da “Umut Direniyor”

Komünist İmam kitabının yazarı Hasan Kıyafet son kitabı Umut Direniyor ile 9 Ağustos Cumartesi günü Maltepe Nâzım Kültürevi’nin konuğu olacak. Tuzla ölümlerinin tartışılacağı Söyleşi 20.00’de başlayacak.

soL (HABER MERKEZİ) Köy Enstitüsü mezunu, öğretmenliğinin ve yazarlığının yanı sıra ABD karşıtı söylemleriyle de tanınan öğretmen-yazar Hasan Kıyafet, Tuzla gerçeğini ve son kitabı "Umut Direniyor"u tartışmak üzere yarın akşam 20.00'de Nâzım Kültürevi'nde okurlarıyla buluşacak.

60'lı yıllarda yazdığı yazılarda Amerikan karşıtı söylemleriyle öne çıkan Hasan Kıyafet bu nedenle açığa alınmış, askerlik görevi sırasında ABD'li askerlerle tartışınca "iki dost devletin arasını açmak" suçundan 3 yıl yargılanmış ancak beraat etmişti. İlk kitabı olan ve Türkiye'nin en çok okunan 100 kitabı arasında gösterilen "Komünist İmam"ı Çorlu'da, yargılandığı bu süreçte yazmaya başlayan Kıyafet, 12 Mart 1972 darbesiyle cezaevine girdi ve iki yıllık tutukluluğun ardından çeşitli okullarda öğretmenlik ve yöneticilik görevine devam etti. Bu sürede yazdığı kitap ve makaleler nedeniyle bu kez 12 Eylül'de gözaltına alındı ve Zonguldak'a sürüldü. Yaklaşık 50 yayınlanmış eseri ile çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlanmış binlerce araştırması ve makalesi bulunan Hasan Kıyafet'in eserleri arasında Komünist İmam, İnsan Yokuşu, Mahpus Yılmaz Güney, Özgür Zindan, Bizim Lise, Ölülerle Söyleşi, Hücrede Şenlik ve son kitabı Umut Direniyor bulunuyor.

"Umut-Tuzla için-Direniyor"
Hasan Kıyafet, 2006 yılında yazdığı son kitabında Tuzla tersanelerinde yaşanan ölümlü iş kazalarını anlatıyor. "Umut o dağın ardında değil, avuçlarımızın içindedir. Umut göçebedir her iklim ve toprakta yaşar. İnsanı dik tutan ise belkemiği değil, onuru ve umududur" diyen Hasan Kıyafet, "Umut Direniyor"da dünyayı saran işsizler ordusuna, yeni doğan bir sınıf gözüyle bakıyor. Bu yeni sınıf diyor ki, "...Biz yerdeki karıncalar kadar çok işsiz işçileriz. Yani adına açlık mı dersiniz, alçaklık mı dersiniz, kötü bir sınırın altına itilmişlerdeniz. Patronlar bize iki seçenek sunuyor ya zehirli gemilerde çalışmak, ya da açlıktan ölmek!.. Bizim için ikisi de ölüm demektir. Ancak bu kez yalnız ölmek istemiyoruz. Hiç olmazsa ölümü patronlarla paylaşmak istiyoruz..."