Tüyap'ta "Krizler Ülkesi Türkiye" paneli

Yazılama Yayınevi Tüyap İstanbul Kitap Fuarı'nda "Krizler Ülkesi Türkiye" konulu bir söyleşi düzenledi. Konuşmacı olan TKP Genel Başkanı Aydemir Güler, Türkiye'deki kriz dinamiklerini, bugün yaşanan ekonomik krizi ve emperyalizmin güncel hamlelerini değerlendirdi.

soL (HABER MERKEZİ) Yazılama Yayınevi, 27. Tüyap İstanbul Kitap Fuarı'nda "Krizler Ülkesi Türkiye" konulu, Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Başkanı Aydemir Güler'in katıldığı bir söyleşi düzenledi. Güler, konuşmasında, Yazılama Yayınevi tarafından ikinci baskısı yapılan "Son Kriz" kitabının yazımından bu yana geçen on yılda değişen kriz dinamiklerini değerlendirdi.

Restorasyon başarısız oldu

Son on yılda dinci gericiliğin Türkiye'de hâlâ bir kriz dinamiği olduğunu ve Kürt sorununun da Türkiye'nin bölünme sorunuyla birleştiğini söyleyen Güler, 90'lardaki krizle bugün yaşanan kriz arasında bir yeniden düzenleme döneminin yer aldığına dikkat çekti. Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesinin de bu süreçte karşımıza çıktığını ifade eden Güler, yeniden düzenlemenin, emekçi sınıfları ve solu da kapsamaya çalıştığını söyledi. AKP ve Tayyip Erdoğan'ın dinci gerici süreci temsil ettiğini ve Öcalan'ın yakalanmasının ardından Türkiye'de doğu ile batı arasında bir fay hattı oluştuğunu belirterek, yeniden düzenleme sürecinin başarısız olduğunu ve kriz dinamiklerinin varlığını korumaya devam ettiğini vurguladı.

Türkiye emperyalizmin limanına yanaştı
Türkiye'deki kriz dinamiklerinin ABD emperyalizmiyle bağlantısına değinen Güler, iplerin tamamen ABD'ye verilmesi halinde krizin dengelendiğini, ilişkiler gerildiğinde ise dengenin dağıldığını ifade etti. Güler, "bu hükümet emperyalizmle ilişkiler bağlamında en işbirlikçi hükümettir" dedi. Krizlere yapılan düzen içi müdahaleler doğrultusunda ülkenin emperyalistlerin limanına daha fazla yanaştığına dikkat çeken Güler, Türkiye'de, bugün dünya çapında yaşanan ekonomik krizle birlikte ikinci bir krizin gündeme geldiğini ifade etti.

Kürt sorununun Türkiye'nin iç sorunu olmaktan çıkıp uluslararası ilişkilerin gündemi olduğuna değinen Güler, Türkiye'nin bölünmesi probleminin başlı başına bir sorun olduğunu, bu bağlamda yaşanan krizlerin bir kırılmaya işaret ettiğini söyledi.

Kırılma her şeyi değiştirecek
Türkiye'nin ABD emperyalizmi tarafından en önemli seçenek değil, bir yük olarak değerlendirildiğini ve dünyadaki ekonomik krizi en şiddetli hissedecek ülkelerden birinin Türkiye olacağını ifade eden Güler, Türkiye'de yaşanan krizlerin her şeyi daha önce olmadığı bir biçimde değiştireceğini, çok farklı tanımların dile getirileceğini söyledi.

Emekçilerin yolunu solun refleksleri belirler
Güler, ekonomik krizin sadece finans krizi olmadığını, krizin yoksullaşmayla beraber emekçi sınıflarda lümpenleşmeyi ve faşizme varan gericileşmeyi gündeme getireceğini vurguladı. Krizin etkisiyle halen yaşanan yoksullaşmanın önünde sendikalara ve sola görev düştüğünü, emekçi sınıfların yolunun, ya emperyalizmin ve Türkiye'nin krizlere yaptığı müdahalelerle barbarlığa, ya da solun düzen içi müdahalelere göstereceği reflekslerle sosyalizmi tekrar gündeme getirecek hareketliliğe çıkacağını ifade etti. Güler, krizin nelere yol açacağını bekleyip görmenin dışında, bir an önce, yoksullaşma, lümpenleşme ve bölünme süreçlerini değiştirmek için çaba harcanması gerektiğini belirtti.