“Türkiye’nin kendi kalesine attığı gol”

Financial Times gazetesi, Doğan Yayın’a verilen cezanın daha önceki hükümetlerin kimi uygulamalarına benzetti.

Financial Times (FT) gazetesinde yer alan başyazılardan biri “Türkiye’nin kendi kalesine attığı gol” başlığını taşıdı.

“Türkiye’de hükümetin ülkenin önde gelen medya grubuna verdiği türünün önemli örneklerinden biri olan vergi cezası, kendi kendine gol atmak gibi" denilen makalede, "Ankara’nın oyalanan AB’ye katılma girişimi Fransa ve Almanya gibi üye devletlerden düşmanlık görürken, Sayın Erdoğan’ın neo-İslamcı Adalet ve Kalkınma Partisi, Türkiye’nin laikleri tarafından daima kuşkuyla karşılanmıştı. Bu keyfi cezayı, şu anda Erdoğan’ın Türkiye’siyle Putin’in Rusyası’nı yarı makul bir şekilde kıyaslayabilecek AKP hükümetinin en katı tenkitçilerine, içerideki ‘darbeci’ Kemalistlere ve dışarıda AB’deki yabancı düşmanlarına tanrı gönderdi” denildi.

Geçmişteki ihlaller "hata" olarak tanımlandı
Doğan Yayın’a cezanın daha önceki hükümet girişimlerinden bazıları, zinanın cezalandırılması, dünyaca ünlü Orhan Pamuk’un hapse atılmaya çalışılmasıyla aynı düzeyde bir “gaf” olduğu belirtilen makalede, “Şimdi, birer özgürlük ihlali olduğu kadar, yargı hatası şeklinde tanımlanmış ve geri alınmışlardır. Bu da öyle olmalı” değerlendirilmesinde bulunuldu.

Başbakan Erdoğan’ın Aydın Doğan ile karşılıklı meydan okumasının bir “bir husumet maçı” gibi göründüğü, cezaların bir taksimetre gibi fırladığı, toplam cezanın şimdi 3.2 milyar dolara tırmandığı kaydedilen makalede şöyle denildi:

“Doğru, Türkiye'de birçok holding, bünyelerindeki medya organlarını çıkarları doğrultusunda kullandı. Doğan da öyle. Özellikle, ordu ve yargının AKP'nin altını oyma girişimlerini görmezden geldiği izlenimi yaratarak hükümeti kızdırdı. Erdoğan da hafif kurnaz bir ifadeyle, 'kimsenin hukukun üzerinde olmadığını' dile getiriyor. Ancak bu ceza, Doğan Grubu'nu iflasa götürecek kadar orantısız. Ayrıca Türkiye'nin Erdoğan yönetiminde gerçekleştirdiği demokratik ilerlemeye gölge düşürüyor. Erdoğan 2007'deki seçim zaferini, askerler yerine demokrasiye oy veren Türklere borçlu olduğunu hatırlamalı.”

(soL - Haber Merkezi)