soL (HABER MERKEZİ) Dünyadaki tüm üyelerinden, 2009'a girerken hapiste veya mağdur olan yazarlara yeni yıl tebriği yazmalarını isteyen PEN, listede ağırlıklı olarak Küba'da bulunan isimlere yer verince, Jose Marti Küba Dostluk Derneği (JMKDD) tarafından yazılı bir açıklamayla uyarılmıştı. PEN&rsquoin Londra&rsquodaki merkezi tarafından başlatılan çalışma ve aldığı tepkiler üzerine bir açıklama yapan PEN Türkiye Merkezi Başkanı Tarık Günersel, konuyu halen görüşmekte olduklarını söyledi.
soL: Bu listenin oluşumu ve karşılaştığınız tepki açısından durumu değerlendirebilir misiniz?
Tarık Günersel: PEN bir edebiyat örgütü, 1921&rsquode kuruldu ve esas olarak İkinci Dünya savaşı sonrası genişledi. 105 ülkede, 145 merkezde çalışma yürütüyor. Örgütün belirli başlıklarda oluşturulmuş komiteler üzerinden de çeşitli faaliyetleri var. &ldquoHapisteki Yazarlar Komitesi&rdquo Sarah Whyatt direktörlüğünde çalışmalar yapan komitelerden biri. Bu komite her yıl, hapisteki ve mağdur yazarların oluşturulan listesini bizlere gönderir. Bu yılki listeyi de inceledik ve Kübalı gazetecilerin sayısının çokluğu bizim de dikkatimizi çekti.
Fidel Castro ve Küba Devrimi&rsquone yaklaşımım ne olursa olsun, ki olumlu bir bakışa sahibim, bu listeyi herhangi bir şekilde sansürlemek ya da buradaki üyelere iletmemek gibi bir durumum olamazdı. Tüm üyelerin bu bilgiye ulaşma hakkı vardır elbette, Uluslararası PEN nasıl bir bilgiyi paylaşıyor diye. Diğer taraftan JMKDD&rsquonin konuyla ilgili gelen tepkisini de ben, komite direktörü Sarah Whyatt&rsquoa, Londra&rsquodaki merkeze ve Uluslararası Genel Sekretere de &ldquoülkemizden bu şekilde tepkiler geliyor&rdquo diyerek ilettim. Bu kişilerin yazar olmaktan çok CIA&rsquonın finanse ettiği kişiler olduğu yönündeki bilgiyi de ilettim. Ayrıca bir kez daha hassasiyetle bu gazetecilerin kimler olduğunu ve listede değişiklik yapılması gerekip gerekmediğini de sordum.
JMKDD açıklamasındaki ilgi çekici noktalardan biri de sadece Küba&rsquonın değil, ABD&rsquonin &ldquoşer ekseni&rdquo olarak tarif ettiği tüm ülkelerin en başta bulunmasıydı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu akla gelebilir ama ben açıkçası o kanıda değilim. Öyle olsa zaten PEN&rsquode olmazdım. Çin&rsquode Tianenmen Meydanı&rsquoyla ilgili şiir yazan Jini Tao (10 yıl hapse mahkum oldu) ve Burma&rsquoda diktatörlüğe karşı çıkan Zargana&rsquoyı üye yaptık. Elbette bunlar sembolik üyelikler ama... PEN&rsquode farklı tandanstan üyeler var. Genel olarak liberal eğilimli üyeler bunlar, yani olumlu anlamıyla, Batılı anlamıyla. Türkiye&rsquode üyelerimiz daha ziyade solda. Kendisini marksist olarak tarif eden ya da etmeyen üyelerimiz de var. Ancak tüm ülkelerde bu böyle değil. Farklı ülkelerde muhafazakar, milliyetçi hatta şovenist diyebileceğimiz üyeler olduğunu da ben şahsen biliyorum. Yurttaşlar ve aydınlar olarak bilgi edinmek maksadıyla bunu hassasiyetle sorduk yine de. Sonuçta PEN, Birleşmiş Milletler&rsquoin edebiyat alanındaki muadili hatta ondan da üstün yanları var bana göre.
PEN&rsquoin hassasiyetle üzerinde durduğu noktalar var, enternasyonalizm, şiddet karşıtlığı, üslup ve seviye konusundaki hassasiyetleri ve dil hakları konusunda çalışmaları var. PEN uluslararası alanda özgürleşme hareketinde çok önemli işler yaptı ve yapmaya da devam edecek. Bu yüzden bu konu çok önemli. Küba Devrimi&rsquoni kapitalizme alternatif olarak gören ve gösteren biri olarak bunu savunmak durumundayız ancak eleştirel yaklaşmaya da devam etmek gerekiyor diye düşünüyorum. Biz dünyayı olumlu yönde etkilemeye çalışıyoruz.