Gitmeli mi gitmemeli mi...

"Gitmem" diyen var, “AKP’ye bırakmayalım" diyen de.

soL (HABER MERKEZİ) Yazarların Frankfurt Kitap Fuarı'na katılım konusundaki farklı görüşleri ile yayınevlerinin seçilme kriterlerini sorgulaması, Fuar'ın bu yılki tartışmalarındandı. Bazı yazarların katılımı reddetmesiyle başlayan tartışmada, Ulusal Yürütme Komitesi'nin basın açıklamasının ardından, katılımı destekleyen yazarların Fuar'ın AKP hükümetinin etkinliği olmadığını, bu nedenle bu konuya sahip çıkılması gerektiğini söylediği açıklamalar geldi. Reddedenlerin ortak noktası, Fuar'da Türkiye'yi temsil edecek yüzün AKP hükümeti ve onun politikalarının uygulayıcısı Kültür Bakanlığı olmasıydı.

"AKP varsa biz yokuz" diyenler
PEN Yazarlar Derneği üyelerinden yazar Leyla Erbil, "AKP ve onun Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ın uygulamalarına karşı tavrımı göstermek amacıyla fuara katılmayacağım" demiş, "işine geldiğinde yazarları kullanarak kendine pay çıkaran AKP'yi" protesto ettiğini açıklayarak bu yöndeki ilk adımı atmıştı.

Nihat Behram, daveti reddettiğini soL aracılığıyla duyurmuştu. Behram, "Yazarlık Onurumu Frankfurt'tan Sakınıyorum!" başlıklı mesajında, "Fuar'da Türkiye'yi AKP'nin Kültür Bakanı ve ekibinin temsil etmesinden derin üzüntü duyduğunu" söylemişti. Daha sonra Ulusal Yürütme Komitesi'nin açıklamasına da yanıt veren Behram, soL'daki köşe yazısında, "tarihsel nedenler kadar güncel politik nedenlerle de, beni böyle bir karara götüren duygu ve düşüncelerimi anlayışla karşılayacağınızı umuyorum. Dilerim, katılan arkadaşları, çıktıkları sahnelerde 'türban sürprizleri, türbanlı, türbancı yetkililerle tokalaşma emrivakileri' beklemiyordur. Dilerim iyi niyetinize kir, is bulaştırma hesabı içinde olanların hesapları tutmaz" demişti.

Tahsin Yücel ve Kaan Arslanoğlu da kendilerine yapılan daveti reddederek AKP'yi protesto edenler arasındaydı. Arslanoğlu, kararında, AKP ve kültür politikalarının gericiliğinden çok, bu tür organizasyonlar aracılığıyla AKP gericiliğini üreten ve destekleyen liberal sol çevrelerin payı olduğunu söyleyerek, edebiyat dünyasını ticarileştiren, piyasacılaştıran anlayışı üreten çevrelerde bulunmak istemediğini belirtmişti.

Son olarak daveti reddeden yazar Füsun Akatlı da Fuar'a katılmasının, "politik duruşuna ve konjonktürel karar verme zemininde yapması gereken seçime aykırı olacağını" söyledi. Akatlı, "Fuar istediği kadar bir AKP etkinliği olmasın, organizasyon komitesini oluşturan yazar kuruluşları AKP karşısındaki tutum ve tepkilerini netlikle görebildiğimiz kuruluşlar değil. Latife Tekin'i Karabük'te 'Benim paramla geldiğin yerde beni eleştiremezsin' diye azarlayabilen zihniyetin, Frankfurt'a davetli yazarların da ekmeğini, suyunu, otelini yeri geldiğinde başlarına kakmayacağının garantisini komite verebilecek midir? Şüpheliyim!" sözlerini kullandı.

"Bu AKP değil, ülke kültürü meselesidir" diyenler
Fuar'a 2005 yılında da katılan yazar Feyza Hepçilingirler, kabul nedenini "Almanca çeşitli antolojilerde yer alan öykülerimin dışında, Almanya'da yayınlanan bir öykü kitabım da bulunduğu için bu daveti çok doğal karşıladım" sözleriyle açıkladı. "Fuar okurlardan çok, yayıncılara sesleniyor, yazarlar açısından da, diğer dillerde yayınlanma şansı sağlayabileceği için önemli. Bu, hükümetin değil, Türkiye'nin bir etkinliğidir. Bugün iktidarda olanlarla sınırlı değildir onların var ettiği bir etkinlik değildir" yorumunu yapan Hepçilingirler, "Türkiye'nin konuk ülke olmasını AKP iktidarına bağlamak, bence hiç de hak etmediği bir zaferi bağışlamak anlamına gelir" dedi.

Yazar H. Ali Toptaş, "katılımcı listesinde adım olduğunu sizden öğreniyorum. Henüz herhangi bir davet almadım" sözleriyle birlikte, bu yıl konuk ülke oluşun, Türk edebiyatının tanıtımı için iyi bir fırsat olduğunu düşünüyor.

"Gitmeyenler olabilir, ama meydanı boş bırakmamak gerekir" diyen şair Haydar Ergülen, Fuar'da Fazıl Hüsnü Dağlarca etkinliğinde ve şiir gecesinde yer alacak.

Ataol Behramoğlu ise, "Türkiye'nin onur konukluğu, tıpkı bir Türk yazarına Nobel Ödülü verilmesi konusunda olduğu gibi, yıllardır konuşulmasına rağmen gerçekleşmemişti. Birkaç yıl öncesinden kararlaştırılmış bir olgudur" diyerek konuk ülke olma kararının AKP iktidarda olduğu için alınmadığını söylüyor. Behramoğlu'na göre, "iktidardaki parti AKP'dir, şudur budur diye bu şansı kullanmamak kısır görüşlülük" ve anlamsız. Behramoğlu, Fuar'a katılım kararını, "bu davet olmasa da, kitaplarımın yayınlandığı yayınevlerinin etkinlikleri kapsamında fuara katılacaktım. Çünkü orada hükümetler değil bir ülkenin kültürü temsil edilir" diye ifade ediyor.

Fuar'ın yayınevi listesinde kimler var?
Frankfurt Kitap Fuarı'nda bu yıl Türkiye'yi 100 yayınevi temsil edecek. Türkiye Yayıncılar Birliği (TYB) ve Basın-Yayın Birliği tarafından seçilen yayınevlerinin Fuar'a katılımları konusunda belirli şartlar bulunuyor. Daha çok yayıncıların fuarı olarak bilinen Frankfurt Kitap Fuarı'nın konuk ülke belirlerken "yayınlama özgürlüğüne müdahale etmeyen ülkeleri" tercih ettiği belirtiliyor. Türkiye'deki seçilme ölçütleri arasında ise, "uluslararası yayıncılık yapmaya gönüllü ve yetkin olmak" ile "Türk edebiyatını yurtdışında tanıtabilmek" var.

Herkes kendinden sorumlu
TYB Genel Sekreteri Metin Celal Zeynioğlu, "TYB olarak mevcut derneklere çağrı yaptık. Katılanlarla birlikte Fuar'ın yayıncılar bölümünü organize ettik. Türkiye'de var olan edebiyatı yayınlayan, Türk edebiyatını tanıtabilecek yayınevleri olmalı. Listeden gördüğüm kadarıyla da, böyle yayınevleri seçildi" diyor.

Fuar'ın internet sitesinde, Ulusal Stand'da yer alacağı belirtilen yayınevlerinin listesinde dini eserler yayınladığı gözlenen kuruluşların yoğunluğu dikkat çekiyor. Bu durum listenin hazırlanma aşamasında iki kurum arasında ve Bakanlık'la bir ölçüt tartışması yaşanıp yaşanmadığı sorusunu gündeme getiriyor. Zeynioğlu, bu firmaların seçilmesinde yine aynı kriterlerin geçerli olduğunu, dini eserler basıyor olsalar da adı geçen kriterlere uyuyor olmaları gerektiğini söylüyor.

Telos Yayıncılık yöneticisi Zafer Yılmaz, Fuar'a katılım için bir şartname hazırlandığını, burada, toplam 700 metrekare alanda her bir yayınevine yaklaşık 4 metrekarelik alan ile bir temsilci hakkı tanınacağının belirtildiğini söylüyor. Katılmak isteyen yayınevlerinin başvuruda bulunduğunu ve TYB tarafından seçilenlerin davet aldıklarını belirten Yılmaz, "Ancak dikkatimi çekti, önceki yıllardan bildiğim ve Fuar'a katılacağını düşündüğüm bazı yayınevleri o listede yoktu ama dini yayınlar basan firmaların adları vardı" diyor. Yılmaz, yayınevi seçiminde TYB ve Basın-Yayın Birliği arasındaki seçim kriterlerine ilişkin mutabakatın ne olduğunu da merak ediyor.

Agora Yayınları yöneticisi Osman Akınhay, Fuar'a katılımın, gerek yayınevlerinin kendi talepleri, gerek Bakanlık'ça belirlenen kriterlere göre olduğunu belirterek, "biz bu yıl da katılıyoruz. Fuar, yayınevleri için yeni bağlantılar kurmak, işlerini geliştirmek için bir fırsattır" diyor.