Digitürk'ten ahlaksız teklif!

Programına aldığı yabancı film ve dizilerin çevirmeninden, telif hakkı bir başkasında bulunan dublaj çevirilerini altyazıya çevirerek intihal yapmasını isteyen Digitürk, talebi reddeden çevirmenin işine son verdi.

soL (HABER MERKEZİ) Çeşitli televizyon kanallarını bünyesinde barındıran özel medya şirketi Digitürk'ün de aralarında bulunduğu birçok kurum adına film ve diziler için altyazı çevirisi yapan 27 yaşındaki çevirmen Ali Ünal, Digitürk'ün intihal talebini geri çevirince işinden oldu. Ünal, soL'a yaptığı yazılı açıklamada, Digitürk'ün tavrını çevirmenlere, mesleğe ve etik kurallara saygısızlık olarak niteledi.

"Sen yapmazsan yapanı buluruz"
Ali Ünal, açıklamasında olayı şöyle anlattı: "Altı yıldır sürdürdüğüm mesleğimde, festivaller için yaptığım film çevirilerinin yanı sıra, bir yıldan bu yana Digitürk için film altyazı çevirisi yapmaktaydım. Ancak buradaki işimden, bu ay içinde ayrılmak durumunda kaldım, daha doğrusu 'ayrılmak zorunda bırakıldım'. Digitürk, Ağustos ayı itibariyle 'U-571' adlı filmin dublaj çevirilerinin kendilerinde olduğunu söyleyerek, benden bu dublaj metnini altyazı çevirisine 'dönüştürmemi', kendi deyimleriyle 'redakte etmemi' istedi. Redaksiyon, 'yazılmış bir metin üzerinde gereken düzeltmeleri yaparak yazıyı yayıma hazır duruma getirme' olarak tanımlanmıştır, ancak Digitürk'ün benden istediği, 'U-571' filminin daha önce yapılmış olan ve bir telifi barındıran dublaj çevirisinin, yine bir telifi barındıracak olan altyazı haline getirilmesidir. Bu işlemin adı redaksiyon değildir. Birinden birine 'dönüştürmenin' adı redaksiyon değil, intihal, yani eser hırsızlığıdır. Digitürk, dublaj çevirisini yaptırmış olduğu çevirmenin eserine, yukarıda da belirttiğim üzere, canının çektiğini yapabileceğini sanmaktadır. Bir yönetmenin çektiği film, nasıl başka bir yönetmen tarafından kesilip değiştirilemiyorsa, çeviri de sahibinin izni olmadan hiçbir şekilde değiştirilip kullanılamaz ki, aslına bakarsanız, hiçbir sosyal güvencesi, iş güvencesi olmayan biz çevirmenlere, baskı altında sözleşme imzalatan bu tür kurumlar karşısında 'izin' kavramı da anlamını yitirmektedir.
"Digiturk yetkililerine, filmin altyazı çevirisini özgün metinden yapabileceğimi belirtmiş olmama rağmen, bu uygulamanın bir rutin olduğunu, başkasına yaptırabileceğini ve bu işi yapamayacaksam bana başka iş de veremeyeceklerini ifade etmekle yetindiler. Ben de kararımdan dönmediğim için bu tartışma sürecinin sonunda fiilen işten çıkarılmış oldum. Şahsıma gösterilen bu tavrı, bütün çevirmenlere gösterilmiş olarak kabul edip, altyazı ve dublaj çevirmenlerinin, hem ulusal hem de Türkiye'nin imza koyduğu uluslararası düzenlemelerle belirtilmiş özlük haklarına saygı duymayan Digitürk'ü kınıyorum."

"Altyazı ve dublaj çevirmenleri sömürülüyor"
Ali Ünal, açıklamasında, Türkiye'de altyazı ve dublaj çevirmenliği yapan emekçilerin durumuna da değinerek, mesleğin televizyoncular ve taşeron firmalar tarafından, kitap çevirmenliğinden farklı bir yerde algılandığını, bu çevirmenlerin televizyon kanallarının çalıştırdıkları "eleman" olarak görüldüklerini söyledi.

Ünal, "şirketler, kimi zaman zorla imzalattıkları mali hak devir sözleşmelerinde gerek Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, gerek Türkiye'nin imza attığı uluslararası anlaşmalarca mümkün olmayan bir biçimde kendilerini 'eser sahibi' ilan edebilmektedirler. Oysa hukuki açıdan eser sahipliği devredilemez bir özlük hakkıdır ve çeviri de bir eserdir. Kitapların, çevirmenlerin adları yazılmadan yayımlanmasının mümkün olmadığı bir çeviri dünyasında, altyazı ve dublaj çevirmenlerinin adlarının reji akışında bile yazılmaması açık bir şekilde manevi hak gaspıdır" dedi. Mevcut uygulamada telif hakkının manavdan alınan bir kilo elmanın karşılığında verilen ücret gibi görüldüğünü, oysa telif hakkının yapılan bir işin karşılığı olarak ödenen paradan daha geniş bir kapsamı ifade ettiğini belirten Ünal, "mali hakkını satın aldığınız bir esere canınızın istediğini yapamazsınız. Ancak ülkemizde kendilerine bu kadar geniş oyun sahası biçen televizyonlar ve taşeron dublaj şirketlerinin tutumlarından kaynaklanan mevcut koşullar, altyazı ve dublaj çevirmenlerinin bütünüyle aleyhinedir. Benim işten çıkmak zorunda bırakılmam da benzer bir sürecin sonucudur" yorumunu yaptı.