Bir röportajda iki 'devrimci'!

Genel yayın yönetmeninin biriciği, Türk basınının geleceği Ayşe Arman'ın gazeteciliği zaten tartışmalıydı. Yazdığı her yazı, yaptığı her röportaj gazetecilik adına devrim ilan edilmeye başlandı. Kendi hayatını tüm yönleriyle teşhir ederdi, orada duramadı. "Devlet nikahı"nın arkasına sığınan istismarcı Halis Toprak'ın yaptığını normalleştirerek, yozlaşmanın yanı sıra…

Basındakı vicdan sahibi birkaç köşe yazarı dışında, görmezden gelinen ve böylece zımnen onaylanmış görünen Toprak Holding'in 71 yaşındaki patronu Halis Toprak'ın 17 yaşında bir genç kızla evliliği konusu, aradan bir aya yakın bir süre geçtikten ve ortalık biraz durulduktan sonra Hürriyet yazarı Ayşe Arman'a havale edildi. Kısa bir süre önce, bir soyunup bir tesettüre girerek Ertuğrul Özkök'ün arzu ettiği tipte gazeteciliğin fazlasıyla karikatürleştirilmiş örneklerine imza atan Arman, birkaç gün önce kısaca yazdığı konu hakkında sözü bu kez Halis Toprak'a verdi.

Arman, taraflar arasında çok daha önceden bağlandığı açıkça belli olan röportaj dizisinin bugün yayınlanan ilk bölümüyle, "ne yaptığını ve ne istediğini bilen" bir Halis Toprak portresi çizerek, bu rezaletin yumuşak bir geçişle toplum yaşamındaki yerini almasını sağlamaya yeltendi. Halis Toprak'ın, işi, bir televizyon kanalında yaptığı açıklamalardan daha da ileriye götürdüğü görüldü.

"Alan memnun, satan memnun, kime ne"
Arman, oldukça çarpıcı spotlarla duyurulan röportajın bugünkü "Bir hanım için en iyi iş bende" başlıklı bölümünde söze, "Varsa yoksa TMSF. Onun canı yanmış, malı, mülkü elinden alınmış, yok pahasına satılmış. Önüne gelene TMSF anlatıyor" diye başlayarak Halis Toprak için mazlum bir işadamı portresi çizdi. Toprak'ı, konuya doğrudan girişi nedeniyle "gözü kara ve cesur" diye niteledi, Toprak'ın evlendiği Nazlıcan Tağızade hakkında ise "Onunla da telefonda konuştum, hiç de öyle sizin ya da benim zannettiğimiz gibi, ensesine vur ağzından lokmasını al biri değil" dedi.

Röportajın devamında Toprak'ın kendisini daha da rahat anlatmasına fırsat veren "tarafsız" ve cesaretlendirci sorularıyla, Toprak'ın devletin yasaları ve islam dininin kuralları nezdinde ve cinsel sağlıklılığı nedeniyle "uygun" bir evlilik yaptığı yönündeki iddialarını yorumsuz aktaran Ayşe Arman, yazısının bir yerinde de "alan memnun satan memnun" klişesini kullandı.

Arman'a önce takdir, sonra yine "takdir"
Konunun Ayşe Arman'ın köşesine ısmarlanması, son aylardaki performansı gözönünde bulundurulduğunda pek de şaşırtıcı olmadı. İstanbul eski Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın Münevver Karabulut cinayeti konusunda aileyi suçlayan sözlerini aktardığı yazısıyla önce bir artı puan alan Arman, bunun hemen ertesinde başka işlere girişmişti. Türbana girdiği yazı dizisi boyunca, masumane bir "empati kurma" temasının etrafında dönüp dursa da gericiliğin mecraını ve mekanlarını genişletmekle, Halis Toprak'la yaptığı röportajla ise toplumsal vicdanın kırmızı çizgileriyle oynamak ve sınırları silikleştirmekle görevlendirilmiş olduğunu düşündürdü.

Ayşe Arman bir Ertuğrul Özkök "devrimci"si
Ertuğrul Özkök'ün, kendi "devrimciliği"nden bahis açtığı geçen aylardaki bir yazısının diğer "onur konuğu" Ayşe Arman'dı. Yıllar boyunca, köşe yazarlığına "siyaset dışı devrimci" yeni isimler kazandırmayı hedeflediğini anlatan Özkök, kafasındaki projeye ilk ve en çok uyum sağlayan ismin Ayşe Arman olduğunu yazdı.

Babıaliye devrim yapmak için girdiğini, ona meydan okumanın bir aracı olarak ise Gazeteciler Cemiyeti yerine Magazin Gazetecileri Derneği'ne üye olduğunu, gazeteciliğin rol modellerini "Abdi İpekçi-Uğur Mumcu" tekelinden kurtarıp "büyük gazeteci eşittir siyasi yazar" denklemini havaya uçurmak için uğraş verdiğini anlatan Özkök, Türkiye'de en az bir "Uğur Mumcu gazeteciliği" kadar, "Ayşe Arman gazeteciliği"nden bahsedilebilir hale geldiğini ileri sürdü. Projesiyle uyum içindeki Ayşe Arman klonlarının da yolda olduğunu haber verdi.

(soL-Haber Merkezi)