soL (HABER MERKEZİ) Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu basın açıklamalarıyla suyun piyasalaştırılmasını ve İstanbul'da suya yapılan zamları protesto ederek yoksullaşmaya ve suyun ticarileştirilmemesine karşı durmaya devam ediyor.
Platform tarafından yapılan açıklamada, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın İSKİ'nin su zammı önerisini Belediye Meclisi olarak kabul etmediklerini açıklayıp zam yetkisini İSKİ Genel Müdürlüğü'ne bırakmasıyla, İSKİ'nin istediği zamanda ve sessizce suya zam yapabilmesini sağlayan sürece dikkat çekildi. Su faturalarındaki hızlı artışın devam ettiğinin belirtildiği açıklamada, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 2340 No'lu kararıyla 01.11.2007 tarihinde yürürlüğe giren İSKİ'nin yeni su tarifelerine evlerdeki su tüketimine yüzde 17'den başlayıp, yüzde 134' e varan zamların İstanbul halkının Türkiye ortalamasının ve Uluslararası kabul edilen değerlerin altında su tüketimine zorlamakta olunduğu vurgulandı.
Adalet hiçe sayılıyor
Açıklamada, sağlıklı bir yaşam için gerekli günlük su tüketim miktarının, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre kişi başına 100-300 lt kabul edildiği halde, yeni tarifede en ucuz fiyattan su kullanabilmek için dört kişilik bir ailede kişi başına 83 lt/gün, 6 kişilik bir ailede kişi başına 55 lt/gün su tüketimini aşmaması gerektiğine dikkat çekildi.
Sular İdaresi'nin su tüketimini azaltmak gibi bir amacının olmadığı, büyük su tüketicileriyle halkın aynı tarifeden hizmet gördüğü hatırlatılırken yapılan bir zammın, normal bir aile ile binlerce ton su kullanan büyük ticari işletmeleri aynı tarifeden ücretlendirerek orantılı adalet duygusu ve hakkaniyet kurallarının da hiçe sayıldığı ifade edildi.
"Dünya Su Forumunun tek derdi yağma"
Açıklamada su ve suya erişim hakkı ile gerekli miktarda su kullanmanın en temel insan hakkı olduğu da vurgulandı. İstanbul'da 2009 Mart'ta düzenlenecek Dünya Su Forumu kapsamında Türkiye'ye gelecek uluslararası su tekelleri için cazip bir alan yaratmanın hedeflendiğine dikkat çekilirken su-atık su hizmetlerinin özelleştirilmesi süreçlerinin yürütücüsü olan AKP'nin, suyu kâr kapısı olarak görmekte olduğu vurgulandı.
Türkiye'de bir kaç ilin su dağıtım şebekelerinin özelleştirilmiş olduğu hatırlatılırken Edirne'de olduğu gibi su paylaşım kavgalarının artık gizlenemez hale geldiği ifade edildi.
Platformun, suya ulaşamayanların "sizi suya kavuşturacağız" benzeri söylemlerle aldatılmalarına izin vermeyeceğine dikkat çekilirken Dünya Su Forumu'nun tek derdinin suyun bir piyasa malı haline getirilmesi olduğu gerçeğini halklarla paylaşacaklarına dikkat çekildi.