Eylemlere Antalya’dan destek veren 170 kişi hakkında Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet, memura direnme, kamu malına zarar verme suçlaması ile yapılan soruşturmaya ilişkin 157 sayfadan oluşan iddianame hazırlandı. Eylemler esnasında atılan slogan, açılan dövizlere yönelik tespitlerde ise Başbakan Tayyip Erdoğan’ın isminin sansürlendiği görüldü.
Hürriyet'ten Salim Uzun'un haberine göre, iddianamede özellikle Çallı semtinde yaşanan şiddet olayları ve AKP İl Binası'na yürümek isteyen gruba yönelik ifadeler yer alırken, eylemlerde yer aldığı iddia edilen siyasi parti, birlik ve gruplar arasında Türkiye Komünist Partisi (TKP), Tüm Gençlik Birliği (TGB), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), İşçi Partisi (İP), Halkevleri, Dev-Lis gösterildi.
Tayyip Erdoğan'ın ismine ilginç sansür
İddianamede, Şerefine …, Her yer Taksim her yer direniş, Polisini de al git, Bu krizde teğet geçme …, Yandaş medya bu halk satılmamıştır unutmayınız yazılı dövizler açıldığı, Katil devlet hesap verecek, Gezi Parkı halkındır halkın kalacak, Her yer Taksim her yer direniş, Yaşasın devrimci direnişimiz, Hükümet yıkılsın AVM yapılsın, Antalya ayağa Taksim için sokağa, Katil polis hesap verecek, Antalya uyuma Taksim’e sahip çık, Taksim’e selam direnişe devam sloganlarının atıldığı belirtildi. Sloganlarda "Tayyip" ifadesinin sansürlenmesi dikkat çekti.
İddianameye ilişkin açıklama yapan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkan Yardımcısı Münip Ermiş, “Antalya’da ilk kez bu kadar kalabalık bir dava görülecek. Biz iddianameyi detaylı bir biçimde inceliyoruz. 17-21 Mart tarihlerinde de davayı takip edeceğiz. İddianame içinde Başbakan Erdoğan’ın isminin geçtiği slogan ve döviz yazılarının sansürlenmesi usullere aykırıdır. Bunu Erdoğan’a saygı için mi yaptılar bilemiyoruz. Ama iddianamede yer alan ifadenin içinde küfür dahi olsa açıkça yazılmalıdır” diye konuştu.
Çiş parası da mı kamu zararı?
Polislerin giderlerinin "kamu zararı" olarak gösterilmesine dair de konuşan Ermiş “Savcı, polise eylemler esnasında verilen kumanyayı, TOMA’lar ve diğer polis araçları için kullanılan yakıt masrafını kamu zararı olarak göstermiş. Polisin içtiği su ve meşrubatların miktarı 15 bin litre olarak belirlenip 70 bin lira gider gösterilmiş. Ayrıca 10 bin lira yakıt parası, 27 bin liralık araç kiralama bedeli yine kamu zararı olarak iddianamede yer alıyor. Kamu zararı diye bir şey olamaz, kamu malına zarar verme vardır. Siz polisin içtiği kolayı, suyu zarar olarak gösteremezsiniz. O zaman polisin ücretli tuvalete verdiği çiş parasını da mı kamu zararı olarak gösterecek sizin?” diye sordu.