Birçok farklı ülkeden konukların katılımıyla 25 Eylül’de açılış toplantısıyla ve bir yürüyüşle Diyarbakır’da başlayan Mezopotamya Sosyal Forumu devam ediyor.
Forumda dün yapılan toplantılarda “Su ve Enerji Savaşlarının Ortasında Mezopotamya”, “Selanik’ten Amed’e Sınıf, Kimlik, Siyaset”, “Neden Kadın Kurtuluş Mücadelesi”, “Türkiye'de İfade Özgürlüğü”, “Filistinli Mülteciler Ve Filistin Sorununa Çözüm Perspektifleri”, “Dünyada ve Ortadoğuda Gençlik Hereketleri ve Deneyimleri” başlıklı tartışmalar yapıldı. Dünkü toplantılarda en çok ilgiyi çeken oturumlardan biri, Ufuk Uras, Pakrat Estukyan, Akın Birdal, Sevim Belli ve Emirali Şimşek'in katıldıkları “Selanik’ten Amed’e Sınıf, Kimlik, Siyaset” oldu.
KESK Genel Sekreteri Şimşek, bugüne kadar dünyada var olan siyasetin ne sadece sınıf siyaseti ne kimlik siyaseti olduğunu ifade ederek, “Dünyada birçok yerde ikisi iç içe geçmiştir” dedi. Avrupa’daki göçmen işçilerin mücadelesini bu duruma örnek olarak gösteren Şimşek, bu mücadelenin sadece kimlik siyasetini kapsamadığını, aynı zamanda emek mücadelesi olduğunu kaydetti. Türkiye’de Kürt sorunununda böyle bir sorun olduğunu ifade ederek, “İstanbul’da bekar odalarını dolduran işçilerin çoğu Kürt’tür. Geçici tarım işçilerinin çoğunun Kürt’tür” dedi. Şimşek, tarihimizin, farklı kimliklerine karşın emekçi hareketlerin birleşik örgütlenmelerinin örnekleriyle dolu olduğunu söyledi ve “Şimdi buna en iyi örnek KESK’tir, KESK’e yapılan baskılar ve tutuklamalar da bu yüzdendir” dedi.
“Osmanlı ruhu devam ediyor”
DTP milletvekili Birdal ise yaptığı konuşmada, her ne kadar son Osmanlı’yı önceki gün gömdüklerini söyleseler de son Osmanlı’nın ruhunun yaşamaya devam ettiğini söyledi ve “Cenazeye militarist güçlerin artıkları, teşkilatı mahsusa artıkları katıldı” ifadesini kullandı. Birdal’ın cenazeye Yaşar Kemal’in de katıldığını, ancak onu tenzih ettiğini söylemesi dikkat çekerken, oturumun başlığına da gönderme yaparak, “Selanik deyince akla İttihat ve Terakki gelir tabii ki. Baskıcı işkenceci, darbeci terakkici sistem süregelmiştir. Kürtlere yıllardır baskı uygulayan sistem de bu sistemdir” dedi.
“Kürt açılımında iki tuzak var”
Sosyalist Parti Genel Başkanı Sevim Belli, konuşmasında, Kürt açılımının arkasında iki tuzak olduğunu, “bunlardan birincisinin PKK’yi tasfiye etmek, böylece Türkiye’nin bütün zenginliklerini Türk olsun Kürt olsun işbirlikçi sermayenin denetimine bırakmak” olduğunu ifade etti. Belli ikinci tuzağın ABD’nin güdümünde yeni bir Bağdat paktı oluşturmak olduğunu kaydederken, “Açılım olmasın diyemeyiz ama uyanık olmamız gerekiyor. Altında neler yatıyor bilmemiz gerekiyor” dedi.
Uras’ın ilginç eşleştirmesi
İstanbul bağımsız milletvekili Ufuk Uras, “Yoksullarla kimliğinden yoksun olanları birleştirmek zaten elde olan bir doğrumuz. Sağcılar sağcı olduklarını söylemezler ama solcular her fırsatta solcu olduklarını söylerler. Bazı ezberlerin dışına çıkmamız lazım” dedi. Uras, Kürt sorununun çözümü için birtakım adımlar atıldığını, çok geniş bir kesimin birleşip bu açılımı zorlaması gerektiğini ifade ederken, “Meclis açıldığında masaya gelecek ilk konu sınır ötesi operasyondur. Yeni bir anayasa için kolları sıvamak gerek, zorlamak gerek” dediği konuşmasını bir Nâzım şiiri okuyarak bitirdi.
Yapılan konuşmaların ardından sorulara geçilirken, söz alan bir dinleyici şunları söyledi: “Madem Ufuk Uras sözünü Nâzım’la bitirdi, ben de Aziz Nesin’in bir sözüyle başlamak istiyorum. Bazı insanların öyle meslekleri vardır ki onları söyleyemezler. Örneğin hırsızlar, fahişeler gibi. Burjuvalar da, sağcılar da sağcı olduklarını söyleyemezler. Ama solcular bütün emekçiler için eşit, özgür, yaşanası bir dünya isterler. Barış, kardeşlik isterler ve bunu gururla söyleyebilirler. Ama siz ikisini aynı kefeye sokuyorsunuz. Mevsimlik işçi olarak batıya giderken kamyon kasalarında ölen yoksul Kürt kadınlarıyla, yatları katları olan, çocuklarını Amerikalarda okutan Kürt olsun Türk olsun AKP’li milletvekillerinin çıkarları nerde birleşir, bunu bana anlatır mısınız?” Uras, dinleyicinin konuşmasını “Solcular ajitasyonu severler” sözleriyle yanıtlarken, sağcıların utandıkları için sağcı olduklarını söylemezlik yapmadıklarını, kitle desteğiyle iktidara geldiklerini kaydetti.
Margulies’e göre herşey yolunda
Öğleden sonraki en geniş katılım “Ortadoğu’da Halklar, Bölünmüşlük ve Dayanışma Asamblesi” başlıklı toplantıya oldu. Emek Partisi’nden Mehmet Türkmen, Devrimci Sosyalist İşçi Partisi’nden Roni Margulies, Filistin Halkıyla Dayanışma Derneği temsilcisi, KESK Genel Sekreteri Emirali Şimşek’in katıldığı toplantıda, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin bir bildirisi de okundu.
Margulies yaptığı konuşmada, son 10 yılda Türkiye’de önemli iki değişiklik olduğunu ifade ederken, “Bunlardan biri cumhuriyet döneminden beri iktidardan dışlanan Müslüman kesimin iktidar iddiası ve koalisyonla işbaşına gelmesi. Diğeri yine yıllarca bir avuç eşkıya sorunu diye tarif edilen Kürt sorunun aslında öyle olmadığının, bize söylenmese bile, kabul edilir oluşu” şeklinde konuştu. Margulies konuşmasında Türkiye’de artık kimsenin “Kürt yoktur” diyemeyeceğini, sınır ötesi operasyonlar, baskılar devam ediyor olsa da buradan geriye gidilemeyeceğini öne sürdü. 20 yıl öncesine göre her şeyin daha kolay olduğunu belirten Margulies, “Ama onlar için daha zor. Bu sorunu çözmek zorundalar” dedi.
EMEP ve KESK temsilcileri, açılıma ABD veya AB istiyor diye karşı çıkanlar ile, açılıma başka açılardan lanet yağdıran CHP ve MHP gibi partilerin aslında aynı şeyi savundukları noktasında ortaklaşırken, çözümü ABD’ye bağlamanın yıllardır mücadele veren Kürtlerin mücadelesini hiçe saymak anlamına geldiğini söylediler.
Toplantı Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin yayınladığı bir bildirinin okunmasıyla son buldu. Okunan bildiride, Ortadoğu’daki bütün halkların kurtuluşunun emperyalizme karşı mücadeleden geçtiği vurgulanrırken, bu oturum zaman olmadığı gerekçesiyle soru almadan bitirildi.
Forum iki gün daha yapılacak çeşitli toplantılarla devam edecek.
(soL-Diyarbakır)