Jorge Quesada, Birgi ve Ödemiş Yıldız Kent Arşivi ve Müzesi'ni (ÖYKAM) gezdikten sonra verdiği konferansta, eğitim ve sağlığın ücretsiz olduğu Küba'nın eğitim sistemi hakkında bilgiler verdi.
Üniversite Konseyleri Derneği tarafından organize edilen "Sosyalizm, Eğitim ve Gelecek" başlıklı panel Kültür Merkezi'nin büyük salonunda yapıldı. Panel, Türkiye Komünist Partisi, CHP ilçe başkanı Mehmet Eriş, ADD Şube başkanı Hikmet Güriş, Eğitim-Sen İlçe Temsilcisi Tayfun Bengi, Büro Emekçileri Sendikası Ödemiş Temsilcisi Tevfik Çetin'nin yanı sıra çevre ilçelerden de çok sayıda vatandaş ve gençler tarafından ilgi ile izlendi. Panelde Jorge Quesada'nın yanı sıra Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Rıfat Okçabol, öğretmen Yaşmak Keskin Pusat konuşmacı olarak katıldı.
Panelin ikinci bölümünde de, ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü'nden Dr. Burçak Özoğlu Poçan "Öğretmenliğin geleceği ve geleceğin öğretmenleri", eğitimci Utkan Adıyaman da "Sosyalizm mücadelesi ve eğitim" konusunda konuşmalar yaptılar.
"AKP'nin eğitim politikaları, piyasacı kapitalist"
Panelin ilk konuşmacısı Prof. Dr. Rıfat Okçabol, AK Parti'nin izlediği eğitim politikaların kapitalist piyasacı eğitim olduğunu öne sürerek, şunları söyledi: "Türkiye'deki eğitim sistemi 1950'li yıllardan sonra gericiliği ve piyasacı bir kimliğe bürünmüştür. Bu durum 1980 sonrasında ileri safhada devam etmiş adı Türk-İslam sentezine çevrilmiştir. 2002'deki AKP iktidarından sonra da kapitalist-İslamcı bir anlayışa evrilmiştir. Türkiye bilimsel eğitimden medrese eğitimine doğru yol almaktadır. Türkiye ne yazık ki eğitim sistemi bakımından ileri gideceği yerde sürekli geriye adım atmıştır. Çeşitli örnekler vermek gerekirse 2004 yılında girişimci öğrenci yetiştirmek üzere ilköğretim programları değiştirilmiştir. Ancak din bazında eğitim veren bir anlayış ortaya çıkmıştır. Yine dershaneler kapatılacak bahanesiyle ortaöğretim sınavları kaldırılmış yerine üç farklı sınav getirilmiş ve öğrenciler dershanelere bağımlı hale getirilmiştir. Üniversitelerde rekabetçi insan yetiştirmek adına farklı taslaklar hazırlanmış, her defasında bilimsel çalışmaların yerine dini propagandalar hakim olmuştur. Günümüzde üniversitelere artık medrese adı verilmesi durumu tartışılır olmuştur. İstanbul'daki üniversitelerde dahi bilimsel olarak ele alınan evrim karşıtı kongreler düzenlenmektedir. 4+4+4 sisteminin birçok maddesi anayasaya aykırı olmasına rağmen çok rahat bir biçimde kabul edilmiştir. Benim söylemek istediğim özetle şu ki insanımız aklına güvenmeli ve aklıyla yol almalıdır."
"Küba'da işsiz kalmak yok"
Öğretmen Yaşmak Keskin Pusat da, slayt gösteri altında yaptığı sunumda, Küba'daki eğitim anlayışı hakkında bilgiler verdi. Pusat, 'Küba ve Türkiye'deki eğitim anlayışının karşılaştırılması' üzerine yaptığı sunumunda, Küba'nın 54 yıldır sosyalizmle yönetildiğini ve dünyadaki pek çok eğitim örgütünden ödül ve övgü aldığını ifade etti. Küba'da işgal döneminde okur-yazarlık oranlarının çok düşük olduğunu, ancak devrimin ardından sosyalist anlayış ve bireyin eğitimine verilen önemle, planlı ve programlı eğitim anlayışıyla eğitim sektörünün geliştiğini kaydeden Yaşmak, "Küba'da eğitim ne bir iş, ne bir ayrıcalıktır. Eğitim ve sağlık tüm halka eşit ve parasızdır" dedi.
Eğitimin her aşamasında öğrenci ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılandığını belirten Pusat, eğitim faaliyetlerinin her yaş gurubuna göre ayrı ayrı düzenlendiğini, her 20 öğrenciye bir öğretmen düştüğünü belirterek, eğitim fakültesi mezunlarının işsiz kalmak gibi bir endişelerinin olmadığını ve ülkenin gerek eğitim gerekse sosyal ve sağlık koşulları yönünden Türkiye'den ileri olduğunu ifade etti.
"Küba insan yetiştiriyor"
Küba Büyükelçisi Jorgge Quesada da, Küba Dostluk Derneği üyesi bir tercüman aracılığı ile sosyalizm ve eğitim üzerine değerlendirmelerde bulundu. Küba'nın çok zengin bir ülke olmadığının altını çizen Jorgge Quesada, ABD'nin, Küba üzerinde büyük bir abluka uyguladığını belirterek, " Küba her koşulda insan yetiştirmeye devam ediyor" dedi. Jorgge Quesada ayrıca şunları söyledi:
"Küba halkı, tarihi boyunca pek çok işgale maruz kalsa da eğitim hakkı ve eğitime verilen önem her zaman öncelikli olmuştur. Önderimiz Fidel Castro, Küba'yı işgalcilerden korumuş, Küba halkına gerçek kimliğini kazandırmıştır. 1959 yılından bu yana kaydedilen gelişmeler çok açık bir şekilde göstermektedir ki eğitim üzerine yapılan çalışmalar toplum hayatımızı çok ileriye taşımıştır. Bizim amacımız toplum adına önem taşıyan bireylerin yaratılması, bizler robot değil insan yetiştiriyoruz. Bizim eğitim sistemimizde temel oluşturabilecek iki tane uğraktan bahsedilebilir. Birincisi reform dönemi, ikincisi de eğitim sisteminin nicel sıçrama yaşaması, Küba'da derslerin içeriği ve eğitim programları bireyin gelişimine yönelik düzenlenir. Ülkemiz çok varlıklı bir ülke olmasa da eğitime ve öğrenciye değer veriyor. Küba'da mülkiyet rejimi oluşumu da özel işletmelerle yeni yeni gelişim göstermektedir. Bunu da Küba'nın gelişimi için olumlu buluyorum."
(soL- İzmir)