İDO’nun hisselerinin hangi yöntemle özelleştirileceğine dair Strateji Raporu danışman firma ile yürütülecek çalışmalar sonucunda tamamlanacakken denizyollarında kamuya ait gemi, hat, liman ve tersanelerin yağmalanmasının son aşamasına ulaşmış olacak.
Topbaş’ın "metro hattının yapımı” için gerekli olduğunu açıkladığı İDO’nun özelleştirilmesi, önce Türkiye Denizcilik İşletmeleri’nin özelleştirilmesi ile başlamıştı.
TDİ nasıl yağmalandı?
1997 yılında Türkiye Denizcilik İşletmeleri’ne ait limanların satışı ile başlayan denizyollarının özelleştirilmesi, 2003 yılına kadar devam etti. Bu süre içinde Marmara’da Tekirdağ Limanı, Karadeniz’de Trabzon, Hopa, Giresun, Rize Limanları, Ordu ve Sinop İskeleleri, Akdeniz’de Antalya, Alanya Limanları, Ege’de Marmaris, Çeşme, Kuşadası, Dikili Limanları birer birer satıldı.
Bu limanlar özel sektörün eline geçti. 1997’de Tekirdağ Limanı’nın Akport’a satılmasının ardından, Karadenizdeki Hopa Limanı Park Denizcilik, Giresun Limanı ile Ordu ve Sinop İskeleleri Çakıroğlu Liman İşletmeleri A.Ş.’ye, Rize Limanı Riport’a satıldı. 1998’den itibaren Akdeniz ve Ege’ye yayılan özelleştirme dalgası ile Antalya Limanı Ortadoğu Antalya Liman İşletmeleri A.Ş.’ye, 2000’de Alanya Limanı Alidaş’a, 2001’de Marmaris Limanı’nı Marmaris Liman İşletmeciliği’ne, 2003’te Çeşme Limanı’nı Ulusoy’a, Kuşadası Limanı’nı Ege Liman İşletmeleri’ne, Dikili Limanı’nı Dikili Liman ve Turizm İşletmeleri A.Ş’ye, son olarak ise Trabzon Limanı’nı Trabzon Liman İşletmeciliği'ne satıldı.
Gemiler ve şehir hatları da es geçilmedi
Şehir hatları, vapurlar ve iskelelerin devrine 2000 yılında başlandı. Körfez hattı İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne, 2005 yılında İstanbul Şehir Hatları İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne, 2006’da Çanakkale Şehir Hatları İl Özel İdaresi’ne oradan da GESTAŞ’a devredildi. Sadece yerel idarelere yapılan devirlerle 104 gemi TDİ’nin elinden çıkarıldı.
Diğer yandan da tek tek gemi satışları yapıldı. Rumelifeneri (Atatürk) yolcu gemisi ve Halıcıoğlu motorbotu (İnönü) 1998-9 yıllarında İzmit Büyükşehir Belediyesi’ne, Ataköy Yolcu Gemisi 1999’da Karadeniz Ereğlisi Belediyesi’ne, 2004 yılında Ankara ve Samsun Feribotları, Denizciler Turizm’e satıldı. Ortakları arasında TOBB eski Başkanı Fuat Miras, Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan ile Şadan Kalkavan, Gündüz Kaptanoğlu ve Eşref Cerrahoğlu’nun bulunduğu Denizciler Turizm, havuzlu olan bu yolcu gemilerini tamemen beyaza boyadı ve üzerine “Deniz Cruise” yazdı ve turizm amaçlı kullanmaya başladı. Denizyollarının mirasından koparılan bu gemi Tophane’de kruvaziyer gemilerinin arasında sıklıkla görülüyor. 2005 yılında benzer şekilde Karadeniz Gemisi, Osman Yazıcı’nın ortağı olduğu Ortadoğu Nakliyat İnşaat Turizm İhracat Pazarlama A.Ş. satıldı. Düşük bedelle satılan Karadeniz Gemisi iki katı bedelle Yunanlı bir şirkete satıldı. Dream adını aldı, Malta bayrağı çekildi ve ülkeyi terk etti.
Şehir vapurları haricinde teker teker satılan gemilerden kalan ikisi ise Mavi Marmara gemisi ve Tekirdağ feribotlarıydı. Her iki gemi de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne verildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 2009 yılında Mavi Marmara’yı sattı. Gizemli satış sonrasında Gazze’ye giden geminin şimdi romörkörle Türkiye’ye getirilmesi bekleniyor. Tekirdağ Feribotu ise 2007 yılında belediyenin elinde hurdaya döndükten sonra satılarak İzmir Aliağa’ya söküme götürüldü.
Şehir hatları gemileri de bir bir yok edildi
2005 yılında önce İDO’ya sonra Güzelyalı (Mudanya) Belediyesi’ne bedelli devredilen Turan Emeksiz vapuru, belediye yönetiminin elinde gemi kullanılamaz hale getirildi ve satışa çıkarıldı. Belediyeden satın alan BCR Turizm, Turan Emeksiz Vapuru’nu “otantik otel”e dönüştürdü. İDO’nun Turan Emeksiz Vapurunu İstinye’ye getirmek için talip olduğu haberleri medyada yer aldı.
Benzer şekilde Ataköy Yolcu gemisi de Karadeniz Ereğlisi Belediyesi’ne bedelli devredildikten sonra 2004’deki bir fırtınada battı.
TDİ bitirilirken, İDO semirdi
1987 yılında kurulan İDO, ilk 10 yıl sadece deniz otobüsleri ile hizmet verdi. 1997’den sonra hızlı feribot da satın almaya başlayan İDO, 2004’te çiftler halinde Yalova’ya, Bandırma’ya ve Yalova-Pendik hattına seferler düzenler hale geldi. Fakat akaryakıt ve kira bedelleri ile İDO sürekli zarar etti: 2003’de 15 milyon TL, 2004’te ise 34 milyon TL.
İDO’yu zarardan kurtarırken, TDİ’nin yok edilmesine dönüşen devir süreciyle İDO 2005 yılını zararsız kapatabildi. TDİ’den İDO’ya 84 adet gemi ve deniz vasıtası, 59 adet iskele ve İstanbul Boğaz, Haliç-Sirkeci, Adalar, Yalova, Eskihisar(Gebze)-Topçular(Yalova) hatları devredilmişti.
Ancak bu “84 adet gemi ve deniz vasıtası”nın neler olduğu hiç açıklanmadı. Filosunda belirttiği gemiler hiçbir zaman 84’e ulaşmadı. Sorunu toparlamaya çalışan İDO konuyla ilgili çelişkili, eksik bilgileri kamuoyuna açıkladı.
İDO neler yaptı?
84 adet gemiden 41 tanesinin yolcu vapuru olduğu söyleniyordu ama İDO Genel Müdürü Paksoy rakamı sadece 35 olarak açıkladı. Üstelik Paksoy, bu gemilerden de 3 tanesinin (Kanlıca, T. Ali İhsan Kalmaz ve İnkılap) ömrünü tamamlamış olduğunu belirtti.
Tuna Irmağı’nda 19. yüzyıldan kalma gemilerle seyahat etmek bile mümkünken İDO ömrünü tamamladığını belirttiği bu üç vapuru elden çıkarttı. Kanlıca Vapuru, Bandırma Belediyesi’ne İnkılap Vapuru, Yalova Belediyesine verildi. Teğmen Ali İhsan Kalmaz vapuru ise hurda olarak satıldı ve söküm için Aliağa’ya gönderildi. Elden çıkarılan Kanlıca vapuru 2008’de onarım sırasında yandı, hurda olarak satışa çıkarıldı, İnkılap vapuru ise Yalova’lılar tarafından hiçbir bakım yapılmadan yok olmaya terk ediliyor ve çevreye zarar vermeye başlıyor diye tepki gösteriyorlar.
İDO bir yandan gemileri elden çıkarırken bir yandan da özel sektöre gemi ürettirdi, Haliç’te üretilen gemilerin ise makinaları hep dışardan alındı. Bu şekilde 8 yolcu vapurunu filoya ekleyen İDO, yeniden 3 gemiyi İstanbul şehir hatlarından eksiltti: Fenerbahçe (1953) Kızıltoprak(1988), Büyükada(1988). Fenerbahçe vapuru Koç müzesine gönderilirken, Kızıltoprak (Mavi Karadeniz) Trabzon, Büyükada (Karamürsel Alp) ise İzmit belediyelerine hibe edildi.
Bununla da yetinmeyen İDO halen 3 gemiyi daha filodan eksiltmeye çalışıyor: Paşabahçe (1952), Anadolu Feneri (1988), Maltepe (1959). Paşabahçe, müze olması için Beykoz Belediyesi’ne, Anadolu Feneri, düğün salonu olması için Rize Belediyesi’ne, Maltepe ise Şile Belediyesi'ne verilmeye çalışılıyor.
TDİ’den İDO’ya devredilen gemilerin önemli bir kısmını da arabalı vapurlar oluşturuyordu. Harem Arabalı Vapuru 2008 yılında İDO’nun filosundayken satışa çıkarıldı ve 2009 başında parçalanmak üzere İzmir Aliağa’ya götürüldü. Aynı yıl İDO, Selamiçeşme vapurunu Avşa Belediyesi’ne devretti.
Makine fabrikası yok edilirken gemi üretimi kalır mı?
Tersanecilik hizmetleri 1985 yılında TDİ’nin bünyesinden ayrılarak Gemi Sanayii A.Ş. bünyesine toplanmıştı. 1991 yılında Türkiye Gemi Sanayi A.Ş.’ye bağlı olarak geilerin bakım ve onarımını yapan İstinye Tersanesi kapatıldı. 1994-95 arasında İstanbul’da Haliç, Camialtı, Taşkızak ve Pendik ve İzmir’de Alaybey tersanelerinin özelleştirilme girişimleri başlamıştı.
1999 depremi sonrasında Gölcük Askeri Tersanesi’nin zarar görmesi gerekçe gösterilerek İzmir’de Alaybey, İstanbul’da Pendik ve Taşkızak tersaneleri Deniz Kuvvetlerine devredildi. Galata köprüsünün iki yıl boyunca açılamamasından dolayı ise Haliç ve Camialtı tersaneleri de yıkıma uğradı.
Deniz Kuvvetlerine bağlandıktan sonra gemi motoru üretimi yapabilen Pendik Tersanesi (İstanbul Tersanesi) tamir atölyesine dönüştürdü. Tersanecilikte yaşanan yıkımın ardından 2002 yılında Türkiye Gemi Sanayii A.Ş.’nin tüzel kişiliği sona erdirildi.
Bundan sonra Pendik Tersanesi gemi makinalarını ithal edilerek özel sektöre gemi üretmeye ve İDO feribotlarına onarım hizmeti vermeye başladı. Haliç Tersanesi ise 2008’de İBB’ye devredildi. Bu tarihten sonra gemilere ithal edilen gemi makinalerının alımı hızlanırken, özel sektör tersanelerinin sayıları hızla arttı. Haliç tersanesi eğlence, konser ve müzik klipleri için kullanılmaya başlandı ve Koç Grubu’na devredileceği haberleri yayınlandı.
Haliç tersanesinden büyük törenlerle denize indirilen Kasımpaşa, Sütlüce ve Hasköy yolcu vapurlarının hepsinde Volvo Penta marka ana ve yardımcı motorlar kullanılmıştı. Aynı dönemde suya indirilen Sultan Ahmet, Suhulet, Sahilbent, Sadabat arabalı vapurları da özel tersanede, Çeksan Gemi İnşa A.Ş.’de Mitsubishi marka motorlarla suya indirildiler. Yine 2009’da üretilen Beykoz, Beyoğlu, Fatih, Kadıköy, Sarıyer yolcu vapurları Çelik Trans A.Ş.’de üretilmişti ve yine bunlarda da Volvo Trans makineleri kullanılmıştı.
TCDD’nin limanları da unutulmadı
TCDD’nin için devasa siloların bulunduğu 7 adet liman bulunuyordu: Bandırma, Derince, Haydarpaşa, İskenderun, İzmir, Mersin, Samsun limanları. Haydarpaşa dışındakiler 2004 yılı sonunda özelleştirme programına alındı, önce Mersin Limanı PSA-Akfen Ortak Girişim Grubu’na satıldı.
Türkiye’nin en büyük dökme yük limanlarından da biri olan Bandırma Limanı Çelebi Holding’e satıldı. 2010’da Samsun Limanı Amerikan petrol şirketi Exxon Mobile’e hizmet verecek şekilde, Ceynak’a satıldı.
İskenderun Limanı için önümüzdeki 4 ağustos’ta ihale teklifleri tekrar alınacak, ancak satıştan hemen önce 4 hektar büyüklüğünde antrepo arsasının limana dahil edilmesi dikkat çekiyor. İzmir Limanı’nın özelleştirilmesi ise şirketlerin ödeme yapamamasından dolayı tekrar yapılmak isteniyor.
Bandırma Belediyesi'ne devredildikten sonra onarım sırasından yanan Kanlıca Vapuru