Gökçek'in hukuk tanımazlığına Gül'den onay

Abdullah Gül, Melih Gökçek’in 2005 yılından beri gündemde tuttuğu Ulus'un talanına destek verdi.

Geçtiğimiz hafta Başbakan Erdoğan’la Başbakanlık Merkez Binası'nda yaptığı görüşmenin ardından ulaşıma zam kararını açıklayan Gökçek, buluşmada Ulus Tarihi Kent Merkezi Projesi’nin de sunumunu gerçekleştirdiğini belirtmiş ve Erdoğan’ın selçuklu mimarisi üzerinde durduğunu açıklamıştı. Restorasyonu sonrasında tarihi vilayet binasının açılışına katılan Abdullah Gül de bir konuşma yaparak aynı Ulus Projesi'ne desteğini açıkladı ve Ulus’taki yoksul mahallerin temizlenmesi gerektiğine işaret etti.

Bilim adamlarının görüşüne başvurulmadan, büyük emeklerle hazırlanmış eski planları hiçe sayarak Ulus Kent Merkezi’nde terör estiren Gökçek’in girişimlerine Gül'den de destek gelmesi bölgeye dönük büyük bir yıkımın habercisi olarak yorumlandı.

Ulus'un altını oyacaklar
Hem Abdullah Gül, hem de Tayyip Erdoğan tarafından kabul gören, ancak hukuki hiçbir dayanağı olmayan Ulus Projesi için bir yandan yeni yapılacak binalarda selçuklu mimarisinden bahsedilirken, bir yandan da proje ile toprak altında bulunan, gün yüzüne çıkmamış Roma dönemine ait tarihi eserlerin yok edilmesi gerçekleştiriliyor. Bilinen eserlerden Roma Hamamı, Julien Sütunu, Amfitiyatro, Agustus Tapınağı ve Tören Yolu için koruma ve kullanma gerekleri yerine getirilmezken, tüneller ve derin hafriyat gerektiren binalarla roma dönemi eserlerini yıkmaya çalışacağı tahmin ediliyor.

Ulus Projesi'nde yapılmak istenenler arasında iki teleferik hattı ve iki tünel bulunuyor. İlki Hacı Bayram Cami'nden Hıdırlık tepesine, ikincisi ise Hıdırlık tepesinden Ankara Kalesine yapılacak. Dışkapı'ya ulaşacak olan tünellerden biri Gençlik Parkı'ndan başlayacak, diğeri ise kalenin eteklerinden başlayarak Hıdırlık Tepesi'nin altından geçecek. Kent merkezi trafiğinin 2010 yılından itibaren Armada ve Akköprü'den başlamak üzere tıkanacağını belirten ulaşım uzmanlarının görüşlerine rağmen, hiçbir öngörüye dayanmayan bu tünellerin Ulus meydanındaki canlılığı yok edeceği de belirtiliyor.

Gökçek'in proje çerçevesinde Hergelen meydanında gökdelen projelerini gündeme getirebileceği de belirtiliyor. Daha önce Ceyhun Atıf Kansu Caddesi ve Kazıkiçi Bostan için düşünülen ancak hiçbirinde istenen sonuca ulaşılamayan ofis binalarını Gökçek'in 2005 yılından itibaren Eskişehir yoluna kaydırma çabası da hüsranla sonuçlanmıştı. Yaşananaların ardından Hergelen Meydanı'ndaki bu girişim Gökçek'in kenti nasıl planladığının tipik bir örneği olarak değerlendiriliyor.

Ulus projesinin yasallığı yok
Ulus Tarihi Kent Merkezi’nin korunması için 2005 yılına kadar büyük uğraşlarla hazırlanan detaylı plan ve projeleri yoksayan Gökçek, ilk olarak yetkisi olmadığı halde planları iptal ettiğini ilan etmişti. Açılan dava 2008 yılında sonuçlandığında mahkeme, belediyenin kararından hukuka ve mevzuata uygunluk bulunmadığını belirtti.

Yeni plan hazırlamadan mevcut planı iptal edemeyeceğini öğrenen Gökçek, yeni bir plan hazırlatarak 2007 yılında Koruma Kurulu'nun onayını aldı. Kurulun onayı da benzer şekilde yargıya taşındı ve kararın ve planların iptali için dava açıldı. Ankara 10. İdare Mahkemesi kurulun kararını ve planları 2008 yılında iptal etti. Nihayet dava ile ilgili Danıştay 6. Dairesi de İdare mahkemesinin kararını 2009'da haklı buldu. Böylelikle Gökçek'in 2005'ten bu yana planı yasallaştırmayla ilgili tüm girişimleri durdurulmuş oldu.

Davaların sürdüğü 4 yıl boyunca bir yandan kamulaştırma ve restorasyon çalışmalarını sürdüren Gökçek, Danıştay’ın verdiği karardan sonra Belediye Meclisi'ni olağanüstü toplantıya çağırarak Ulus tarihi kent merkezini etaplar halinde düzenleyen aynı plan için yeniden onay aldı. Koruma kurulu’ndan onay dahi almayan Gökçek, hukuk dışı uygulamalarına Erdoğan ve Gül'ün desteği ile devam etme niyetinde olduğunu ortaya koymuş oldu.

Ulus Projesi'nin ayaklarından biri olarak Hacı Bayram Cami etrafında bulunan ve düşük gelirli ailelerin yaşadığı ve "Ankara'nın Sulukulesi" olarak değerledirilen bölgede, 2004'ten bu yana büyük bir yıkım faaliyeti gerçekleştirmiş olan Gökçek, tıpkı istanbul'da olduğu gibi dar gelirli aileleri yerinden ederek bu alanlara selçuklu mimarisinde alışveriş merkezi, lüks konutlar ve turizm amaçlı kullanılacak binalar dikmeye hazırlanıyor.

Hukuk dışı uygulamalar yeni değil
Daha önce Akay, Mithatpaşa, Sıhhıye'de yapılan kavşaklar yargının verdiği yürütmeyi durdurma kararlarına rağmen tamamlanmıştı. Benzer şekilde Milli Kütüphene'nin önündeki refuj alanına dükkan yapmak için üretilen Gökkuşağı projesi de yargıya taşınmış, mahkeme devletin hüküm ve tasarrufundaki yollar üzerinde ticari faaliyetin yapılamayacağı belirterek projeyi iptal etmiş ancak geçen sürede dükkanların hepsi inşa edilmişti.

Kamunun kaynaklarını hukuk tanımadan savurganca harcayan Gökçek’e Gül ve Erdoğan tarafından verilen destek daha önce Esenboğa Havalimanı’nı Bakanlıklara bağlayan Protokol Yolu'nun etrafındaki gecekonduların yıkılmasında da yaşanmıştı. İlk defa bir kentsel dönüşüm alanı için özel bir yasa çıkaran AKP hükümeti bölgedeki gecekonduları zor yoluyla yıkmıştı. Gül ve Erdoğan'ın selçuklu mimarisine olan ilgileri gecekondululardan arındırılmış bu bölgeler için de geçerli olacak görünüyor. Gökçek, Protokol yolu etrafındaki arazilerde başladığı lüks konutlar için çakma selçuklu mimarisi üretecek.
(soL - Haber Merkezi)