Diren tişörtü soruşturmasına profesörden mektuplu yanıt

Anayasa profesörü Kemal Gözler, Uludağ Üniversitesi mezuniyet töreninde “diren” yazılı tişörtle yaptığı konuşma nedeniyle hakkında disiplin soruşturması açılan Yard. Doç. Dr. Timuçin Köprülü ile ilgili Uludağ Üniversitesi Rektörü’ne açık mektup yazdı.

Uludağ Üniversitesi mezuniyet töreninde "diren" yazılı tişörtle sahneye çıkan Yard. Doç. Dr. Timuçin Köprülü'ye soruşturma açılması üzerine, Prof. Dr. Kemal Gözler üniversitenin rektörlüğüne hitaben bir mektup kaleme aldı. Gözler mektubunda, "Sayın Rektör, eğer bu konuşmayla Timuçin Köprülü bir suç işlemiş ise, onu dakikalarca alkışlayan herkes bu suça ortak olmuştur. Ben şahsen Timuçin Köprülü’nün konuşmasını ayakta dakikalarca alkışladım. Bu soruşturma açma işine benimle başlarsanız sevinirim" ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Kemal Gözler'in mektubu şöyle:

"Sayın Rektör,

Fakültemiz öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Timuçin Köprülü hakkında 26 Haziran 2013 tarihinde Fakültemiz Konferans Salonunda düzenlenen mezuniyet töreninde yaptığı bir konuşma dolayısıyla disiplin soruşturması açtığınızı üzülerek öğrenmiş bulunuyorum.

Bir hukuk fakültesi öğretim üyesinin konferans salonunda yaptığı bir konuşmadan dolayı hakkında disiplin soruşturması açılması beni hayal kırıklığına uğrattı. Timuçin Köprülü’nün hangi suçu, nasıl işlemiş olduğunu anlayamadım. Size şu soruları sormak isterim:

1. Timuçin Köprülü’nün Sahneye Çıkması mı Suçtur?

Yard. Doç. Dr. Timuçin Köprülü, sahneye kendi inisiyatifiyle çıkmamış, üç öğrenciye diplomasını takdim etmek için, programa uygun olarak, sunucu tarafından davet edilmiştir. Dolayısıyla Timuçin Köprülü’nün “sahneye çıkması” bir disiplin suçu olamaz.

2. Timuçin Köprülü’nün Kürsüde Konuşması mı Suçtur?

Yard. Doç. Dr. Timuçin Köprülü, sahneye davet üzerine çıktığında, öğrencilere ve konuklara hitaben, kürsüde 30 saniye süren metnini aşağıdaki vereceğim konuşmayı yapmıştır. Belki de öğrenciye diplomasını takdim etmek için çağrılan bir hocanın öğrencilere ve konuklara hitaben konuşma yapmasının disiplin suçu olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Gelgelelim böyle bir fiilin, hangi kanunun veya hangi yönetmeliğin hangi maddesini ihlâl ettiğini göstermeniz gerekir. Ayrıca şunu da belirtmek isterim ki, söz konusu törende sahneye çıkıp konuşma yapan tek öğretim üyesi Timuçin Köprülü olmadı. Ondan önce programda öngörülmemiş olmasına rağmen ben de sahneye çıktığımda, iki öğrenciye diplomasını takdim etmeden önce, öğrencilere hitaben bir dakikalık kısa bir konuşma yaptım. Timuçin Köprülü’nün sahnede konuşma yapması suç ise o suçu kendisinden önce ben işledim.

3. Timuçin Köprülü’nün Mezuniyet Törenine Tişörtle Katılması mı Suçtur?

Belki de Timuçin Köprülü’nün mezuniyet törenine tişörtle katılmasının suç olduğunu düşünüyorsunuz. Eğer böyle bir düşüncede iseniz, bu düşünceniz, Üniversitedeki giyim özgürlüğü ile ilgili son iki yılki tutumunuz ile çelişmektedir. Ayrıca lütfen belirtmeme izin veriniz ki, söz konusu törene katılan protokolün önemli bir kısmı, tişörtlü veya kravatsız ve kısa kollu gömlekliydi.

4. Timuçin Köprülü’nün Giydiği Tişörtte “Diren” Yazması mı Suçtur?

Eğer Timuçin Köprülü’nün tişört giymesi de suç değil ise, acaba giydiği tişörtte “diren” kelimesinin yazılı olması mı suçtur? “Diren” kelimesi, bir hakaret veya küfür kelimesi değildir. Bu kelime, bir başka şekilde kanunlarımıza aykırı bir kelime de değildir. Bir kelimenin sizi veya bir siyasi partiyi rahatsız etmesi o kelimenin suç olduğu anlamına gelmez. Sayın Rektör, suç teşkil etmeyen her kelimeyi hepimiz, sözlü, yazılı ve diğer yöntemlerle açıklayabiliriz. Bu bizim Anayasa tarafından güvence altına alınan “düşünceyi açıklama hürriyeti”mizin koruması altında bir fiildir.

5. Timuçin Köprülü’nün Yaptığı Konuşma mı Suçtur?

Belki de Timuçin Köprülü’nün “diren” yazılı tişörtle kürsüye çıkmasının değil, kürsüde yaptığı konuşmanın suç olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Timuçin Köprülü kürsüde şu konuşmayı yapmıştır:

“Sayın konuklar, ben bu öğrencilerin üç sene derslerine girdim. Ceza genel, ceza özel ve ceza usul derslerini benden aldılar. Üzerlerinde hakkım vardır o yüzden birkaç kelime söylemek istiyorum. Merak etmeyin uzun konuşmayacağım. Yalanın hukuk, hukukun da yalan olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Son zamanlarda ‘polisimiz destan yazdı’ deniyor. Gösterilerde insanların öldürülmesiyle, göstericilerin kör edilmesiyle, binlerce kişinin gaza boğulmasıyla, avukatların adliye salonlarında sürüklenerek dışarı çıkarılmasıyla, ÇHD’li avukatların tutuklanmasıyla destan falan yazılmaz. Asıl destanı bu çocuklar yazmıştır. Teşekkürler”.

Sayın Rektör, öncelikle şunları belirtmek isterim: Yukarıdaki metnin okunması 30 saniye sürmektedir. Timuçin Köprülü bu 30 saniyelik konuşmayı yaptığında, protokolün önemli bir kısmı dâhil, bütün öğretim üyeleri, öğrenciler ve konuklar Timuçin Köprülü’yü dakikalarca alkışladı. Hayatımda bu kadar coşkulu ve uzun süren alkışa şahit olmadım. 30 saniyelik bir konuşma yapıp dakikalarca alkışlanmak ömrü boyunca pek az öğretim üyesine nasip olur. Üniversitemiz, böyle özgün ve yüksek hitabet yeteneğine sahip bir hocaya sahip olduğu için gurur duymalıdır.

Sayın Rektör, bir ifade suç teşkil etmedikçe, ifade hürriyetinin kapsamındadır ve Anayasamızın koruması altındadır. Timuçin Köprülü’nün yukarıdaki konuşmasının hangi cümlesi suçtur? Ben, yukarıdaki cümlelerde, birine yapılmış bir hakaret, bir küfür veya bir başka şekilde suç teşkil edebilecek bir cümle veya bir ifade göremiyorum. Bir ifade, beni, sizi, valiyi veya başbakanı rahatsız edebilir. Bir ifadenin rahatsız edici olması, onun suç teşkil ettiği anlamına gelmez.

Sayın Rektör, bir ceza hukuku hocasının, hukuk fakültesi konferans salonunda yaptığı bir konuşmada ülkede gördüğü ceza hukuku ihlalleri hakkında fikirlerini söylemesi, ceza hukukunu doğrudan doğruya ilgilendiren yakın geçmişte yaşanan olayları eleştirmesi, bu eleştiriler fevkalade şiddetli olsa bile suç teşkil etmez. Timuçin Köprülü’nün yaptığı şey de bundan ibarettir. Bildiğiniz gibi bu konuşmaya tekaddüm eden haftalarda ülkemizde yaşanan talihsiz olaylarda ölenler olmuş, göstericiler gaza boğulmuş, avukatlar adliyeden sürüklenerek çıkarılmıştır. Bu fiiller, hukukun ceza hukuku alanını ilgilendiren fiillerdir. Bir ceza hukuku hocasının bu fiiller hakkında görüşünü söylemesinden daha doğal ne olabilir? Sayın Rektör, sizin hayal gücünüze sığmıyor olabilir ama bir hukuk fakültesi hocası, ülkenin başbakanını da eleştirme hakkına sahiptir. Başbakanı eleştirmek, bu eleştiri hakaret veya küfür içermedikçe, ne kadar sert olursa olsun suç değildir.

Sayın Rektör, ayrıca şunu da belirtmek isterim: Timuçin Köprülü’nün konuşmasının sonunda yer alan “asıl destanı bu çocuklar yazmıştır” cümlesinde “çocuklar” ile kastedilen “çocuklar”, “Gezi Parkı çocukları” değil, bizim Fakültemizden “mezun olan 50 çocuk”tur. Bunu size konuşmanın şahidi olarak teyit ederim. Zira Timuçin Köprülü, kürsüde konuşmasının sonunda, sahnede kendisinin sol yanında üç sıra halinde sıralanmış sandalyelerde oturan 50 mezuna dönmüş ve eliyle onları işaret ederek “asıl destanı bu çocuklar yazmıştır” cümlesini söylemiştir. Dolayısıyla konuşmadaki destan yazan çocuklar, bizim Fakültemizden mezun olan öğrencilerdir. Bu çocukların yazdıkları “destan” da Gezi Parkında polislere karşı durmak değil, Gemlik denen kasabada binbir güçlük ve imkansızlık içinde dört yıllık hukuk eğitimlerini başarıyla tamamlayıp mezun olmaktır.

6. Hani Uludağ Üniversitesi, “Eğitimde Özgün, Düşüncede Özgür Üniversite” idi?

Üniversiteler özgünlüğün ve düşünce özgürlüğünün yeridirler. Zira özgünlük ve özgürlük olmadan bilimde yenilik ve ilerleme olmaz. Bu nedenle üniversiteler özgün insanların ve özgür düşüncenin yeridir. Nitekim, aşağıda görüldüğü gibi Uludağ Üniversitesinin isminin altında bu husus “eğitimde özgün, düşüncede özgür” sloganı ile ifade edilmiştir.

“Eğitimde özgün, düşüncede özgür” mottosunu kendisine amentü edinmiş bir Üniversitenin Rektörünün bir öğretim üyesi hakkında tişört giydi diye veya konuşma yaptı diye soruşturma açması trajik bir çelişkidir. Sayın Rektör, hani Uludağ Üniversitesi, “eğitimde özgün, düşüncede özgür” üniversite idi? “Özgünlük”, kürsüye tişörtle çıkan öğretim üyesi hakkında soruşturma açmak mıdır? “Düşüncede özgürlük” Hukuk Fakültesi konferans salonunda kürsüye çıkıp ülkede yaşanan ceza hukuku ihlalleri hakkında düşünceleri açıklayan ceza hukuku hocasının savunmasını mı istemektir?

7. Üzüntülerim

Sayın Rektör, yukarıdaki sorulardan sonra bu konuda bazı üzüntülerimi de dile getirmek isterim:

a) Sayın Rektör, öğrenciliğimi de dâhil edersek 30 yıldır üniversite camiasının içindeyim. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde lisans ve yüksek lisans, Bordeaux Üniversitesi Hukuk Fakültesinde doktora öğrencisi olarak uzun yıllar geçirdim. Şimdiye kadar üç değişik hukuk fakültesinde öğretim elemanı olarak çalıştım. Bir hukuk fakültesi hocası hakkında, hukuk fakültesi konferans salonu kürsüsünde yaptığı bir konuşmadan dolayı soruşturma açıldığına şahit olmadım ve böyle bir şeyi hayatımda duymadım ve medenî bir ülkede böyle bir şeyin olabileceğine de ihtimal vermem. O nedenle meslektaşım Timuçin Köprülü hakkında sizin tarafınızdan soruşturma açıldığını duyduğumda şoke oldum ve bu Üniversitenin mensubu olmaktan dolayı utandım. Bir ceza hukuku hocasının hukuk fakültesi konferans salonunda yaptığı bir konuşma dolayısıyla hakkında soruşturma açıldığına, totaliter rejimler dışında, herhalde en son ortaçağ Avrupa’sında şahit olunmuştur.

Ayrıca, münhasıran Fakültemizin sınırları içinde gerçekleşmiş bir olayda, Fakültemizin yetkili makam ve kurullarının haberi olmadan, görüş ve bilgileri alınmadan, Fakültemizin mensubu bir öğretim üyesi hakkında, doğrudan doğruya Rektörlük tarafından soruşturma açılmasının hangi akademik gelenekle bağdaştığını da sormak isterim.

b) Sayın Rektör, bu soruşturmanın, Üniversite dışından gelen etkilerle ve siyasî saiklerle açıldığı yolunda ciddî endişelerim var. Nitekim Akit gazetesinin 1 Temmuz 2013 tarihli nüshasında çıkan bir yazıda genelde mezuniyet törenimiz ve özelde meslektaşımız Timuçin Köprülü’nün ve Bursa Barosu Başkanının bu törende yaptığı konuşmalar “kepazelik” olarak nitelendirilmiş ve şu ifadelere yer verilmişti:

“Öğretim görevlisinin ve baro başkanının polise hakaret içeren sözleri ve “#diren” yazılı tişörtlü şovuna törene katılan velilerden tepki geldi. Üniversiteye siyaset sokulmamasını isteyen veliler, protokol üyelerinin de bu şovlara seyirci kalmalarına tepki gösterdi. Veliler, hükümete ve polislere yönelik yapılan hakaretlerin karşılıksız kalmaması gerektiğine dikkat çekerek, konuyla ilgili gerekenlerin yapılmasını istedi”.

Öncelikle belirtmek isterim ki, Akit gazetesinin haberi gerçeği yansıtmaktan uzaktır. Törende Timuçin Köprülü’nün konuşmasına tepki gösteren bir veliyi ben görmedim. Tersine Timuçin Köprülü’nün konuşması bitince salondaki bütün veliler, pek çoğu ayakta olmak üzere, dakikalarca Timuçin Köprülü’yü alkışladı.

Sayın Rektör, Akit gazetesi, mezuniyet törenimizi ve Timuçin Köprülü’nün konuşmasını “kepazelik” olarak niteledi. Meslektaşımız Timuçin Köprülü’nün “polise hakaret” ettiğini yazdı. Oysa yukarıda görüldüğü gibi Timuçin Köprülü’ün konuşmasında hakaret içeren bir ifade yoktur. Tersine hakaret fiilini işleyen, Fakültemizin törenini ve Timuçin Köprülü’nün konuşmasını “kepazelik” olarak niteleyen Akit gazetesinin kendisidir.

Sayın Rektör, sizden Fakültemize ve bir öğretim üyemize “kepaze” diyerek hakaret eden Akit gazetesine karşı bizi korumanız beklenirdi. Ama siz Akit gazetesine karşı Hukuk Fakültenizi ve kendi öğretim üyenizi korumak yerine, Akit gazetesinin isteklerine uyarak, öğretim üyeniz hakkında soruşturma açma yolunu tercih ettiniz. Mensubu bulunduğum Üniversitenin Rektörünün Akit gazetesi doğrultusunda hareket ettiğini görmekten dolayı derin bir üzüntü içindeyim.

Sayın Rektör, hakaret eden kim? Timuçin Köprülü mü? Timuçin Köprülü’ye “kepaze” diyen Akit gazetesi mi? Öğrenci velileri, Timuçin Köprülü’yü alkışladılar mı? Yoksa ona tepki mi gösterdiler? Kimin söylediği doğru? Kimin söylediği yalan? Kim hukuku çiğniyor? Timuçin Köprülü mü? Akit gazetesi mi? Kimin hakkında soruşturma açılmalı? Timuçin Köprülü hakkında mı? Akit gazetesi hakkında mı? Ben bu sorulara Timuçin Köprülü’nün cümlesiyle cevap vereyim: “Yalanın hukuk, hukukun da yalan olduğu bir dönemi yaşıyoruz”.

c) Sayın Rektör, açtığınız disiplin soruşturmasından bir şey çıkma ihtimali düşük. Bir öğretim üyesine fakülte konferans salonunda yaptığı konuşmadan dolayı disiplin cezası verilmesi mümkün değil. Bu disiplin soruşturmasından bir ceza kararı çıkmaz ise, belki siz o zaman, “benim zaten kötü bir niyetim yoktu hakikat ortaya çıksın diye soruşturma açmıştım” diye kendinizi savunacaksınız. Belki de bu sonucu hazmedemeyip, her şeye rağmen disiplin cezası verdirme yoluna gideceksiniz. Üniversiteniz yüksek lisans programında idare hukuku dersi veren bir öğretim üyesi olarak sizi uyarmama izin veriniz ki, böyle bir disiplin cezası, hukuka aykırı olacaktır ve idare mahkemesi tarafından iptal edilecektir. Ancak bu soruşturmadan hukuken bir şey çıkmasa bile, neticede hakkında soruşturma açılan meslektaşımız bu soruşturmayla yıldırılmış olacak. Belki diğer öğretim üyeleri de bu soruşturmadan korkup sinecek. Her insan fiili belli bir amaçla yapılır. Bu soruşturmayı hangi amaçla açtığınızı bilmiyorum. Ama bildiğim kesin bir şey var: Bu soruşturma yüzünden, her halükarda Uludağ Üniversitesi prestij yitirecek.

d) Sayın Rektör, açtığınız bu soruşturmanın Hukuk Fakültemiz üzerinde yıkıcı etkileri olacaktır. Yeni kurulmuş bir Fakülte olarak bizim binbir güçlükle temin ettiğimiz bir öğretim üyesi arkadaşımız hakkında açtığınız bu soruşturma, Uludağ Üniversitesine karşı hiçbir yükümlülükleri olmamasına rağmen, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi kadrolarını bırakarak fakültemize gelen veya Almanya’da ve Fransa’da doktora yaptıktan sonra Fakültemiz kadrosuna katılan yardımcı doçent arkadaşlarımız üzerinde fevkalade olumsuz bir etki yaratacaktır. Sayın Rektör, ben, 2007 yılında kurulan Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi kadrosuna dışarıdan atanan ilk profesörüm. Tabir caiz ise bu Fakültenin “kurucu”larından biriyim. Fakültede şu an görev yapan yardımcı doçent arkadaşlarımızın bir kısmını Fakültemize gelmeleri için ben ikna ettim. Şu an hakkında soruşturma açtığınız Yard. Doç. Dr. Timuçin Köprülü de bu arkadaşlarımızdan biridir. Herhalde kendisi bugün pişmanlık içindedir. Hukuk Fakültesi kadrosunu oluştururken bizim altı yıldır verdiğimiz emeği bir çırpıda mahvettiniz. Büyük bir hayal kırıklığı ve derin bir üzüntü içindeyim.

Sonuç

Sayın Rektör, yukarıda da belirttiğim gibi, Timuçin Köprülü’nün yaptığı 30 saniyelik konuşmadan sonra, ben dâhil pek çok kişi Timuçin Köprülü’yü ayakta alkışladık. Sadece öğrenciler, öğretim üyeleri, konuklar değil, protokolün önemli bir kısmı da Timuçin Köprülü’yü dakikalarca alkışladı. Konferans salonunun ikinci sırasında oturduğum için bu hususa tanıklık edebilirim. Benim tanıklığıma itibar etmiyorsanız, bu konuyu törene katılan ve hemen benim önümdeki koltukta oturan Rektör Yardımcısı sayın Prof. Dr. Müfit Parlak’a sorabilirsiniz. Sayın Rektör, eğer bu konuşmayla Timuçin Köprülü bir suç işlemiş ise, onu dakikalarca alkışlayan herkes bu suça ortak olmuştur. Bunlar hakkında da soruşturma açmanız veya soruşturma açılması için ilgili makamlara ihbarda bulunmanız gerekir. Ben şahsen Timuçin Köprülü’nün konuşmasını ayakta dakikalarca alkışladım. Bu soruşturma açma işine benimle başlarsanız sevinirim. Lütfen benim hakkımda da soruşturma açınız. Sizin tarafınızdan hakkımda soruşturma açılması bana onur verecektir.

Saygılarımla,

Prof. Dr. Kemal GÖZLER

Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi"