Belediye'den 'İstanbul'u pazarlama' belgesi

Mimarlar Odası, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin hazırlamış olduğu İstanbul İl Çevre Düzeni Planı'nın 21 noktasına kente ve insanlara zarar vereceği gerekçesiyle itiraz etti. Oda'nın “paylaşım ve pazarlama” belgesi olarak adlandırdığı planda Marmara Denizi'ne yapay ada yapma projesi de bulunuyor.

Mimarlar Odası'nın yaptığı itirazlar sonucu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hazırlamış olduğu ve Temmuz ayında ilan edilen 1/100.000 ölçekli İstanbul İl Çevre Düzeni Planı'nda, Marmara Denizi'ne yapay ada yapılması gibi İstanbul'da yaşayan insanlara, kentin kültürel ve tarihi dokusuna zarar verecek pek çok proje yer aldığı ortaya çıktı.

Oda tarafından hazırlanan itiraz dilekçesinde, açıklanan plan “İstanbul’un pazarlanması ve küresel şirketlere rant alanı sunulması” olarak değerlendiriliyor ve “paylaşım ve pazarlama” belgesi olarak nitelendiriliyor.

Planda itiraz edilen 21 madde
Odanın itiraz dilekçesinde Belediye'nin planının incelenmesi sonucunda planda yer alan ve kente zarar vereceği saptanan 21 madde sıralanmış.

Bunlar arasında Salıpazarı, Zeytinburnu ve Haydarpaşa’ya “Kruvaziyer Liman” yapılması, Ataşehir’in batı yakasının, “1. Derece Ticaret ve Hizmet Merkezi”ne dönüştürülmesi, Silivri’de, E-5 yolunun kuzeyinde,“Tarımsal Niteliği Korunacak Alan” üzerinde, İstanbul için 3. bir havalimanı yapılması kararı, orman alanları, içme suyu havzalarının yapı yasaklı mutlak ve kısa mesafeli koruma alanları, korunacak tarım alanları dâhil, planın birçok bölgesine D (Kentsel ve Bölgesel Donatı Alanı) ibaresinin getirilmiş olması ve Marmara Denizi'nde “sosyal etkinlik adası” niteliğinde yapay adalar yapılması gibi plan ve projeler yer alıyor.

Marmara'ya “sosyal etkinlik adası” adı altında rant alanı
Bu projelerin bir kısmı 2006 yılında hazırlanan planda da yer alan, hükümetin ve belediyenin “kentsel dönüşüm projeleri”nin bir parçası. Marmara Denizi'ne yapay ada yapılabileceğinin açıklanması ise denizin de ranta açılmasının planlandığına işaret eden “yeni” bir proje olarak dikkat çekiyor.

Belediyenin planında bununla ilgili husus uygulama hükümlerinde “Marmara Denizi’nde yapılacak bilimsel araştırmalar (deniz ekosistemi, dip akıntıları v.b) sonucunda ilgili kurumların görüşleri doğrultusunda günübirlik turizm, rekreasyon, eğlence, festival, toplantı gibi etkinliklere yönelik “sosyal etkinlik adası” niteliğinde yapay adalar yapılabilir. Bu adaların konumu, büyüklüğü ve yapılaşma koşulları alt ölçekli planlarda belirlenecektir” ifadesiyle yer alıyor.

Mimarlar Odası'nın itiraz dilekçesinde bu projeye kesin bir şekilde karşı çıkılarak “İstanbul’un doğal yapısını koruyup yaşatmanın planlamada ön kabul olması gerekirken, buna gerekli ciddiyeti göstermeyen bir planlama yaklaşımının, bir de yapay adaları gündeme getirmesi son derece sakıncalı ve tehlikeli bir yaklaşımdır. Bu plan hükmü kesinlikle kaldırılmalıdır” deniyor.

Planı değerlendiren Mimarlar Odası'ndan Yıldız Uysal, planda hazırlanmış olan ilk haritada, sadece Kartal ve Küçükçekmece’de birer ada yeri belirlendiğini ancak planın askıya çıkmasından sonra hemen haritadaki ada yerlerinin silinmiş olduğuna ama lejanttaki bilgisini silmeyi unuttuklarına dikkat çekiyor ve “Sadece iki bölgede gözükürken şimdi tüm şehir genelinde yapılabilir” diyor.

Yapay adalar denizi öldürüyor
Plandaki yapay ada projesi, Marmara Denizi'nin Dubai'ye benzetilmek istendiği yorumlarına neden oluyor. Dubai'deki palmiye ve dünya haritası şeklindeki yapay adaların ise çevreye verdikleri zararlar hâlâ tartışılıyor. Adaların yapılması yüzünden su akıntılarının yön değiştirdiği, kumsalların bozulduğu, adaları çevreleyen binlerce mil uzunluğundaki deniz yatağının çamurla kaplandığı belirtiliyor. Ayrıca denizdeki mercan ve istiridye yataklarının ada yapımında kullanılan tonlarca kumun altında kaldığı ve denizin altındaki zengin doğal yaşamın tümüyle yok olduğu tespitleri yapılıyor.
(soL-Haber Merkezi)