TKP'li Kadınlar'ın "Cinayetlerin sorumlusu kim?" başlıklı açıklaması şöyle:
"Kadına yönelik şiddetteki artış, ülkemizde yüzde binlerle ifade edilir hale geldi. Şiddet, cinayetlere karşı olduğunu söyleyenler tarafından da her türlü araçla meşrulaştırılıyor. Kadına yönelik şiddetin meşrulaştırılmasında en önemli araçlardan birinin medya olduğunu bir kez daha görmüs olduk. Bugün Habertürk gazetesi manşetinde kadına yönelik şiddet haberini pornografik magazin malzemesi olarak kullanma "arsızlığını" gösterdi. Kadınlarımızın katledilmiş bedenlerinin bu kadar alçakça teşhir edilmesi, onların bir kez “nesneleştirilmesi” demek değil midir?
AKP’li Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, STK’larla birlikte, kadını erkeğin şiddetinden “koruyacak” bir proje peşinde koşadursun katledilen kadınlarımız artık pornografik magazin nesnesi haline getiriliyor. Şahin’in projesine göre, sığınma evlerine başvuran kadınlara verilecek olan yeni kimliğin ne olabileceğini yaşayarak hep birlikte görüyoruz.
Sığınma evlerinde en fazla 6 ay kalabilen ve sonrasında iş, istihdam ve can güvenliği olmayan kadınların “korunması” ise kimlik değiştirmenin ötesine geçemeyecek.
Bir yandan, “sırtınızdan bıçaklanmak ve diri diri yakılmak istemiyorsanız, kadın sığınma evine gitmek yerine her türlü baskı, aşağılama ve işkenceyi göze alarak evinizde oturunuz” mesajını da vermeyi ihmal etmeyen bu manşet, gazetecilik etiğinden zerre kadar nasiplenmemiş olmanın göstergesidir. Diğer yandan izdivaç programları, TV dizileri, hükümetin “kadın ve erkeğin eşit olmadığını, kadina yonelik siddetin abartildigini” soyleyen yetkilileri ve dini kurumların erkeklerin “saldırı hakkina” dair verdikleri fetvalar, gericiliğin nasıl piyasacılıkla bir arada büyüdüğüne ve topluma nüfuz ettirildigine işaret ediyor. Fatmagül şişme bebekleri ve bilgisayar oyunları yapılan bir ülkede kadınlar sokak ortasında öldürülürken, “ben artık yalakayım” diye köşesinde rahatça yazabilen bir köşe yazarının maaş aldığı gazetede katledilmis bir kadın bütün kimliği ve bedeniyle manşette, magazinin olabilecek en mide bulandırıcı nesnesi haline dönüştürülebilmektedir.
Bu manzara, kadınlarımızı ölümleri pahasına hiçbir yere sığdıramayan bu sömürü düzenini, kadına yönelik şiddeti yaratan, ortaya çıkaran ve besleyen egemenlik ilişkilerini tepetaklak etmenin görevimiz olduğunu, bir kez daha, bizlere göstermiştir.
Habertürk gazetesinin icraatlarına bir yenisini eklemesi bizi hiç şaşırtmadı. Ancak, gazete, söz konusu haberiyle yayıncılıktaki ahlaksızlığı gözler önüne sererken, yasal olarak da suç işlemiştir.
Habertürk gazetesi, insanlık dışı bu manşeti nedeniyle kamuyoundan, özellikle de kadınlardan derhal özür dilemeli, manşetinden büyük puntolarla bu özrü yayınlamalıdır."
(soL - Haber Merkezi)