Libya'da kadınları ne bekliyor?

Önceki gün Ulusal Geçiş Konseyi tarafından şeriatla yönetileceği ilan edilen Libya'da kadınları karanlık günler bekliyor. NATO destekli operasyonla "özgürleştiği" iddia edilen ülkede islamcı iktidarın kadınları şeriatla ne şekilde "özgürleştireceği"ni öngörmek güç değil...

Emperyalizmin Libya'da kazandığı başarının ardından Libya'da yeni devlet ilan edildi. Ulusal Geçiş Konseyi Başkanı Mustafa Abdülcelil, devletin şeriata dayalı olacağını, yasalarının şeriat yasalarını temel alacağını açıkladı. Abdülcelil ilk konuşmasında çok eşliliği yasaklayan kanunun kaldırılacağını açıklayarak, artık 4 kadınla evlenilebileceğini ifade etti. Şeriat kuralları ile yönetilecek ülkede gelecek yaşam ve siyasetin nasıl olacağı konusunda belirsizlikler varken tablo kadınlar için netleşmiş oldu.

Libya'da kadın hakları nasıldı?
1969 Libya Anayasası kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmasını güvence altına almıştı. Seçme ve seçilme hakkının uygulanmak üzere yürürlukte olduğu Libya’da cok sayıda üst düzey kadın devlet ve hükümet görevlisi 1987’den bu yana kadar görev yapmıştı. 1977’de kadın örgütlerinin bir araya gelerek oluşturdukları Cemahiriye Kadın Federasyonu kadın hareketinin merkezini oluşturuyordu.

Kadın istihdamı yasalarla güvence altına alınarak kadınların ev dışında çalışmalarını sağlamaya yönelik adımlar atılmıştı. 1970’lerin başında “eşit ise eşit ücret” ve çalışma saatlerinin düzenlenmesine ilişkin yasalar yürürlüğe giriyor, ücretsiz çocuk bakım hizmeti sağlanıyordu. Kadının evden çıkarak sosyal hayata dahil olması için yapılmış olan düzenlemeler bir yandan sürerken, bir yandan kentleşme ve kentsel nüfus içinde kadın istihdamının artmasıyla birlikte sosyal güvenlik kurumlarının gelişmesi kadınların sosyal yaşamda görece bağımsızlaşmasının önünü açıyordu.

Eğitimde kız çocuklarının oranı 1980’lerden 1990’lara 4 katı oranında artarken istatistiklerde, yüksek öğrenimde kadın oranı 1966’da yüzde 8’den, 1999’da yüzde 43’e yükseliyordu. Kadınların çocuk yaşta evlendirilmesi yasaklanırken 1973’ten itibaren kadının boşanmada erkekle eşit haklara sahip olması yasayla güvence altına alınıyordu.

1969’dan bugüne yasal düzenlemelerle kadının konumu iyileştirilmeye çalışılırken, Libya’da bu gelişmenin sınırları olduğu da bir gerçek. Buna karşın, iktidarı ele geçiren Ulusal Geçiş Konseyi'nin ülkeyi şeriatla yöneteceğini ilan etmesinin ardından Libyalı kadınların sınırlı da olsa elde ettiği kazanımların hepsini yitireceğini öngörmek gerekiyor.

Şeriat yasaları kadınlar için nasıl bir dünya anlamına geliyor?
Şeriat yasalarına göre kadının toplumdaki yeri aşağıdaki bazı örneklerle ortaya çıkıyor ve Libya’da kadınları nelerin beklediğini gösteriyor.

Şer’i hükümlere göre kadının motorlu vasıta kullanması, sokakta başı açık gezmesi, topluluk içinde konuşması, erkeklerin elini sıkması yasak. Kocası dövdüğünde şikayet etmesi, siyaset yapması, derneklere üye olması da yasak... Kadının, kocasının veya aileden bir erkeğin izni olmadan sehayat etmesi, otelde veya kiralık bir evde kalması, çocuğuna istediği ismi vermesi, çalışması, giydiği çarşafın rengini değiştirmesi, orta öğretim, lise ve üniversite eğitimi alması, yüzünü göstermesi yasak. Şeriata göre kadının boşanma hakkı olmadığı gibi, istediği kişiyle evlenmesi, boşandıktan sonra çocuğunu görmesi de erkeğin kararına bağlı. Ve elbette bütün bunların üzerine kocasının ikinci, üçüncü ve dördüncü bir kadınla evlenmesine itiraz hakkı yok.

Kadını ikinci sınıf bir varlık olarak gören şeriat düzeninde kadının şahitliği erkeğin yarısına tekabül ediyor. Şeriat düzeninde kadınların seçme ve seçilme hakkı da bulunmuyor. Mecbur olmadıkça kadının evden çıkmasını yasaklayan şer’i hükümler kadınların erkeklerle birlikte eğitim almasını, erkek bir doktor tarafından muayene ve tedavi edilmesini de engelliyor.

Şurası açık ki, Libya’da kadının hayatı daha da karanlığa gömülecek.

(soL - Haber Merkezi)