Kübra bebek nasıl öldürüldü?

Samsun'da "açlıktan öldüğü" söylenen Kübra bebeğin ölüm nedeni araştırılıyor. Bilinen şu ki, onun ölümüne neden olan, yoksullaşan Samsun'un en yoksul ailelerinden birinin çocuğu olmasıydı. Kenti iyi tanıyan hekimler de bu noktaya işaret ediyor.

2,5 aylık Kübra bebek Samsun'da artan yoksulluğunun son ve belki de kaybı en fazla acı veren kurbanlarından oldu. Kamu yatırımları kesilen, fabrikaları elinden alınan Samsun yoksullaştıkça, bundan en fazla etkilenen ne yazık ki çocuklar oluyor. Bu olay, Kübra bebeğin ailesine sadaka anlayışıyla kömür yardımı yapanların, bebeğin ölümünden sonra, üzerlerine geçirdikleri gerici yardım örgütlerinin reklamlarıyla basın önünde aileye yardım verenlerin Kübra bebekleri kurtaramayacağı, geri getiremeyeceğini acı şekilde gösterdi. Kübra bebek kendi kendine "ölmedi", herkesin gözü önünde Samsun'un yoksulluğu, eğitimsizliği içinde "öldürüldü". Peki, 2011 yılında Türkiye'nin büyük kentlerinden birinde bir bebeğin açlıktan ölmesine yol açan nedir? Yaşananların sorumluları kimlerdir? Sorularımızı Eski Pratisyen Hekimler Derneği Başkanı, eski TTB YK üyesi, Atakum Kent Konseyi Başkanı Dr. Murat Erkan ve Eski TTB Şube Başkanı Dahiliye Uzmanı Dr. Cem Şahan'a sorduk. Onlar bize Samsun’da açlıktan ölen Kübra bebeği, kentteki yoksulluğu ve sağlık sorunlarını anlattılar.

Dr. Murat Erkan: Kübra bebeğin ölümünden insanları yoksulluğa iten günümüz politikalarında ısrarcı olan siyasiler sorumludur.

soL- Samsun'da genelde yoksulluk ve sağlık, özelde anne- çocuk sağlığı başlıklarında tablo nedir sizce?

Murat Erkan Samsun işsizliğin kronikleştiği bir şehir. Kamu yatırımlarının durması, şehrin ekmek kapısı olan kamu işletmelerinin oldu bittiye getirilerek yok pahasına siyasal iktidara yakın özel sektöre satılması kronikleşmenin etmenlerinin başında gelmektedir. Özelleşen alanlarda çalışanların ücretlerindeki ciddi gerilemeler, güvencesiz çalışma koşulları sonucunda her an işinden olma kaygısı, çalışanların olduğu kadar onların bakmakla yükümlü oldukları ailelerini de olumsuz yönde etkilemektedir. Sağlık hizmetlerinin katkı payı, katılım payı diyerek giderek daha pahalı hale gelmesinin, özellikle kentin önemli bir kısmını oluşturan yoksul kesim üzerindeki yakıcı etkilerini artık gayet net gözlemlemekteyiz. Bütün bu olumsuzluklardan, doğal olarak, ilk etkilenen gebeler ve onların dünyaya getirdikleri bebekleri oluyor.

Kübra bebeğin ölümüyle ilgili Samsun TTB’nin henüz bir açıklaması olmadı. Bu suskunluğu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’de siyasal iktidar, toplumun demokratik unsurlarına var olduğu günden beri açıktan müdahale etmiştir. Bu müdahale ile toplumun sigortası olan demokratik kitle örgütleri “ele geçir, sustur ve kendine destekçi yap” sürecinde varlık sebeplerini kaybetmişlerdir. Siyasal iktidar bu alanda kendisine en ciddi muhalefeti yapan örgütlerden birisi olan Türk Tabipleri Birliğini hedef almıştır. Dolayısıyla siyasal iktidara yakın meslek odaları kendi iktidarlarının hatalarını ya da yanlışlarını dile getirmekten geri durmakta, yani varoluş nedenlerine uygun davranamamaktadır. Samsun özelinde de durum böyle görünüyor. Öte yandan, sanırım yöneticilerin “adli tıp raporunu bekliyoruz” şeklindeki konunun özünden uzak açıklamalarını yakında duyabiliriz.

Samsun Valiliği "Cesetten alınan organ parçaları kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu'na gönderdi. Bebeğin ölümü Samsun Cumhuriyet Savcılığınca da soruşturuluyor. Yetkililer, beslenme yetersizliğinden öldüğü savını ailenin kendi iddiası olarak kabul ediyor ve soruşturuyor. Öte yandan Tekkeköy Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından da aileye her yıl bir ton düzenli kömür yardımı yapıldığı söylendi. Ölen bebeğin babası ise "Çocuğum açlıktan ve sefaletten öldü. Hastanede bize çocuğun midesi boş dediler. Eğer sağlam olsaydım çocuğum yaşayacaktı.Benim çocuğum niye ölsün?" diye soruyor. Muhtar, Bakırcı ailesinin mahallenin en yoksul ailesi olduğunu söylüyor. Siz bebeğin ölümünü nasıl değerlendiriyorsunuz, sorumlu kim sizce?

Yaşanan dramatik olaya bürokrasinin insani olmayan, maddeci yaklaşımını burada görüyoruz. Halbuki toplum bu dramı yaşayanlara insanca yani onların duygularıyla yaklaşıyor. Anlaşılan toplumda yaşanan yoksulluk ve beraberindeki benzer dramlar bürokrasiyi insani düşünmekten dahi uzaklaştırmıştır. Tabii ki, Kübra bebeğin ölümünden insanları yoksulluğa iten günümüz politikalarında ısrarcı olan siyasiler sorumludur.

Ailenin, açlık yüzünden bebeğin öldüğü açıklaması üzerine işadamı Galip Öztürk, aileye ev alacağını, aylık maaş bağlayacağını, anneyi de sosyal güvence altına alacağını söyledi. Kimse Yok mu Derneği de gıda ve giysi yardımında bulundu. Anne, yardımlar üzerine, "Önceden yardım edilseydi kızım ölmeyecekti. Bebeğim öldükten sonra bunlar gelmiş, ne önemi var? Mama bile alamıyordum. Çok zayıftı bebeğim. Açlıktan öldü" dedi. Yapılan yardımlarla ve annenin tepkisiyle ilgili ne söylemek istersiniz?

Yoksulluğa ve onun neden olduğu dramlara kökten çözüm olamayacak girişimler yarın başka Kübra bebeklerin ölümünü engelleyemeyecektir. Travma yaşayanları rehabilite etmek yerine onları yaşayabilecekleri travmalardan öncelikle korumalıyız.

Dr. Cem Şahan: Kentte her altı çocuktan biri yoksul. İlçeler arasında eşitsizlikler daha belirgin. Köylerde çocuklarda beslenme eksiklikleri olan çocuklar mevcut. Samsun’da çocuk yoksulluğu hızla artmaktadır.

soL- Siz Kübra’nın ölümünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cem Şahan Kübra’nın ölümü Samsun’da çocuk yoksulluğunun en önemli göstergesidir. Kübra’nın beslenme yetersizliğine bağlı ölümünü büyük üzüntü içinde öğrendim. Son 5 yıldır bu kentte çocuk hakları, sosyal politika, yoksulluk, çocuk yoksulluğu üzerine hazırlanan raporlarda imzası olan bir hekim olarak, kamu yönetimine Samsun’un yoksulluk profilinin neden çıkarılmadığını sormak isterim. Ayrıca Kübra’nın ölümünden sonra sergilenen günü kurtarmaya yönelik tutarsız açıklamaların kamusal etiğe uygun olmadığını düşünüyorum.

Samsun'da genelde yoksulluk ve sağlık, özelde anne- çocuk sağlığı başlıklarında tablo nedir sizce?

Yoksulluğun çocuklar üzerinde en sık görülen etkisi beslenme yetersizliğidir. Yoksulluk, eve giren besinlerin yetersizliğine, ev içi stres ve annenin kronik yorgunluğu nedeniyle anne sütünün erken kesilmesine –ki Kübra’nın annesi de bunu söylüyor,- annenin beslenme yetersizliğine ve bebeklerin düşük doğum ağırlıklı olmasına neden oluyor. Sağlıksız fiziksel ortama ve yetersiz sağlık hizmetine neden olarak çocuklardaki beslenme yetersizliğinin temel belirleyicisi olarak rol oynamaktadır.

Yoksulluk annelerin eğitimsizliği yoluyla da beslenme yetersizliğine katkıda bulunmaktadır. Bütün bölgelerde yoksulluk arttıkça düşük ağırlıklı çocuk oranının da arttığına dikkat çekilmektedir. Dünyadaki beş yaş altındaki çocukların yüzde 27'sinin ağırlığının yaşına göre düşük olduğu ve bunların da büyük bir kısmının gelişmekte olan ülkelerde yaşadığı tahmin edilmektedir.

Kentte her altı çocuktan biri yoksul. İlçeler arasında eşitsizlikler daha belirgin. Köylerde çocuklarda beslenme eksiklikleri olan çocuklar mevcut. Samsun’da çocuk yoksulluğu hızla artmaktadır. Samsun`da kalkınma modeli olarak yapılandırılan politikalar halkın ve özellikle çocukların yoksulluğunu gidermede yetersiz kalmaktadır ve gelir adaletsizliğine yol açmaktadır. Samsun kırsalının marka yolculukları, AB hayalleri, strateji programları ile kaybedecek zamanı yoktur. Kent-kır eşitsizliği çocukların gelişimi önünde ciddi engeller oluşturmaktadır.

Çocuklar arasında eğitim eşitsizliği belirginleşmektedir. Kırsal alanlarda annelere ve çocuklara yönelik sağlık hizmetlerine ulaşma zorlaşmaktadır. Sosyal güvenlik ve sağlık sigortası sistemleri dağınıklığı belirginleşmektedir. UNICEF`in de belirttiği gibi yoksulluğun tek bir göstergesi yoktur ve bu nedenle nicel terimlerle ifadesi her zaman kolay değildir. Yoksulluk çocukların hem biyolojik hem de zihinsel potansiyellerini olumsuz etkilemektedir.

Kentte çocuk sağlığı konusundaki sağlık hizmetlerinin yeterli olduğu söylenebilir mi?

Temel Çocuk Sağlığı konusunda, çalışmalar Avrupa ülkelerinin çok gerisindedir. Kapatılan Ana Çocuk Sağlığı Merkezlerinin önemi bugün daha iyi anlaşılmaktadır. İlçe hastanelerinde çocuk acil servisleri yoktur ve çocuk servislerinde yetersizlik sürmektedir. Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesinin yer sorunu, dünyanın hiçbir yerinde ve sağlık siteminde kabul edilemeyecek şekilde, Mehmet Aydın Devlet Hastanesinden boşalan yere taşınma şeklinde çözünmeye çalışılacaktır. Erişkin hastanesini çocuk hastanesine dönüştürmek, hem finansal hem de sağlık sistemi açısından tercih edilebilir değildir.

Çözüm önerileriniz nelerdir?

Samsun`da çocuk yoksulluğunu izlemek, etkilerini kamuoyuna anlatmak ve çözümler üretmek üzere Çocuk Yoksulluğu Merkezi kurulmalıdır. Samsun`da işsizliği azaltacak ve toplumsal eşitsizlikleri düzeltecek sosyal program acilen başlatılmalıdır. Kaynakların kullanımında en dezavantajlı çocuklara öncelik verilmelidir. Çocukların hepsine sağlık güvencesi sağlayacak çocuklara ücretsiz sağlık hizmeti yasası için siyasilere baskı yapılmalıdır.

Okul Sağlığı çalışmaları ısrarla ihmal edilmektedir. Oysa yaklaşık 250 bin öğrencisi olan bir şehirde, okul sağlığı çalışmaları koruyucu sağlık çalışmaları açısından yaşamsaldır.

Anaokulu ve ilköğretim öğrencilerine günlük ücretsiz süt verilmelidir. Eğitimin tüm aşamalarında sağlıklı beslenme önemlidir. Ancak özellikle anaokulu ve ilköğretim birinci kademe öğrencilerinin diğerlerine göre daha dikkatli ve sağlıklı beslenmeleri gerekmektedir. Eğitimde başarılı olabilmek için beslenmenin ne kadar önemli olduğu, bilim çevreleri ve beslenme uzmanları tarafından sık sık dile getirilmektedir. Bu temel yaklaşımlar, Samsun`da yok sayılmaktadır.

(soL-Samsun)