Kadın Emeği Konferansı toplandı

Sosyalist Feminist Kolektif’in düzenlediği, “Kadın Emeği Konferansı” 12-13 Kasım tarihlerinde İstanbul Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu'nda yapıldı.

İki gün süren ve yaklaşık iki yüz kişinin katıldığı "Kadın Emeği Konferansı"nda Heidi Hartmann, Jean Gardiner, Helena Hirata ve Gülnur Acar Savran sunumlar gerçekleştirdiler. Katılımcıların soruları ve görüşlerinin yanı sıra yer yer tartışmalar yaşandı.

İlk günün konuşmacıları Heidi Hartmann ve Jean Gardiner’di. Hartmann “Kapitalizm ve Patriyarka” başlıklı sunumunda, “Marksizm ve feminizmin mutsuz evliliği” çalışmasında eksik bıraktığını düşündüğünü yerlere dikkat çekti. Söz konusu çalışmasında Marksizm’i cinsiyet körü olmakla suçlayan Hartmann, patriyarkal ilişkilerin kapitalizm ile var olmadığını ve kapitalizmle birlikte ortadan kalkmayacağını savunmuş Marksizm’in kadın sorununa bakış açısını eleştirmişti. Konferanstaki konuşmasında, 35 yıl önceki çalışmasına referans veren Hartmann o zaman kapitalizmin kadın erkek eşitsizliğini iyileştirebileceğini düşünmediğini söyleyerek, kapitalizm geliştikçe patriyarkal ilişkilerin önemini kaybettiğini ve kadın-erkek ilişkilerinin daha eşit bir hale geldiğini iddia etti. Hartmann, özellikle ABD toplumunu örnek vererek, kadınların artık daha iyi eğitim aldıkları, daha fazla iş alanında var oldukları ve daha iyi ücret kazandıkları için, aile içinde daha eşit bir konuma sahip olduklarını, kapitalizmin gelişmesinin kadınlara yarar sağladığını iddia etti. Kadınların daha iyi eğitim aldıkça bireysel olarak “kurtulabileceklerini” söyleyen Hartmann, bazı katılımcılar tarafından “sistem içi” çözüm üretmekle eleştirildi. Hartmann ısrarla, ABD’de kadınların erkeklerden daha az kazanmadıklarını ve kadınların durumunun 35 yıl önce olduğundan daha iyi şartlarda yaşadıklarını söyledi. Bazı katılımcıların, ABD’deki göçmen ve azınlık kadınların durumunu sorması üzerine, Hartmann, Asya ve Afrikalı kadınların da ABD’deki durumlarının iyileşmekte ve umut verici olduğunu söyledi. 35 yıl önce Marksizmi feminist açıdan eleştiren Hartmann’ın, bireysel eğitimi ve fırsat eşitliğini öne çıkaran bu bireyci ve liberal tezleri katılımcılar tarafından benimsenmese de, Hartmann, ABD kapitalizminin kadın-erkek ilişkilerinde patriyarkal egemenliği kırmak konusunda “iyi bir iş başardığı”na dair fikrinde ısrar etti.

İkinci oturumda “Toplumsal cinsiyet, bakım emeği ve ekonomi” başlıklı çalışmanın yazarı Jean Gardiner “Bakım Emeği” başlıklı sunumunda, bakım emeği (ev içi emek) ve bunun kadınlar açısından yarattığı dezavantajlı duruma dair bir konuşma yaptı. Bakım emeğini, ev içinde, piyasa mekanizmalarından bağımsız olarak üretilen ve tüketilen, karşılığı ödenmeyen emek olduğunu iddia eden Gardiner, Feminist hareketin, en azından bu emeğin görünür hale getirilmesi konusunda başarılı olduğunu söyleyerek Hartmann’ın sunumundaki tartışma başlıklarına dair de ek yapmış oldu. Örnek olarak ise teknolojinin gelişmesiyle, bakım emeğinin eskisine oranla daha az yorucu olduğunu söyleyen Gardiner, "Annem hayatının neredeyse tüm pazarlarını çamaşır yıkamaya verdi, ben buna mecbur değilim. Bir çamaşır makinam ve kirlilerini kendi yıkayan bir partnerim var" dedi. Esnek istihdam bağlamında kadın emeğini sermaye egemenliğiyle değil, erkekliğin hegemonyasıyla tanımlayan Gardner, esnek çalışma saatleri, yarı zamanlı iş gibi seçeneklerin kadınların, iş dünyasında yükselememeleriyle sonuçlandığını örneklerken değişimin, anne ve kız çocuğu ilişkisinden yükseldiğini söyleyerek, "Patriyarkanın kırılması anne ve kız çocuğu ilişkisinden geçiyor. Anne, kız çocuğuna eşitlikçi bir eğitim vererek değişimi başlatıyor" dedi.

Konferansın ikinci günü küreselleşmenin cinsiyetli yapısı ve cinsiyete dayalı uluslararası işbölümü üzerine karşılaştırmalı çalışmalar yapan Helena Hirata. "Esneklik ve Ücretli Kadın Emeği" başlıklı sunumunda profesyonel çalışmada, ev içi çalışmada ve ücretli kadın emeğindeki değişimleri ele aldı. Sosyal eşitsizliklerin çalışma hayatına yansımaları olduğunu söyleyen Hirata, küreselleşmenin istihdamı nasıl etkilediğine değindi.

Kayıt dışı istihdamda kadın sayısı erkekten daha fazla olduğunu belirten Hirata, güvencesiz ya da kayıtdışı istihdamın sahip olduğu göstergelerin sosyal güvence ve hakların olmaması, çalışma süreleri ve düşük beceri-yetkinlik seviyeleri başlıklarında ele aldı.

Son oturumda ise “Günümüzde Feminist Politikalar“ başlıklı sunum Gülnur Savran tarafından yapıldı. Savran, Türkiye'de kadına yönelik şiddetin artmasının nedenlerini kadınların artık hayır demeye ve direnmeye başlamaları, kadınların istihdama katılımında düşme olmasına rağmen kayıtdışı sektörün şişkinleşmesi ve daha çok kadının çalışıyor olması, medeni kanunda ve ceza kanunundaki değişikliklerde kadınların güçlenmesi, artan işsizlik sonucu eve ekmek getiremeyen erkeklerin kendini güçlü hissetmek için kadına yönelmesi, ve medyanın bunu magazinleştirmesi ile yargının erkekleri cesaretlendirmesi olarak sıraladı.

Kadın cinayetlerini, patriyarkal ilişkilerin çeşitlenmesi ve bunun yansıması olarak ele alan Savran, “Bir yandan hala geleneksel ilişkiler, koruyucu yasalar var. Diğer yandan emek gücü piyasasını kadınlar üzerinden esnekleştirme, kadınların daha düşük ücretlerde çalışması farklı patriyarkal ilişkilerin habercisidir" dedi. Patriyarkanın melezleşmesi kavramını kullanan Savran, Türkiye’de melez bir patriyarkal düzen olduğunu, bekaret takıntısı ve kadınların örtünmesinin, geç kapitalistleşme ve hızlı modernleşmenin, İslam ve Kemalizm'in etkileri olduğunu söyleyerek, “Tüm bunlar patriyarkanın melezleşerek derinleşmesini beraberinde getirmektedir.” dedi.

AKP’nin aileci, boşanmaların artışını yozlaşma, eşcinselliği hastalık olarak değerlendiren yeni muhafazakar politikalarını soyut eşitlik politikaları olarak nitelendiren Savran, muhafazakarlık ve neoliberalizmin birliği karşısında üretilecek feminist politikanın hem geleneksel hem modern dinamikleri hedefine alması gerektiğini söyledi. Önerilerini, dışarıda çalışmayan kadınların emeğini ücretli emeğe dönüştürmek için önlemler, dışarı çıkmak istediğinde sosyal haklar tanınması olarak sıralayan Gülnur Savran ücretli emek için erkeklerin bakım işlerine yönelimini sağlayacak önlemlerin tartışılmasını önerdi. Esas hedefin ise kadınların başlayan isyanını büyütecek şekilde güçlendirilmesi olduğunu söyleyerek “Kadınların direnmelerini mümkün kılacak şekilde tüm patriyarkal ilişkilerde güçlendirmek gerekir" dedi.

(soL - Kadın)