(soL - Haber Merkezi) Partisinin önceki günkü grup toplantısında konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan, “benim başörtülü bacıma saldırdılar” yalanını sürdürürken “İnsanlığınız öldü mü? Akşam evde çocuklarınızın yüzüne nasıl bakıyorsunuz? 8 Mart Kadınlar Günü’nde hangi yüzle kadın haklarından bahsedeceksiniz” dedi. Görüntüler ve adli tıp raporu saldırı iddiasını açıkça yalanlamasına rağmen, Başbakan tehlikeli bir şekilde başörtüsü sömürüsüne devam ederken kadına dönük şiddet ve tecavüz vakalarının ardı arkası kesilmiyor. Kadına şiddet uygulayanlar çoğu örnekte, küçük cezalarla kurtulurken, Tayyip Erdoğan’ın başında olduğu hükümet şiddeti önlemek yerine körüklüyor.
Son günlerde basına yansıyan birkaç örnek bile, devletin kadına dönük gerçek şiddet vakalarına devletin nasıl seyirci kaldığını açıkça ortaya koyuyor.
İmam abinin ardından sığınma evinde tecavüz
Kars’ın Merkez Yakutiye İlçesi’nde oturan ve biri imam olan iki ağabeyinin tecavüzüne uğrayan 23 yaşındaki H.B., önceki gün hakim karşısına çıktı. H.B, A.B.’nin kendisine defelarca tecavüz ettiğini belirtirken, A.B. savunmasında “birlikte olduğunu ancak onun kendisine karşı koymadığnı” söyledi.
H.B., kürtaj olmak için gittiği hastanede de tecavüze uğradığını, sonrasında sığındığı Kadın Sığınma Evi’nde tekrar tecavüze mağruz kaldığını belirtti.
Sığınma evlerinden kadın manzaraları
CHP Kadın ve Çocuk Hakları İnceleme ve İzleme Komisyonu, Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki sığınma evlerini ziyaret etti. Hazırlanan raporda ayaklarına zincir takılan, kıskançlıktan camlarına duvar örülen, kapıyı geç açtığı için ölesiye dövülen, burunları kesilen kadınların hikayeleri aktarıldı.
Raporda görüşülen bazı kadınların aktarımları şöyle
“37 yaşında, 11 senelik evli. Eşinin uyguladığı şiddet ilk olarak kıskançlık nedeniyle başladı. Öyle ki eşi, karısının ayağına zincir taktı ve zinciri sadece tuvalete gitmesi için açtı. Kıskançlıktan camlara duvar ördü.
24 yaşında. Evli ve 3 çocuklu. 2 aydır sığınma evinde. 6 yıldır evli. Eşi hemen her gün şiddet uyguladı. Burnuna ve gözüne şiş sokarak işkence yaptı. Bıçakla, burnunu kesip, ellerinin ayaklarını bağlayıp işkence yaptığı için 2 aydır cezaevinde.”
Raporun sonuç bölümünde kadınların genel profillerine ilişikin şöyle denildi: “Ekonomik bağımsızlığını elde edemeyen kadınlar, bağımlılık ilişkisi nedeniyle aile içi şiddetten uzaklaşamamaktadır. Kadınların eğitim olanaklarından yararlanamaması, şiddeti doğurmaktadır. Sığınma evinde kadınların genel durumuna bakıldığında şiddetin yaşının olmadığı görülmektedir.”
Hastanelerden kürtaja fiili yasak
Türkiye genelinde birçok hastanenin “Kürtaj yasaklandı” veya “Eş rızası gerekli” gibi gerekçelerle kürtaj başvurularını geri çevirdiği ortaya çıktı. İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi’ne gelen şikayetler üzerine konuyu araştıran Milliyet gazetesi muhabiri Zeynep Yüncüler, aradığı bazı hastanelerden “Kürtaj yasaklandı”, bazı hastanelerde ise “Bekar anne adayları dahil tüm kadınlar için eş rızası istiyoruz” cevabını aldı.
Devlet koruması altında olan ve uğradığı cinsel saldırı sonucunda hamile kalan 15 yaşındaki kıza kürtaj izni verilmedi.
Vatan gazetesinden Bülent Aydoğdu’nun haberine göre, İstanbul Bahçelievler 80. Yıl Çocuk Yuvası’nda koruma altında bulunan 15 yaşındaki K.D., iddialara göre cinsel istismara maruz kaldı. K.D.’nin faili bilinmeyen cinsel istismar sonucu hamile kalması üzerine olay Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı’na ulaştı. 9 haftalık iken kürtaj izni talebine mahkeme, 14. haftada olumsuz yanıt verdi.
"Tecavüzcüsüyle evlensin"
Yargıtay Cumhuriyet Başsav-cılığı’nın yargıda iş yükünün azaltılması için 18 Kasım 2013 tarihinde hazırladığı kanun tasarısı taslağında tecavüze uğrayan çocuğun tecavüzcüsüyle evlenmesi durumunda davanın düşmesi yer alıyor.